Kader GÜR
  • 01/01/1970 Son günceleme: 22/02/2012 23:11
  • 16.767

AK Parti’nin Türk siyaset tarihinin en büyük partisi olması bazı sıkıntıları da beraberinde getirmiyor değil… 3 dönem üst üste tek başına iktidar olması partiye güç kattığı gibi çeşitli yorum zenginliğine de yol açıyor.

Tabi bu yorumlar arasında, en gerçekçi olanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a duyulan sevgi ve güven… Bununla birlikte AK Parti’nin bir kitle partisi olduğunu söyleyenlerde çok haksız sayılmaz… Türkiye’nin % 65’lik kesimi muhafazakâr, yani geleneğine, göreneğine, bölgesel kültürüne ve dinine bağlı yaşamayı tercih ediyor. Seçim dönemlerinde genellikle Türkiye iki parçaya bölündüğü için muhafazakâr kesim haliyle AK Parti’den, küçük bir kesimi de MHP’den yana tercihini kullanıyor.

 
Bu büyük muhafazakâr kesimin, AK Parti’yi tercih etmesi AK Parti’ye kitle partisi denilmesine de yol açıyor. MHP ise Milliyetçi duruşuyla o ideolojiyi temsil etme hakkını kazanıyor.
 
AK Parti’ye oy veren kesim içinde, dar gelirli vatandaşlar en büyük potansiyeli oluşturduklarının farkına varmış olma bilinciyle AK Parti’nin sermaye partisi olma yoluna girdiğini söylüyorlar. Bu söylemlerinde haklılar mı? Haklılık payları yok dersek bu inkârcılık olur.
 
Türkiye’nin her bölgesinde hâkim olan bu görüş maalesef Beykoz’da çok ciddi ölçüde tartışma yaratıyor. Belki bazı endişeler nedeniyle çok sesli dillendirilemiyorsa da, AK Parti’ye oy veren dar gelirli vatandaşın içinde bir sızı olarak duruyor. Bu kesimin AK Parti’den umudunu kesmesi durumunda oy kaybı yaşanması kaçınılmaz olacağı gibi bu kaybın sorumlusu da AK Parti’ye çöreklenmeye çalışan bazı iş adamlarıdır.
 
AK Parti’nin 14 Ocak 2012 günü yapılan Kongresi’nde tartışılabilecek birçok gelişme yaşanmasına rağmen yine sermaye kesimin bir takım şeylere hâkim olma çabaları tartışılması gereken çok önemli konuların ertelenmesine yol açmıştır.
 
Muharrem Ergül döneminde bazı iş adamları ve büyük kuruluşlara yasal zemine oturtulmadan sağlanan imkânlar bugün Beykoz’da sorun olarak karşımıza çıkmıştır. Bu yetmezmiş gibi, yaşanan sorunları kendi akıllarınca çözmeye çalışan iş adamları; gerek belediye, gerekse AK partili yerel yöneticileri ciddi manada zor duruma düşürmüşlerdir.
 
Muharrem Ergül döneminde bu kesime sağlanan olanakların yarattığı sorunlar bugün Yücel Çelibilek’in önünde adeta bir dağ halinde durmaktadır. Öyle ki bu sorunların bundan sonraki dönemi de esaret alma ihtimali kuvvetle muhtemeldir. Beykoz Belediyesi’ne yapılan Başkanlık binasına bile ruhsat alarak işini yasal zemine oturtan Yücel Çelikbilek, kendisinden önceki dönemde bencilce yapılan ve ‘benden sonrası tufan’ anlayışıyla birilerine sağlanan imkânların yarattığı sorunları çözmeye çalışıyor.
 
Burada amacım; ne Muharrem Ergül’ü kötülemek ne Yücel Çelikbilek’i övmektir! Amacım, sermaye kesiminin AK Parti üzerinden imkân sağlama girişimlerinin parti içinde yarattığı bölünmüşlüğün önüne geçmektir. Türkiye’nin ve Beykoz’un AK Parti’ye bundan öncekinden daha çok ihtiyacı vardır. AK Parti’den medet bekleyen binlerce insanın umudu bazı kendini düşünen, aslına bakarsan AK Parti’ye hiçbir faydası olmayan insanlar için feda edilmemelidir. Sonuç olarak bende bir vatandaşım ve bu durumdan ciddi ölçüde rahatsızım.
 
Öyle ki, bu iş adamları parti içinde etkin olabilmek için, utanmadan ticari ilişki içinde oldukları adamlarını partiye yerleştirmek için ciddi gayret göstermişler ve başarılı olamadılarsa da bu amaçlarına başka kanallarla ulaşmışlardır. Kendilerince teferruat oluşturup, hem avukatlık yapıyor, hem de sorun çözmeye çalışıyorlar. Ben bu konuları çok ciddi şekilde takip ediyorum… Altını çizerek söylüyorum, hiç kimseden de zerre çekinmiyorum. Allah’a bir can borcum var.
 
Muharrem Ergül, çözümü şu anda Yücel Çelikbilek’ten beklenen sorunlarla ilgili yargılanıyor. Yaptıranda, yıkmayanda suçlu… Öyle görünüyor ki bu iş gerçekten Beykoz’un başına dert olacak. Adamlar milyon dolarlık tesis kurmuş iş yapıyor, AK Parti bedel ödüyor.  Türkiye’nin bir hukuk devleti olmasının uygulaması en güzel Beykoz’da yaşanıyor.
 
Bu sorunların çözümü; Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’in yasal anlamda gereğini yapmasından, bunun akabinde, kendi çıkarlarını düşünenlerin AK Parti’nin yakasını bırakmasından geçiyor. Başka alternatif, ne vicdanlarda de hukuki zeminde gözükmediği gibi rafa kaldırılması da imkânsız gibi duruyor.
Yazarın Yazıları