Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Bir Peygamber Kıssası ve İNAT

Malumunuz olduğu gibi Peygamber kıssaları, insanoğlu için ömür boyu istifade edilecek ibret levhalarıdır.

 Ülkemizi çalkalayan son olaylarla ilgili, şu çok anlamlı Peygamber kıssasını istifadenize sunarak, İNAT konusuna döneceğiz.

Hz. Süleyman A.S.’ın hem cinlerle, hem de bütün hayvanlarla konuşan bir hükümdar Peygamber olduğunu, sanırım bilmeyen yoktur. Bir gün bir kuş, kanadının bir sofî derviş tarafından kırıldığından şikâyet için Hz. Süleyman’a gelir. Hz. Süleyman da o kuşun şikâyetçi olduğu dervişi, huzuruna getirtip sorar:

— Bak, bu kuş senden şikâyetçi. Niye bu kuşun kanadını kırdın?
Sofî derviş kendini savunur:
— Sultanım, Allah bu mahlûkatı âdemoğlunun emrine musahhar kılmıştır. Ben bu kuşu avlamak istedim. Yine de ona kaçma fırsatı verdim, fakat o beni bekledi. Ben de bana teslim olacağını düşünerek, üzerine atladım. Tam yakalayacakken, debelendi ve kaçmaya çalıştı. O esnada da kanadı kırıldı. 
Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner:
— Bak, bu adam da haklı gözüküyor. Senin yanına geldiğini göre göre sen niye tedbirini almadın ve kaçmadın? Şimdi kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun.
Kuş itiraz eder:
— Efendim, o derviş avcı kıyafetinde olsaydı, o zaman hemen kaçardım. Ben onu sofî ve derviş kıyafetinde gördüğüm için, “ondan hiç kimseye ve bana zarar gelmez düşüncesiyle” ona güvendim, tedbir almadım ve kaçmadım. 
Hz. Süleyman bu savunmayı beğenir ve kuşu haklı bulur. Kısasın yerine gelmesi için, “sofî dervişin kolunun kırılmasını” emreder.
Kuş yine itiraz eder:
— Efendim, bunun sadece kolunu kanadını kırarsanız, kolu iyileştikten sonra o derviş aynı şeyi yine başkalarına yapabilir.
— Peki, ne yapalım?
— Siz uygun gördüğünüz cezayı verdikten sonra, bunu sofî ve derviş kıyafetinden, sıyırın ve ona bu kıyafeti yasaklayın! …Tâ ki diğer kuşlar da benim gibi aldanmasın!…

(..Evet; aldanan elbette çok masum değildir, fakat ALDATAN mutlak suçludur ve kesinlikle cezalandırılmalıdır, ki başkaları aldatılmasın… ..Bu kısadan diğer hisseleri, takdirlerinize arz…)

***

·İnat, bir hastalık mıdır?

İNAT, aslında (bıçak ve silâh gibi) güzel ve faydalı bir duygudur ve insana, hayırlı şeyleri uygulamakta, ricât ve bir geri kaçma olmaması için verilmiştir.

 

Meselâ, şeytana ve nefsimize rağmen hayır yapmakta, her hâl-ü kârda namazlarımızı camide cemaatle kılmada, Kur’ân ve iman hakikatlerini her gün muntazaman okumada ve dinlemede inat etmek, insanı sâhil-i selâmete çıkarır. Ebedî hayatını kazanmaya vesîle olur.

Ancak sınav gereği, silah ve bıçak gibi, bu İNAT duygusu da kötüye kullanılmaya çok açıktır.

 

Şu asrımızda çokça kötüye kullanıldığı içindir ki, Bediüzzaman Hz. Sözler eserinin lemâ’at bölümünde “İnadın gözü kördür, meleği şeytan gösterir.” Buyurmuştur.  İnadın gözünün körleşmesinde, bazı sebepler vardır.Her türlü taraftarlıklar, (takım, gurup, ırkçılık, particilik v.s.) ideolojik saplantılar, siyasi farklılıklar, haset, kin, düşmanlık, bencillik gibi faktörler başta gelir.

 

Bu konuda da Bediüzzaman Hz. çok net konuşmuştur:

“Siyaset ve siyasetteki tarafgirlik damarı; meleği şeytan, şeytanı melek suretinde gösterir.”

Yani fanatik taraftarlık, İNAT ve taassupla, çok büyük yanlışlara iter. Kendi taraftarı olan şeytan zihniyetli birini överken, MELEK sâfiyetindeki bir muhalifini de şeytan gibi görür, yerer ve lânetler.

·İşte bunun içindir ki asrımızın en büyük İslâm âlimi "Eûzu billahi mineşşeytâni vessiyaseh” yani,“şeytanın şerrinden Allaha sığındığım gibi, siyasetin şerrinden de Allaha sığınırım” buyurmuştur.

 

Şu fitne asrımızda; Bediüzzaman Hz.’nin bu sözlerini ve Peygamber kıssalarını doğrulayan, o kadar çok örnekler yaşanıyor ki, başka söze ne hâcet?…

***

NOT: Bir sonraki yazımızda, “Legoların, VAHDÂNİYET ÇIĞLIKLARI” başlıklı, çok anlamlı, çok istifadeli, çok zevkli, TEVHÎD içerikli ve îmânî bir yazı ile TEFEKKÜR deryalarına dalacağız inşallah…

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER