Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Bir dilim ekmek!

Sadece bir dilim ekmekte bile, insanlık hayatı için, öyle bir potansiyel var ki; kişileri yâ Esfeli Sêfiline (hayvandan daha aşağıya) düşürür veya Âlâyı İlliyine (yüksek mertebelerin en üstününe) yükseltir.

Bu düşüş, bir dilim ekmeğe gösterilen saygısızlıklarla ve hakir ve basit görmelerle; yükseliş ise bir dilim ekmeğe verilecek önem, değer, şükür ve saygıyla hak edilmiş olunur.

Bu gerçeklerin idraki içinde olan bahtiyar ecdadımız, bir dilim ekmeğin küçücük bir kırıntısına bile çok önem ve değer vermişlerdi. Sofradaki kırıntıları toplama Sünnetini bile, tam hassasiyetle uygulamışlardı.

İşte o Sünnet: “Düşen ekmek kırıntılarını toplayıp yiyenler darlık görmez, çocuğu da ahmak olmaz.” (Ebu Şeyh, Kitabu’s Sevab)

BUGÜN İSE ÜLKEMİZDE:

2023 İstatistiklerine göre, TAM 14 MİLYON ekmeğin ÇÖPE atıldığı tespit edilmişti.

Bu İSRAF, Afrika’da yoksul bir ülkeyi doyuracak kadar büyük bir İSRAFTIR.

Ülkemiz için de, ekmeğe karşı, tam bir saygısızlık ve nankörlüktür. Darlık ve kıtlık sebebidir.

Afrika’nın susuz, çorak bölgelerinde bir dilim ekmek bile bulamadıkları için, açlıktan ölümlerin sayısının, 2022 UNSEF’E göre, maalesef 36 saniyede 1 çocuk, (günde 2400 çocuk, senede ise 876 000 çocuk öldüğü) bildiriliyor.

Zalim Yahudilerin 1,5 sene sürdürdükleri soykırım sebebiyle, Filistin’de, Gazze’de, açlıktan ölenlerin sayısı, ilk günlerde bile 40’a ulaştığı bildirilmişti.

4-5 Yaşlarındaki iki küçük çocuğun, çamur içinde oldukları halde, ellerinde küçücük çamurlu bir dilim ekmekle uyuma resimleri, yürekleri dağlamıştı.

Hatta bir basın mensubunun, bir kız çocuğuna “en çok ne istiyorsun?” sorusuna, “ölmek istiyorum, çünkü orada aç kalmam” gibi cevaplar vermesi çok ibretlidir.

Bir tarafta ACI ahvâl böyleyken; Bu durum, yani ekmeğe karşı böylesine saygısızlık, nankörlük ve israflar nedeniyle ülkemizin, aşırı bir kıtlıkla cezalandırılacağımızı ihtar ediyor Kur’ân-ı Kerîm. (Rûm 41. ve Cin 16. Ayetler.)

Geçmiş yıllarda Yüce Rabbimizin bizlere bolca gönderdiği rızıklara ve nimetlere karşı; “İSRAFLARLA gösterdiğimiz nankörlüklerin cezası olarak, kuraklıklar, depremler, yangınlar, çeşitli belâ ve musibetlerle, hatta bolca yağmurlar gönderip, sellerle tarla ve seralarımızı tahrip ettirerek, bizleri de bir dilim ekmeğe muhtaç bırakabilir” diye çok endişelerimiz var.

Bu akıbetten korunmanın tek çaresi ise SU vd. bütün nimetlere karşı ve özellikle EKMEĞE karşı israflardan ve nankörlükten ciddi bir şekilde korunmaktır…

  • İLGİNÇ ve İBRETLİK BİR OLAY:

Orta halli bir ailenin televizyonu arıza yaptığı için, teknisyeni çağırmışlar. Tamirci televizyonun arkasını açtığında, içinde bir sürü ekmek kırıntısı gördüğü için, arızaya bu ekmek kırıntılarının sebep olduğunu, evin hanımına göstererek anlatmış.

Anne şaşkınlık içinde, yaramaz kızını çağırmış ve tatlılıkla “kızım, televizyonun içine niçin bu ekmek kırıntılarını attın ki?” Diyerek sorgulamış.

Küçük çocuk suçunu itiraf ederek, öyle ibretlik bir cevap vermiş ki, annesi hüngür hüngür ağlamağa başlamış. Minik kızın cevabı:

-Anneciğim, televizyonda açlıktan ölmek üzere olan zayıf çocukları gördüm. Onların bir parça ekmeği bile yoktu. Bende onları görünce, televizyonun içindeki o çocuklara ekmek parçaları attım ki, açlıktan ölmesinler…

Küçücük çocuğu bile böylesine harekete geçiren o acı tablolar, acaba güzelim ülkemizin insanını, niçin hiç etkilemiyor ki, ekmek israflarımız her geçen gün artıyor?

DİĞER YANDAN:

Evlerimizde yere düşen ekmek kırıntıları CİNLERİN gıdaları olduğundan, CİNLER o kırıntılar için, o eve karargâh kurarlar. O ev halkına zarar vermek için fırsat kollarlar. Bu da konunun ayrı bir boyutudur…

Bütün kıtlıkların, nimetlere karşı israf ve nankörlükler nedeniyle yaşandığı; Kur’ân-ı Kerimde ve Hadis-i Şeriflerinde gayet net olarak anlatılmış.

Fakat okuyup anlayan, ibret ve tedbir alan nerede?

İşte Rum Süresi, 41. Ayet:

"İnsanların kendi elleriyle işledikleri (günahlar) yüzünden karada ve denizde (kuraklık ve hastalıklar yaygınlaştığı için) düzen bozuldu. Allah, (yaptıkları) bazı amellerine karşılık onları cezalandırır. Umulur ki onlar tövbe ederek, Allah’a (kulluk ve itaate) dönerler."

Cin Süresi, 16. Ayet: "Şayet onlar (insan ve cinler), (İslâm) yolunda dosdoğru yürüselerdi (ve ondan sapmasalardı), onlara bol bol yağmur indirir (ve dünyada onların rızıklarını bollaştırırdık)." Mealler tefsir açıklamalıdır.

  • Kâinatın en doğru sözlüsü Hz. Muhammed SAV ise:

"Bir toplum nankörlük edip, mallarının zekâtını vermezse, mutlaka gökten yağmur kesilir. Şayet hayvanlar da olmasaydı, tek damla yağmur bile yağmazdı." ("Kurtubî Tefsir"; c: 1, s: 418.) Belki de BELÂ ve musibet olarak yağdırılır…

“Allah bir kavme kıtlık vermişse, Allah´a başkaldırmalarındandır.” (Hatib, Tarih.)

Başka söze ne hacet? Vesselâm.

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

2 adet yorum var

  1. Ve Aleyna aleyküm selam
    Cenabı Allah CC ebeden razı olsun inşâallah
    Güzel bir konuya daha temas ettiniz
    Günün ve akşamın Rahmeti bereketi üzerinize olsun inşâallah
    Hakkınızı helal ediniz. İnşâallah

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER