Dost Beykoz, her gün binlerce kişiye 'sorunsuz' bir şekilde yemek dağıtan ve kusursuz çalışan Beykoz Belediyesi'nin üniversiteli gençlerini takip etti.
Her yıl Ramazan ayı geldiğinde, ilçede neredeyse her mahallede bir sofra kuran ve kurduğu bu sofralarda yüzbinlerce vatandaşı ağırlayan Beykoz Belediyesi, kalite standartlarını her geçen gün daha da yukarıya çekiyor. Özellikle diğer iftar sofralarıyla kıyaslandığında Türkiye'de bir ilki gerçekleştiren Beykoz Belediyesi, personelinin akılcı ve hızlı çalışmasıyla tek bir vatandaşı bile sırada bekletmiyor. Ezan okunduğu sırada sofralarda hazır olan binlerce yemek, oruçlarını açan Beykozlu vatandaşlar tarafından aynı anda tüketilmeye başlanıyor.
Tüm bu kusursuz çalışmasının perde arkasındaki isim olan Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ise kendi ailesi ve yakınlarıyla bile açmadığı orucunu, Beykozlu hemşerileriyle birlikte açmayı tercih ediyor. Neredeyse 30 günün tamamında vatandaşlarla birlikte aynı İftar Sofrası'na oturan Yücel Çelikbilek, yine örnek olacak bir davranışta bulunuyor ve Ramazan boyunca hiçbir yerde ‘siyasi konuşma’ yapmıyor. Sessiz sedasız vatandaşlarla birlikte yemek yiyen Başkan Çelikbilek, daha sonra Beykozlu vatandaşlarla selamlaşarak, tek kelime etmeden alandan ayrılıyor.
Beykoz Belediyesi’nin üniversiteli iftar ekibi
Beykoz ise duyarlı Başkanı Yücel Çelikbilek ve sayısı 200'ü aşan üniversiteli gençerden oluşan İftar Sofrası ekibiyle birlikte, hem İstanbul'a hem de Türkiye geneline örnek olacak bir gururu 250 bin vatandaşıyla birlikte paylaşıyor.
‘Bir ekip yemek taşırken, diğer bir ekip masa-sandalye taşıyor’
Dost Beykoz, yıllardır büyük bir titizlikle sürdürülegelen ve başlangıcının Beykoz olduğu İftar Sofraları'nın mutfağına girdi ve yoğun geçen tempoda yapılan çalışmaları yerinde gözlemledi. Buna göre değişik üniversitelerde eğitim gören yaklaşık 200 kişilik bir ekip, hemen her gün gruplara ayrılarak, İftar Sofraları'nın sorunsuz kurulup kaldırması adına organize bir şekilde çalışıyor. Akşam saat 17.00'de Beykoz Belediyesi'ne gelen 'öncü ekip' yemekhaneye çıkıyor ve burada kendileri için daha önceden hazırlanmış olan yemek kaplarını, yardımlaşarak araçlara yüklüyor. Bu sırada bir başka ekip ise yemek dağıtılacak alana gidiyor ve arkadaşları yemekleri arabaya yüklerken, eşzamanlı olarak onlar da kamyonlarla alana getirilen masa ve sandalyeyi taşıyor. Bu sırada hem yemek dağıtan ekip, hem de masa-sandalye yerleştiren ekibin, hızlı ve titiz bir şekilde çalıştıkları gözleniyor. Kendi aralarında şakalar da yapan ekip üyelerinin, oldukça neşeli oldukları ve işlerini sevgiyle, gururla yaptıkları hemen fark ediliyor.
Beykoz Belediyesi Destek Hizmetleri Müdürü Murat Gedik ile bir araya gelen Dost, neredeyse kusursuz çalışan ekibin sırrını kendisine soruyor. Sorulara oldukça içten yanıtlar veren Müdür Murat Gedik, Dost Beykoz'a oldukça kapsamlı bir bilgi veriyor:
"Yemek kalitesi olarak, çok iyi lokantalarla yarışacak düzeyde bir iş çıkartıyoruz. Bizim dağıtımımız ise Türkiye'de bir ilkin altına imza atıyor: Ramazan Sofralarımıza oturan Beykozlu hemşerilerimiz, ayakta ve sırada beklemiyor; oturduğu yerde yemek önüne geliyor."
Peki, bu kâğıt üzerinde hoş bir durum olsa da pratikte yani uygulamada kolay cesaret edilecek bir iş midir Murat Bey? Nasıl oluyor da hiç sorun yaşanmıyor?
"Evet, kolay iş değil. Bunu Türkiye'de kimse bu şekilde yapmıyor. Görüyorsunuzdur, hemen her İftar Sofrası'nda ezan başladıktan sonra bile zaman zaman ayakta yemek kuyruğunda olanlar var. Ancak bizim sistemimizde, vatandaş gelip sofraya oturuyor ve yemeği de önüne geliyor."
Bildiğimiz kadarıyla 4 bin kişilik bir sofra kurulmuştu Ramazan'ın ilk günü... Bir sorun yaşandı mı?
"İlk günü toplamda 4 bin değil; 4 bin 500 kişilik yemek getirdik biz alana... Bugün de 3 bin 600 kişilik yemek vereceğiz. 180 kişilik bir ekiple altından kalkabiliyoruz bu işlerin... Bir de Ramazan'ın son günü büyük bir iftar vereceğiz: O gün de 4 bin 500 ila 5 bin kişilik bir yemek çıkartacağız."
Yemekler dökülmüyor değil mi Murat Bey?
"Asla... Bu konuda çok titiz davranıyoruz. Alana gelen bazı vatandaşlarımız, kimi zaman kap-kacak getiriyor. Eğer yemeğimiz artarsa mutlaka vatandaşlara dağıtıyoruz; evlerine de götürüyorlar. Eğer yine de kalmışsa, belirlediğimiz yerler var. Bu noktalarda yemeğe ihtiyacı olan kişilere dağıtım yapıyoruz."
Mutfakta kaç kişi var ve öğrenci olarak kaç öğrenciye iş olanağı tanıyorsunuz? Rakam verebilir misiniz? Özellikle bu öğrencilerin yaz aylarında ihtiyaçlarını karşıladığını düşündüğümüz için Dost Beykoz olarak, bu işi önemiyoruz ve Beykozlu hemşerilerimizin de bilmesini istiyoruz. Hepsi Beykozlu mudur çalışanların?
"Elbette... Bu konuda biz de çok titiz çalışıyoruz: Tüm personelimiz Beykoz'da ikamet eden hemşerilerimiz... Öğrenci olarak bakarsanız toplamda 90 öğrencimiz var. Bunların yüzde 70'i üniversite öğrencisi ve kalan yüzde 30'u da lise öğrencisidir. Personel olarak da 1 Gıda Mühendisimiz, 1 Aşçıbaşımız, 1 Aşçımız, 2 Aşçı Yardımcımız, 2 Mutfak Yardımcımız ve 5 kişilik de Bulaşık ve Temizlik ekibimiz var. Toplamda mutfakta 12 kişilik hazır bir ekibimiz var.
Öğrencilere önem verdiğinizi söylediniz, ben de ayrıca şunu eklemek isterim. Biz yalnızca öğrencilere burada maaş vermiyoruz; aynı zamanda sigorta da yapıyoruz."
Bu çok önemli bir iş... Yarım gün mü sigortaları Murat Bey?
"Hayır, tam gün… Neden yarım gün olsun? Akşamüstü 17.00'de geliyorlar ve kimi zaman 22.00'ye kadar çalışıyorlar. Hepsinin tam günlük sigortasını yapıyoruz. Kimi öğrencilerimizin ilk kez sigortası yapılıyor. Bilirsiniz, giriş tarihi oldukça önemlidir. Düşünün ki, 18 yaşında ilk sigorta girişi Belediyemizden yapılıyor. Üstelik sigortası ilk kez yapılanlar, bir de iş deneyimi kazanıyorlar. Ben şahsen bu açıdan çok mutlu oluyorum. Yıllar sonra ilk sigorta olduğu yerin Beykoz Belediyesi olduğunu söyleyecek.
Gençlerimize işe başlamadan önce bir eğitim de veriyoruz. İletişim konusunda davranış eğitimi alıyorlar. Daha sonrasında ise ekip ruhu içinde hareket ediyorlar. Kaynaşma ruhunu öğreniyorlar."
Son olarak zeytini merak ediyoruz Murat Bey... Vatandaşlar bu konuda size geri dönüşte bulunuyorlar mı? Zeytini biz çok lezzetli buluyoruz. Bir de tabaklarda Beykoz Belediyesi yazısı var. Bu ne anlama geliyor?
"Şimdi şunu söyleyeyim; inanın yalnızca zeytin için soframıza gelen vatandaşlarımız var. Hiç abartmıyorum. Zeytinimizi de hurmamızı da etimizi de çok iyi yerlerden temin ediyoruz. Sayın Belediye Başkanımız Yücel Çelikbilek, bu konularda hassas bir kişi... 'Kendi yediğiniz yemek gibi düşünün' diye bizleri sürekli uyarıyor. Biliyorsunuz, hemen her sofrada mutlaka Başkanımız bulunuyor. Bu sırada aynı karavandan yemek yiyor. Eksik bir durum olduğunda bizi mutlaka uyarıyor. Mesela tuzun bünyeye zararı konusunda Beykozlu vatandaşlarımızın bilinçlenmesini, Başkanımız çok önemsiyor. Bu nedenle yemeklerin fazla tuzlu olmaması için bizleri zaman zaman uyarıyor.
Tabldot tabaklarına gelince... Bakınız, bu tabaklar Beykoz Belediyesi'nin tescilli ürünüdür! Yani bu tasarım ve patenti bize; Beykoz Belediyesi’ne ait. Tabaklarımızın çok önemli bir özelliği daha var: Geri dönüşüme gitmesi... Daha önceki köpük tabakları artık kullanmıyoruz. İşte bu tabakları kullanıyoruz. Yemek bittikten sonra tüm tabakları geri dönüşüme gönderiyoruz. Çevreye de duyarlı bir iş yapıyoruz; örnek bir iş yapıyoruz."
Dost Beykoz / Özel Haber
