Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK

Bezmialem’in genç doktorlarına tebrik

1980-1986 Yılları arasına ARGE için seyahat ettiğim Avrupa ülkeleri ve Japonya dönüşümde buralardaki ‘hastalara ve mahkûmlara Dînî moral ve terapi desteği’ konularını kaleme almıştım.

O yıllarda bile LÂİK ülkeler diye örnek aldığımız o ülkelerin otellerinde, her odasının çekmecelerinde İNCİL bulunuyordu. Özellikle o yıllarda bizim ülkemizde ise otellerimizin hiç birinde, tek bir Kur’ân-ı Kerîme rastlanmıyordu.

Sorguladığımız zaman ise “Lâikliğe aykırı” anlamında ifadeler kullanılıyordu.

Ayrıca teknik bir araştırma için İngiltere’ye gittiğimde, orada bana yardımcı olması için telefon ve adresi verilen bir akademisyen hocamın, mahkûmlara âhlâkî eğitim ve moral için, resmen İslâm DîNİ seminerleri yaptığını öğrenince, ülkemizdeki çelişkilerle karşılaştırıp, ülkemiz adına çok üzülmüştüm.

Hatta kendisi bana “..bu da ne ki? Buradaki hastanelerde de Papazlar tarafından hastalara Dînî moral telkin seansları yapılıyor” deyince, hayretler içinde kalmıştım.

Öyle yâ Lâikliğin anayurdu olan ülkelerde dînî eğitim (üstelik de İslâm dîni adına da olsa) resmen teşvik ediliyor. Lâikliği onlardan taklit etmeye başlamış olan ülkemizde ise lâiklik, DİNSİZLEŞTİRMEK anlamında uygulandığı, maalesef apaçık gözleniyordu.

Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen, üstelik de muhafazakâr bir kadro iktidardayken, ‘başörtüsü, Ankara-İzmir barolarından LGBT ahlâksızlıklarını savunma rezaleti, Milli Eğt. Müfredâtında KISIR Dînî Eğitim’ vb. birçok konularda, bu tür çelişkilerin hâlen yaşandığını görmek, gerçekten utanç vericidir.

Bu konuda müsbet ve çok faydalı bir gelişmeyi, İstanbul Bezmiâlem Üniversitesi, Tıp Fakültesi hastanesindeki genç stajyer doktorların, yüreklerimize su serpercesine, hastalara moral ve şifâ kaynağı olan MÂNEVÎ teselliler sunduklarını duyunca, çok çok memnun olmuştuk.

Gidip o bahtiyar gençleri kucaklayarak tebrik etmeyi çok arzu ettiğim halde, bir türlü fırsat bulamamıştım.  

 Bu günlerde ise şu linkteki (tıkla oku) haberi okuyunca çok üzüldüm ve âdeta yıkıldım.

Hem Avrupa’daki hastanelerin o güzel uygulamalarını ülkemizde de uygulamaya başlatmak, hem de mağdur, çâresiz ve mahzun hastalarımıza bir nevi moral ve şifâ adına yapılan bu teselli çalışmaları âdetâ topa tutuluyor, o bahtiyar ve fedâkâr gençler LİNÇ edilmek isteniyordu.

Bu genç doktorların; 6 seneden beri bu “Sağlıkta Pozitif Düşünce Kulübü” adıyla, takdire şâyan bir şekilde devam etmekte olan moral, teselli ve egzersiz sunumları başarılarla devam ediyordu. Özellikle bu gençlerin, tam da “aile hayatını tehdit eden, ahlâksızlık ve sapıklığı meşru göstermeye çalışan LGBT'lilere” karşı bir bildiri yayınlamalarından sonra, bu örgüt tarafından LİNÇ girişiminin başlatılması çok anlamlıdır.

Ayrıca bu linç girişimi; geçen ay Cuma hutbesinde, Yüce Dînimizin ‘zinâ yasaklarını okuyan Diyanet İşl. Başkanı'na yapılan linç girişiminin de aynısıydı.

Bu linç girişimi de yine İstanbul Sözleşmesinden cesaret alarak Diyanet İşleri başkanımıza saldıran o LGBT'cilerdendi. Demek ki çıbanbaşı, aynı zihniyetti…

Avrupa’da bile takdirle karşılanan, hatta ücretli olarak teşvik edilen hastalara dînî teselliler, güzel ülkemizde muhafazakâr bir iktidar döneminde bile, nasıl ve niçin tepkiyle karşılanabiliyordu? Bu nasıl bir arlanmazlıktır?..

  • Acaba iktidar mı çok müsamahalıydı? YARGI mı bu kadar pasifti? Yoksa bunlar mı bâtıl dâvâlarında bile böylesine ısrarcı davranıyorlardı?

Oysa sırf hastalara moral ve teselli kaynağı olan Mânevî reçetelerin, hastalara sunularak destek şifâ aramanın neresi yanlış veya suçtu?..

Yalan ve iftira konusunda kırmızıçizgileri olmayan bu nasipsiz zihniyet; o bahtiyar genç doktorların Corona felâketinden çok önceleri çekilen resimlerini, bugün servis ederek, “..bu çalışmaları MASKESİZ yaptıkları” yalanlarını ve iftiralarını da atıyorlardı. Bu nasıl akıl ve vicdandan uzak bir zihniyettir?..

  • Şükürler olsun ki bu linç girişimini duyan her akl-ı selîm zevât, bu bahtiyar gençlerin yanında tavır alarak, onlara destek oluyorlar ve onları cân-u gönülden tebrik ediyorlar.

Bendeniz de; o bahtiyar genç doktorları cân-u gönülden tebrik ederek, alınlarında öpüyorum.

Fakat ne acıdır ki bu konudaki yetkililerin suskunlukları karşısında; “..bu haksızlıklara karşı siper olması gereken devlet erkânı ve HUKÛK mercîleri nerede?” diye de avazım çıktığı kadar haykırmak istiyorum. Vesselâm…

A. Raif ÖZTÜRK
A. Raif ÖZTÜRK HAKKINDA

A. Raif ÖZTÜRK... 20 Nisan 1950 yılında Tekirdağ Çorlu’da doğan Raif Öztürk, ilkokulu Çatalca’da okudu. O dönemin şartlarına göre eğitimini ve iş yaşantısını birlikte sürdürmeyi hedefleyen A. Raif Öztürk, Meslekî Ortaokulu Paşabahçe’de sürdürerek, Sultanahmet Meslek Lisesi’nde özel olarak Makine Yüksek Teknik Ressamlığa devam etti. Türkiye Şişe ve Cam fabrikalarında 26 sene ‘Robotik ve Tam Otomatik Makineler Üretim Hattı Makine Teknisyenliği’ & Fabrika Vardiya amirliği yaptı. ‘Özel Araştırma, Geliştirme ve Eğitmen’ (ARGE) görevlisi olarak 1980’de İngiltere’ye, 1986 yılında da Japonya’ya giden yazarımız, dönüşünde de Meslek Lisesi mezunlarına, (Üretim makinaları, Kalite çemberleri ve beyin fırtınası teknikleri hakkında) iş programlamaları, eğitmenlik, rehberlik ve liderlik dersleri verdi. 1990 yılında Türkiye Şişe Cam Fabrikalarından kendi isteğiyle emekli olan A. Raif Öztürk, Öz Emek Spor Ltd. Şt. Mağazalarını açarak, hâlen işletmeye devam etmektedir. 1990’lı yıllarda bir yıl Diksiyon, bir yıl Osmanlıca, iki yıl da Arapça eğitim alan Öztürk, Halen (1962’den beri) Beykoz, Kavacık’ta ikamet etmektedir. Hiç Kur’ân bilmeyen 30-40 kişiye; aynı anda ve 10 Saatte Kur’ân öğretme uzmanı olan yazarımız, 2014 yılında Sakarya Üniversitesinden “Eğitimciye Eğitim” adıyla eğitim aldıktan sonra, “DEĞERLER EĞİTİMİ UZMANI” sertifikası kazanarak, Beykoz Milli Eğitim Müdürlüğünde ve ülkenin çeşitli illerinde 6 yıldan beri konferanslar ve görsel seminerler vermektedir. Yazarımızın, 2002 yılından bu yana; ‘Fikir Bahçesinden BİR DEMET’, “Derdim bana DERMAN imiş”, ‘Biyoenerji ve Kozmik Bilimin ışığında ŞİFA OLAYI’ adlı Belgesel, tevhid ve tefekkür içerikli kitapları yayınlandı. Sn. Öztürk Ulusal ve Uluslararası Sempozyumlarda, 2015’te Kastamonu Üniversitesinde ve 2018’de Ukrayna Üniversitesindeki sunumlarda kürsü almış olup, hâlen köşe yazılarına ve Kitap çalışmalarına devam etmektedir. 2006 Yılından beri “Dost Beykoz Ailesi” mensubudur…

YORUMLAR

Bir adet yorum var

  1. Muhterem Raif bey. Yazinizla genc Doktor adaylarina manevi desteginizden dolayi takdir ve tebriklerimi sunarim. Prof. Dr. Ismail Kocaçaliskan.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER