“14 Ağustos 2001 yılından beri, hatta daha öncesi var… Recep Tayyip Erdoğan çizgisinden hiç ayrılmadım… Ayrılmamı isteyenler çok oldu, çok baskılar gördüm. Köşelere çok sıkıştırıldım…
”
Beykoz’un en şanslı insanı
14 Ağustos 2001 yılından beri, hatta daha öncesi var… Recep Tayyip Erdoğan çizgisinden hiç ayrılmadım… Ayrılmamı isteyenler çok oldu, çok baskılar gördüm. Köşelere çok sıkıştırıldım… Uykusuz çok geceler geçirdim… Ama söyleyeceğimden de asla geri durmadım… Yolsuzluk, usulsüzlük, adam kayırma, adam harcama, çıkar ve menfaat grupları ile çok çatıştım… Koltuğundan güç alanlarla çok mücadele ettim.
Yıllarını bu denli mücadele ile harcayan bir insan olarak 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerini kaybetmek bana çok ağır geldi. Gaye Zayıf’ın deyimiyle, “Beykoz’u altın tepside sunduk.” Tecrübe etmediğimiz bir seçim kaybetmek kalmıştı, onu da yaşadık… Beykoz’a çok büyük kötülük ettik…
Seçimi kaybetmekle bugün arasında bir bağlantı kurulacaksa ki, kurulmalı, bu çerçevede AK Parti’nin durumunu değerlendireceğiz…
Özlem Vural Gürzel AK Partiye geçmek zorunda kaldı. Her şey gözlerimizin önünde oldu… Diyorum ya bizler bu partide çok şey yaşadık, çok şey gördük… Onun için bir takım gelişmelerin sebeplerini çok rahatlıkla analiz edebiliyoruz… Örnek verecek olursak, 18 Ağustos’ta, “Özlem Vural Gürzel’in AK Parti’ye geçeceğini” yazmıştık… Özlem Hanımda bu haber üzerine bir paylaşım yapmıştı…
Özlem Vural Gürzel’e öncelikle şunu söylemek isterim… Çok şanslısınız… Milyonlarca AK Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir çay içebilmenin hayalini kurarken, size bir saat onunla görüşme fırsatı sağlandı… Bu sizin için bir şans ve kısmet olduğu kadar milyonlarca AK Partilinin içinde bir burukluğa yol açmıştır…
Recep Tayyip Erdoğan üstelik sizin AK Parti’ye katılımınızdan memnuniyet duyduğunu ifade etmiştir. AK Partililer açısından bakıldığında bu hareket çok şey ifade ediyor, fakat bu durumun vatandaşta oluşturduğu psikolojiyi de iyi okumak lazım…
Aynı sahneyi Murat Aydın’ın Zeytinburnu’ndan Beykoz’a gönderildiği programda yaşamıştık. Ve Murat Aydın Beykoz’da Belediye Başkanı olduğu 5 yıllık süre zarfında, kendisini Recep Tayyip Erdoğan’ın gönderdiğini söylemiş ve bunu her fırsatta kullanma gereği duymuştu… Ama gel gör ki, seçimi kaybetti.
Biz Beykoz’da seçimi kaybetmemizi, “toparlanmamıza vesile olur” anlayışıyla hayra yorarken, bir buçuk yıl sonra yeni bir durumu sindirmek zorunda bırakıldık.
Yani demem o ki, Özlem Vural Gürzel’in bugünkü durumu AK Partinin mücadeleci yapısı ve AK Partililerin amacıyla örtüşmüyor… Çünkü AK Partililer mücadele ederek kazanmayı sever…
Beykoz’da maalesef seçimi kaybedenler üzerine yeni bir düzen kuruldu… Emin olun bu durumu içine sindiremeyen binlerce AK Partili var Beykoz’da… Bütün amaç, gaye, mücadele, yazılan çizilen her şey anlamını yitirdi. Beykoz’u CHP’ye teslim eden zihniyet adeta ödüllendirilirken, AK Partide siyaset yapmayı düşünen insanlarında hayalleri yıkıldı… Çünkü başarının karşılığı yok… Özlem Hanım’ın böyle bir sosyolojinin karşısında Beykoz Belediye Başkan Vekili olarak başarılı olma ve gelecek planlama olanağı ne kadardır?
Üstelik Özlem Vural Gürzel’in AK Parti’ye katılımıyla; hukuki öngörülebilirlik ve savunma mekanizmasının da ciddi manada zayıfladığına ayrı bir parantez açmak gerekir. Alanın gittikçe daraltıldığının altını çizmek isterim. Endişem ve üzüntüm o dur ki, bununda AK Parti’ye olumsuz bir yansıması olabilecektir.
Oysaki AK Parti’nin, hiç bu tartışmalara fırsat vermeden Beykoz’u yeniden kazanabilecek insan hazinesi vardı. Onurlu bir mücadele sonucu elde edilen zaferlerin tadı bir başkadır. Bugün Beykoz’u seçimde hiçbir varlık gösteremeyen bir kadronun yönetecek olması parti üst yöneticilerinin otoritesini de ciddi manada sarmıştır… Bu sarsıntının AK Partiye gönül verenlerin sayısını azaltma olasılığı vardır.
Doğru söylemek gerekirse ben mutsuzum… AK Parti’de hak edene hak ettiğinin verilmemesi beni üzüyor… Düşünün ki yıllarca uğraşmış, vatandaşın gönlünü kazanmışsın ve vatandaş dört gözle seni bekliyor… Toplumda ve teşkilatlarda inanılmaz heyecan var… Ama şahsi ikballerinin hesabını yapan siyasiler, menfaat grupları ya da bürokratlar devreye giriyor, doymak bilmeyenler Genel Başkanın düşüncesini değiştiriyor, o değişimle birlikte Türkiye’nin, AK Parti’nin ve Beykoz’un yılları heba oluyor…
Vatandaşın söz hakkı yok ki, sadece seçimden seçime oy verebiliyor…
Arkadaşlar, belediye seçimlerine yanlış bilmiyorsam 3,5 sene daha var, biz boğaz da olan bir ilçeyiz, 3,5 senede, çok sular akar, boğazdan, merkez, bakmış, ilçe alamıyor,ben alayım, demiş, varolan biz ilçeyiz diyen, siyaset, bilmeyen leri, ofsayt düşmüştür,atalarımız ne demiş, deve bilir işini, sen gacırdat dişini,3,5 sene, boş mu dursun ilçe.