Her sene üzerine bir sene daha ekleyerek Beykozspor ile olan ilgimizin uzun yıllara dayandığını söyleyip durduk…
İlkokul bitimi ile maçlara başladık, sonrasında malzeme çuvallarını sırtlanıp statlara girdik. Sonrasında tribünlerdeki yerimizi alıp ardından elimiz ekmek tutunca da zor zamanlarında kendi gelirimiz nispetinde yardımlarda bulunduk. Bu 30 yıllık sürede birçok anımız, acımız neşemiz olan maçlar olduğu gibi koca koca taşları kafamıza sırtımıza da yemedi değiliz.
Askerlik ardından bir şekilde medyaya bulaştık, ancak bu bulaşma sırf sarı-siyahlı takımımızdan daha fazla haberler çıksın diye oldu. Hiçbir zaman para ile işimiz olmadı olsa idi şu anda ekmeğimizi kazandığımız işimizden aldığımız maaşın 3-5 katını kazanır, altımıza araba,oturmamız için ev alabilirdik. Ki bunu yapanlardan birçok örneği de vermeye hazırım. Beykozspor’un sırtından 1 kuruş haram lokmamız geçmediği gibi verdiklerimiz de kulübe olan sevgimiz nedeni ile helali hoş olsun.
Peki bu şahsi meselelerle yüklü giriş kısmını neden yazdım? Yıllar önce takımı Zafer Çağın adlı Teknik Direktör çalıştırırken, ve de şampiyonluk iddiamız varken son haftalara girerken Çağın Hoca ve 7 futbolcu ile kulüp ilişkiyi kesti. Ve bunu dönemin Genel Kaptanı şahıs ki ismini bile anmak istemem, bana sabah haber verdi bunu faks yolu ile medyaya dağıttık. O zaman kadar yüzlerce yaptığımı şekilde. Fotomaç Gazetesi konuya yazım ile alakası olmayan bir başlık da ekleyip bir gün sonraki gazetede yayınladı. İşte film o zaman koptu. Sabah arayan Genel Kaptanımız çok güzel bir haber diye teşekkür etti. Buna işyerimdeki arkadaşlarım da şahit. Sonrasında Zafer Çağın Hoca ve kadro dışı kalan 7 futbolcu yazı nedeni ile Genel Kaptandan hesap sorunca o da Talip kendi kafasından yazmış, yollamış demez mi. Ardından yoğun bir telefon trafiği ve Zafer Çağın Hoca ve 2 futbolcunun beni mahkemeye vermesi.20’şer milyardan tazminat istemeleri.
Uzatmayalım dava 2 yıl sürdü Yargıtay falan zaman aşımından düştü. Ancak bana da 2’şer milyar ceza kesildi. Bu ceza yazının çıktığı gazete ve Yazı İşlerini bağlayıcı idi. Benim gazete ile hiçbir resmi bağım yoktu. Gazete el değiştirince zarar-ziyan alacak verilmeyince iş bana döndü. Geçtiğimiz günlerde hayatımın en acı, en utanç anlarından birini yaşadım evime icra mahkemesinden geldiler. Tebligatta bulundular 7 yıllık faizi ile parayı benden istediler. Son rakamı buradan yazmayayım da moralim iyice bozulmasın.
Son 20 yılda 10-15 gazeteye Beykozspor’dan haberler ilettik, ilçemi takımımı sevdiğimden bu işleri yaptım. Bu güne kadar onlarca Başkan, Yönetici, futbolcu ve Teknik Direktörlerden haberler yaptım. Ne karşıdan yani gazeteden bir talebim oldu ne de haber yaptığım kamuoyunda benim haberlerimle ismi duyulanlardan, reklamı olanlardan bir kuruş almadım. Ne acıdır ki ismini ağzına almadığım o Genel Kaptan Zeki Aksu’nun futbolu alması ile yeniden göreve geldi.
Şimdi ben üç kuruşa namusu ile bir işte çalışan, ailesinin nafakasını temin eden Talip Ercan o inkarcı kişi yüzünden gelen icra ile kenardaki üç beş kuruşumu da davadan bana kalan borca vereceğim. Ne diyelim, Allaha sığınmaktan başka ne yapabilirim. Her şeyi Allaha havale ettim, o ne yüce kuvvettir ki insanlardan yapmış olduğu kötülükleri bu dünyada olmasa da öbür dünyada mutlaka çıkartacak.
Gelelim yazımın sonuna, bu güne değin Beykozspor denince beddua eden, ah eden, isyan eden birçok kişiyi biliyorum. Hepsi iş yaptıkları dönemlerin yöneticileri tarafından alacaklarını vermemekle,alın terlerini hizmetlerini, sattıkları malı bedelini alamamaları nedeni ile yüzlerce kez beddua ediyordu Beykozspor’a. Bu Kulübe milyarlarını bir çırpıda veren Cemal Kura Başkan bile kaçarak uzaklaşmış bazı sözde Beykozluların şerrinden. İsim isim şu anda 20-30 futbolcunun alacaklarını Beykoz’da bıraktığını ödemeleri alamadığını ve bu sebeple beddua ettiğini bizzat söyleyebilirim.
Ancak ben niye birkaç asalak, kulüp sırtından geçinen, bunun havasını atıp zorda kalınca yan çizenler yüzünden Allahım’dan, ailemden sonra sevdiğim en yüce varlık olan Beykozspor’ niye beddua edeyim ki… Etmem. Ancak Beykozspor sevdası birçokları gibi solmaya başladı gibi…defalarca yazdığım gibi yazıma son vermek istiyorum-Allah Beykozspor’un sırtından geçinen, bir kuruş dahi kursağından bir haram lokma geçenlerin,çeşitli unvanlarla makam mevkilerinin havasını atan kendileri yüzünden Kulübe yüzlerce beddua edilenlerin cezasını tez zamanda versin…Kendi özel meselemi bu satırlara taşıdığım Beykozda gerçekten de futbola emek vermiş emekçilerin alın terlerinden,tertemiz çalışmalarından haberleri aktaramadığımı için de haklarınız helal ediniz.
