Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Muharrem ERGÜL
Muharrem ERGÜL

Beykozlu olabilmek

Bir yere ait olmak demek, uzun yıllar orada yaşamak demektir.

Bir yere ait olmak demek, yaşadığın beldede okul arkadaşı, mahalle arkadaşı, çocukluk arkadaşı biriktirmek demektir. Bir yere ait olmak demek, düğünde komşunun sevincini arttırırken, cenazede hüznünü azaltmak demektir. Bir yere ait olmak demek, buram buram yaşadığın yerin toprağı gibi olmak demektir. Bir yere ait olmak demek, oranın kültürünü, tarihini yüreğine sindirmek demektir. Bir yere ait olmak demek, yaşadığın yeri karış karış bilmek demektir. Velhasıl bir yere ait olmak ikametgâh nakliye olabilecek bir “aidiyet” değildir. O nedenle hepimizin yaşadığımız yeri tanıma ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Doğumdan beri yaşadığım Beykoz’u daha iyi tanıyabilmek ve tanıtabilmek için yoğun gayret gösterdiğimi beni tanıyanlar gayet iyi bilirler.

Beykozlu olmanın gerektirdiği bir sorumluluk duygusuyla, “Osmanlı Arşivleri’nde” rastladığım, “Temettüat Defterlerine Göre Beykoz Kazası’nın Sosyo-Ekonomik Durumu” adlı özel bir kaynağı günümüz Türkçesine çevirttirdim. Bir yere ait olma bilinciyle hareket ederek, bu çok kıymetli araştırmayı yakın bir gelecekte yayınlamak düşüncesindeyim. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki temettüat defterlerine dayanılarak hazırlanan bu çalışmada 1840 ve 1844 yılları verilerine göre Beykoz Kazasında bulunan 27 yerleşim birimi ele alınmıştır. Bu yerleşim birimleri içinde, Beykoz Merkez Kasabası Kaza’nın merkezini oluşturmakta olup, diğer yerleşim birimleri köy olarak tanımlanmıştır. Kaza’da 1840 yılında 616, 1844 yılında 687 hane bulunmaktadır. 1844 yılı temettüat defterlerinde olmayan yerleşim birimlerini 1840 defterlerinden tamamlandığımızda Beykoz Kazası’nda ortalama hane sayısının 1105 olduğu görülmektedir. Kaza’da bulunan gayrimüslimler Ermeniler ve Rumlardan oluşmaktadır.

Ayrıca Müslüman olduğu bilinen Kıptiler de Beykoz'da yaşamaktadırlar. Kazanın nüfusu ortalama 4428 kişi olup, 3872 kişiyle Müslümanlar çoğunluğu oluşturmaktadır. Ermeniler 356, Rumlar 192, Kıptilerse 8 kişidir. Kaza’da hanelerden başka 11 tane de çiftlik bulunmaktadır. Hamam, dükkanlar, On çeşmeler ve bir iskelenin bulunduğu Beykoz Kasabanı, kaza’nın sosyal hayatının en canlı olduğu yerleşim birimidir. Müslümanların, Ermeni ve Rumlarla birlikte yaşamları çok kültürlülüğün Boğaziçi'ndeki en güzel örneklerinden biridir. Kaza’da ticaret ve zanaatla ilgili meslekleri icra edenlerin sayısı diğer mesleklere göre daha fazladır. 1840 yılında ticaret ve zanaatla ilgili mesleklerin diğer mesleklere oranı %58 iken, 1844 yılında bu oran %68’dir. Bu meslekler arasında 1840 yılında en çok görülen meslekler kayıkçılık ve balıkçılıkken, 1844 yılında en çok görülen meslek kömürcülüktür.

Kaza’da hemen hemen herkesin toprağı olmakla birlikte, tarımdan geçimini sağlayanların sayısı ve hane başına düşen toprak miktarı hayli azdır. Kaza’da her ailenin bir veya birkaç hayvanı bulunmasına rağmen, hayvancılık asıl geçim kaynağı değildir. Hayvancılığın geçim kaynağı olduğu yerler çiftliklerdir. Beykoz kazanının o günkü anıl geçim kaynağı ticari mesleklerden elde edilen gelirlerdir. Asırlar boyunca Boğaziçi'nin en güzel yerlerinden biri olan güzel Beykoz'umuzun sosyal-kültürel ve ekonomik tarihine ışık tutan bu araştırmayı zaman zaman sizlerle paylaşırken “bir yere ait olmanın” hele hele Beykozlu olmanın da mutluluğunu paylaşmaktan gurur duyacağımı-duyacağınızı umuyorum.

NOT

Temettüat Defterleri:

Tanzimat döneminde bir bölgedeki mal-mülk, hayvan, arazi ve orada yaşayan insanların sayısı ve şahsi mal varlıklarının kaydedildiği resmi belgelerdir.

Muharrem ERGÜL
Muharrem ERGÜL HAKKINDA

Aslen Kuzey Kafkas göçmeni. Aile Trabzon ve Ordu kökenli. Beykoz doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimini Beykoz’da yaptı. Yüksek öğrenimini Marmara Üniversitesinde tamamladı. Beykoz Paşabahçe Ortaokulu’nda Türkçe Öğretmenliği yaptı. (1980-1982) Ardından aynı okulda Müdür Yardımcılığı yaptı. (1983) Daha sonra müdürlük sınavlarını kazanarak; Beykoz Anadoluhisarı Ortaokulu Müdürü oldu. (1984) 1987 yılında kamu görevinden ayrılarak özel sektöre geçti. Birleşik Yayın Dağıtım Şirketi Genel Müdürü oldu. İki yıl bu görevi sürdürdü. Aynı görevine paralel olarak, Türkiye’nin ilk ve saygın kitap dergilerinden biri olan “KİTAP DERGİSİ’NİN” editörlüğünü yaptı. 1989 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol’un davetiyle yeniden Kamu görevine döndü. Milli Eğitim Bakanlığı Müşavirliği yaptı. (1989-1991) Bakan değişiminden sonra Milli Eğitim Bakanlığı Devlet Kitapları Genel Müdür Yardımcılığına atandı. (1990-1993) 1993 yılında Beykoz Milli Eğitim Müdürü oldu. 1994 yerel seçimlerinden sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Özel Kalem Müdürü oldu. (1999) Ardından 2004 yılındaki yerel seçimlerde Ak Parti’den Beykoz Belediye Başkanlığı’na aday oldu. Yüksek oranda bir oy alarak “AK PARTİ’NİN” ilk Beykoz Belediye Başkanı seçildi. 2009 yerel seçimlerinde aday olamadı. 2010 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Müşavirliğine atandı. 2012 yılından itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlık Danışmanlığı görevini sürdürmüştür. Eğitimcilik ve yöneticilik dışında Uzun yıllar Kanlıca, Beykoz ve Anadoluhisarı kulüplerinde amatör ve profesyonel olarak futbol oynadı. Yine Beykoz’da birçok sivil toplum kuruluşunda kurucu olarak görev aldı. Yayınlanmış dört kitabı ve yüzlerce makalesi bulunmaktadır. Türkiye’de birçok belediyede yöneticilik dersleri verdi. Yurtiçi ve yurtdışında birçok seminer konferans ve panele katıldı. Halen Beykoz Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyeliği yapmaktadır. Evli ve üç çocuğu bulunan Muharrem Ergül orta derecede İngilizce bilmektedir. Yaşadığı yer olan Beykoz’dan ve sokağından hiç ayrılmamış olup, Beykoz ve Beykozluluğu İstanbul ve İstanbulluluğuyla özdeşleştirmiş bir Beykoz çocuğudur.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER