Don Kişot'u bilirsiniz, hani şu ince uzun, sakallı, şövalye romanları okuya okuya sonunda şövalye olmaya özenen roman karakteri.
Dulcinea del Toboso'ya aşıktır, kendi gibi zayıf, çelimsiz Rocinante adlı bir atı vardır. Seyisi, yardımcısı, dostu Sanço Panza ile sık sık atışır. Yel değirmenlerine savaş açan bu aşığı uzun uzun konu edip edebiyat parçalayacak değilim. "Nereden aklıma geldi?" diye soracaklara peşinen söyleyeyim: Beykoz Belediye Başkanlığı’na Bağımsız aday olan Avukat Cabir Soylu kardeşim ile geçenlerde hasbıhal ederken birden aklıma düştü.
Kendisine binlerce kelimeyi bir araya getirerek çeşitli ikna edici cümleler kurmama rağmen, ısrarla bağımsız adaylığından vazgeçmeyeceğini dile getirdi. Avukat Cabir Soylu kardeşimiz bendenizin Saadet Partisi Beykoz Gençlik Kolları Başkanlığı yaptığı 2007/2009 yılları arasında uzun süre yardımcılığımı yapmış, kıymet atfettiğim bir dostumdur. Şu anda da Erbakan Vakfı Beykoz Temsilcisidir. Bağımsız adaylığının en önemli gerekçesini oy vereceği aday olmamasına bağlamaktadır. Eğer Saadet Partisi iyi bir aday çıkarmış olsaymış aday olmayacakmış. AK Parti adayının dışarıdan ithal edilmiş, Saadet'in de buna paralel aday transferiyle 'bir nevi oda ithal' bir kişiyle seçime girdiğini ve gerçek Milli Görüşçülerin hiçe sayıldığını vs. anlatmaktadır. Böylesi durumlarda Erbakan hocamızın öğretilerinden yola çıkarak; "iki kişi kaldıysanız, biriniz aday olsun, ötekiniz oy versin" mantığını işletmişler ve aday olmuşlar.
Şimdi kimin aklına gelmez Don Kişot? Avukat Cabir Soylu kardeşimiz Milli Görüş romanlarını okuya okuya kendisini Erbakan Hocamız zannederek aday olarak orta yere çıkmış ve tabiri caizse yel değirmenlerine savaş açmıştır. Nerede Hocamızın teşkilatçılık modeli? Nerede Hocamızın plan, program, strateji ve daha birçok alt yapı çalışmaları? Öyle seçime 45 gün kala plansız/programsız bir şekilde aday olmakta nedir? Yenilmek için güreş meydanına çıkılmaz. Alacaksın 100 tane oy oturacaksın yerine mutlu mu olacaksın? Mazoşist bir yapı sahibi olsanız, diyeceğim ki arkadaşlar böyle mutlu oluyorlar, bırakalım kendi hallerinde eğlensinler.
Sahi merak ettim, bizim yerli Don Kişot'umuzun, Sanço Panza'sı kim acaba? Romandaki Sanço biraz daha akıllı bir şeydi. Belki o bu deli saçması adaylık işinden Beykozlu Don Kişot'u vazgeçirir. Umudumuz Sanço Panza...
Yazımı yerel seçimler yasasında değişiklik önerimle sonlandırıyorum:
1- Bağımsız adaylara, aday oldukları ilçelerin seçmen sayısının % 10 oranında imza karşılığı adaylık hakkı elde etme şartı getirilmesidir. Bu illerde ve Büyükşehirlerde de uygulanmalıdır.
2- Bir partiden aday olacak kişinin o partinin en az 1 yıl süreyle üyesi olması şartı getirilmesi. Bu durumda siyasi etik kurallar kendiliğinden korunmuş olacaktır.
3- Aday adaylığı süreçlerinin yasal olarak kaldırılmasıdır. Çünkü bu süreçlerde tamamen tiyatral bir hale gelmiştir. Kalkması çok sıkıntı ise kısıtlandırma yoluna gidilmelidir.
4- Yukarıdaki üç teklifimde gerçekleşmeyecekse; bu son teklifimi yapıyorum; Cumhurbaşkanı, Belediye Başkanlarını atasın. Bizi de bu işten kurtarsın.
Vesselam...