Beykoz Doğu Karadenizliler Derneği, Kavacık'taki merkezinde üyelerine kişisel gelişim konferansı verdi.
Doğu Karadenizlilerin Kavacık'taki Dernek Merkezi'nde Kişisel Gelişim Uzmanı Ayşe Yıldırım tarafından verilen konferans yaklaşık üç saat sürdü.
Dernek Başkanı Emin Yavuz, Meclis Üyeleri Bayram Çevik ve Gülay Demirel, BİSK Başkanı Asım Özdemir ve Doğu Karadenizliler Derneği Üyelerinin katıldığını 'değişim seninle başlar' isimli kişisel gelişim konferansında, "Affetmek, zihin, bireyin kendine saygı duyması" gibi konulara değinildi.
Nefes alışverişiniz bile değişecektir!
"Tırtıldan, kelebeğe..." temasının ön planda tutulduğu konferansta Kişisel Gelişim Uzmanı Yıldırım, "İnsana en ağır gelen şey kendisine en çok acı çektirenleri affetmektir. Ama emin olun ki affettiği zaman mutlaka rahatlama hissedilecektir. Nefes alışverişiniz değişmeye başladığında anlayın ki bir şeyler değişiyor demektir. İnsan önce çevresini değiştirmekten çok kendisini değiştirmelidir. Bunda arkadaş seçimleri de çok önemlidir. 'Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim' diye boşuna dememişler" şeklinde konuştu.
"Leyla ile Mecnun tasavvufi bir konudur"
Leyla ile Mecnun hikayesinin aslında tasavvufi bir konu olduğuna değinen Kişisel Gelişim Uzmanı Ayşe Yıldırım, Beykozlu Doğu Karadenizliler Dernek Merkezi'nde kendisini dinleyen katılımcılara şunları anlattı:
"Bizde özellikle şu yeni dönemde aşk eşittir acı çekmek ya da kavuşamamak olarak değerlendiriliyor. Özellikle genç neslimizde böyle bir algı var. Kerem ile Aslı'yı, Ferhat ile Şirin hatta daha aşikar Leyla ile Mecnun'u biliyoruz değil mi? Leyla ile Mecnun kavuşamadı ama oradaki mesaj tamamen tasavvufi boyuttadır. Ayrıca insanımız birbirine seni seviyorum demekten çekiniyor. Hadi daha da ileri gidelim; korkuyor. Bu doğru değil! Korku bizim en büyük düşmanlarımızdan birisi haline gelmiş durumda. Bunu bu hale getiren de hiç kimse kusura bakmasın toplumumuzda yüzde 85'i bilinçsiz ebeveynlerden oluşan ailelerdir. Aman yaramazlık ama hemşire ablaya veririm, aman polis amcaya veririm. Ta küçüklükten beri bize bırakılan bir konudur. Öyle olmazsa annenin ve babanın otoritesinin düşeceğine inanılır. Konuşmakla her şey çözülür ama korkutmakla daha çok psikolojik sıkıntılara yol açabilirsiniz."
Haber Merkezi
