Şaban Tören’in başkanlığını yaptığı Beykoz Vakfı, "Ortadoğu, Suriye, Irak, İran ve Türkiye'de neler oluyor" başlıklı panel düzenledi.
Siyasetçi-araştırmacı Bülent Tanla'nın moderatörlüğünü yaptığı panele; CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ve gazeteci-yazar Can Ataklı katıldı.
Şaban Tören’in başkanlığını yaptığı Beykoz Vakfı,"Ortadoğu, Suriye, Irak, İran ve Türkiye'de neler oluyor" başlıklı panel düzenledi. Siyasetçi-araştırmacı Bülent Tanla'nın moderatörlüğünü yaptığı panele; CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ve gazeteci-yazar Can Ataklı katıldı.
Loğoğlu yaptığı konuşmada "Türkiye'nin dış işlerinde Davutoğlu'nun yönettiği 4-5 yıllık bu dönem cumhuriyet tarihinin en kötü dönemidir" dedi. Gazeteci Can Ataklı ise AKP iktidarının Osmanlı hayali kurduğunu belirterek Türk halkının savaş istemediğini söyledi.
Panelin açılış konuşmasını yapan Beykoz Vakfı Başkanı Şaban Tören, bir ay önceden davetiye verdiğimiz halde katılım yine az oldu. Ben buranın dolup taşmasını bekliyordum. 18 Kasım günü yine bir panel yapacağız. Bu panele, panelist olarak Haluk Koç gelecek. Tabii ki bu toplantıya ben Beykoz dışından insanlar davet edeceğim. Buranın halkı da nasıl içeri girecek onu da hesaba katmaları gerekiyor”şeklinde katılımın az olmasına ilişkin serzenişte bulundu.
Faruk Loğoğlu, sayı hiç önemli değil….
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Şaban Tören’in katılımın az olmasından yakınmasının yersiz olduğunu ifade ederek, “Sayı bence o kadar önemli değil, önemli olan katılımcılarda ki kalitedir.” dedi.
“Ben Emekli Büyükelçiyim. Ortadoğu ve Türkiye politikası için toplanmış bulunuyoruz. Türkiye’nin izlediği dış politika şu an izlenen dış politikanın en kötüsü. Türkiye, bugün çevresinde ki komşuları ile iyi geçinemiyor. Tehdit eden ve tehdit edilen bir konumda şu anda.” ifadelerini kullanan Genel Başkan Yardımcısı, "Irak bizi içişlerine karışmamızla suçluyor. Şu an için komşularımız arasında iyi ilişkiler içinde bulunduğumuz sadece Yunanistan var. Hiç kimseye yaranamayan ve hiçbir şey yapmayan bir ülkeyiz.” dedi.
Mezhep ekseninde tehlikeli bir kutuplaşma var…
Bir Cumhuriyet Halk Partili olarak burada politika yapmak istemiyorum. Mezhep ekseninde tehlikeli bir kutuplaşma var. Kürt meselesi şu an üst düzeyde. Barzani’nin sürekli artmaya devam eden talepleri var. Şu an gergin ilişkilerin içinde olduğumuz Suriye ile bu hükümet gelmeden önce gayet iyi durumdaydık. 2011’den itibaren bu ilişkiler bozuldu.
Suriye kilit bir ülke
AK Parti’nin yanlış politikası nedeniyle sürekli kavga halindeyiz. Suriye uçağını indirdik. Biz Türkiye’nin hava sahasında silah taşıtmayız diyorlar. Bu doğru elbette. Ama Suriyeli muhalif askerleri Türkiye’de eğitmek ise yanlış. Cumhuriyet Halk Partisi Beşar Esad’a karşı bir politika izliyor. Gitmesinden yana. Ama bu karar Suriye halkına aittir. Savaş olur mu? Bu ciddi bir iş. Cumhuriyet Halk Partisi tezkereye olumsuz oy verdi. Suriye’den Türkiye’ye henüz askeri bir saygı yok. Biz yine de bu mevcut hükümete güvenmiyoruz. Akçakale’de beş insanımızı kaybettik. Suriye bunun hesabını kesinlikle verecek. Son günlerde ise olumlu bir gelişme var. Kurban Bayramı süre zarfında ise ateş kes için görüşmeler yapılıyor. Türkiye’de bunun arkasında. Ancak şu da bir gerçek ki Türkiye – Suriye savaşı iki ülkeye de yarar sağlamaz.
Siyasetçi – Araştırmacı Bülent Tanla:
İnşallah savaş olmaz. Bin kilometre sınırımız olan Suriye ile savaş istemiyoruz. İşin doğrusu da Türk halkı böyle bir savaş istemiyor. Bu savaşı kazanan bile kaybetmiş sayılacaktır. Ankara buna çok acil bir şekilde çare bulmalıdır.
Gazeteci yazar Can Ataklı:
Türkiye’yi hedef bir ülke mi yapmak istiyorlar? AK Parti sanki Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne sokuyorlardı ama İnsan Hakları, türban konusunda ki fikrini açıklayınca bu yolda kapandı.
Doğu değince hükümet ne anlıyor?
Hükümet’in anladığı İslam coğrafyası. Bu coğrafyada Türkiye’ye karşı. Ama şu da bir gerçek ki bu bölge de ki tek çağdaş ülke Türkiye’dir. İslam ülkelerine karşı bir ağabeylik görevimiz var. Teröre teşvik eden ülkelerin dediklerini yaparsanız mesele yok. Türkiye, Arap Baharı adı altında bir operasyon başlattı. Artık bu işler böyle yürümez. Size demokrasi lazım deniyor ve uygulanmaya çalışılıyor.
Tunus olayında taraf olduk.
Arkasından Libya. Libya’nın elini kolunu kırdık. Şimdi Suriye olayı var. Suriye ise farklı. Daha güçlü bir ülke. Daha doğrusu kendi içinde güçlü bir ülke. Suriye, Dünya üzerinde pek sevilen bir ülke durumunda değil. Suçlu devlet adamlarına yardımcı oluyor. Apo yıllarca Şam’da oturdu. Suriye üzerine Türkiye aracılığıyla bir baskı kurmaya başladı. Tayyip Erdoğan ile Suriye arasına bir bağ kurdular. Şimdi sadece İran kaldı. Buradan İran’a atlanacak. Suriye’yle sertleştik. Suriye’ye karşı olan güçlerden yana olduk. Esad bunlara dayanamaz yıkılır dedik ama Türkiye, Suriye olayında batağa girdi. İç savaşı destekliyor musunuz? Tarafsız mısınız? Bilinmiyor ama bu işin içine kesin çekilirsiniz. Çin ve Rusya açık olarak Suriye’yi destekliyor. Artık Suriye’ye Batılı bir müdahale olamaz. Akçakale olayında 5 kişinin ölmesi, Türkiye’nin de bu işin içine çekilmesi için yapılan bir olay. Şimdi Suriye ordusu ile karşı karşıyayız. PKK, Suriye sınırında artacak.”
Panelin diğer kısmında panelistler sorulara cevap verdi. Daha çok yerel absın mensuplarının sorduğu sorular arasında, Musul Kerkük’e girilir mi? Özgür Suriye ordusu kimi vuruyor? Türkiye, Doğu Akdeniz’e hâkim mi? Güney Kıbrıs, bu bölge de petrol aramaları yapıyor mu? gibi sorular vardı.
Sorulara Can Ataklı ve Faruk Loğoğlu’nun verdiği cevaplarla panele devam edildi.
Haber Merkezi
