Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/04/2017 Son günceleme: 01/04/2017 14:20
  • 7.465

Sessiz sedasız bir kongreyle Beykoz Vakfı’nda köklü bir nöbet değişimi gerçekleşti geçtiğimiz günlerde.

Kimi Beykozlu bu değişimi olumlu karşılarken, bazı fanatikler de “Beykoz Vakfı AKP vakfı oldu” diyecek kadar işi ileri götürdüler.

1994 yılında kurulan Beykoz Vakfı kuruluşundan sonra, gerek ekonomik sebepler, gerekse Beykozlulardan gerekli ilgiyi görememenin eksikliğiyle maalesef adına yakışır işlere imza atamadı. Yani Beykozluların Vakfı olamadı. Geçtiğimiz günlerde yapılan kongrede gördüm ve açıkçası çok şaşırdım. Yönetim Kurulu Üyelerinden çoğu Beykoz dışındandı.

Yalıköy’de bulunan Vakıflara ait binası çok büyük bir nimet ancak yine maalesef uzun yıllar süre gelen bakımsızlık belki de aylarca sürecek bir tadilat gerektiriyor. Çatısından, kazan dairesine kadar bina adeta çürümüş.

İnsan üzülüyor… Elini sallasan yöre derneğine çarpacak olan Beykoz’da Vakıf unvanını taşıyan, kendi binası olan ve adının başında Beykoz olan başka bir kurum yokken ortadaki tablo hakikaten içler acısı.

2009’un başlarında vakıfla ilgili eleştirel bir yazı kaleme almıştım. Öyle ki bu yazının bedelini başka bir ilçeden servis edilen bir yerel gazetenin şahsım ve ailemle ilgili başlattığı linçle ödemiştim.

Kongreden sonra bir sohbette halen görevli olan bir hocamıza vakıftaki nöbet değişimini anlattım. “Çok güzel olmuş, Allah hizmette daim eylesin” dedi ve vakıfla ilgili çok üzücü bir anısını anlattı. 28 Şubat 1997 Post Modern Darbesi’nden sonraki tarihlerden birinde vakıf bir karikatür yarışması düzenlemiş. Yarışmaya hocamızın o tarihte ortaokul talebesi olan kızı da katılır ve başarılı olur. Vakıftaki ödül töreninde kızımıza başörtüsünden dolayı söylemediklerini bırakmamışlar. Hocam bunu anlatırken ben beynimden vurulmuşa döndüm. “Görevli olduğum için ben o törene gitmemiştim. İyi ki de gitmemişim böyle bir durumda ben ne yapardım bilemiyorum” sözcükleri döküldü ağzından.

Bu anı vakfın neden yıllarca Beykozlulara yabancı kaldığını anlatmaya yeter sanırım. Son sözüm fanatik dostlara; Vakıf sizin tabirinizle “AKP’nin” değil bu güne kadar hiç olmadığı kadar Beykozluların vakfı olacak. Yönetim kurulunda AK Partili isimlerin olması konusuna gelince; 23 yıldır CHP’li isimler vardı efendim, sonuç ortada…

Son söz olarak bir konuya değinmeden geçemeyeceğim. Biliyorsunuz yazarımız Büşra Şen 23 yaşında genç bir hanımefendi. Uzunca sayılabilecek bir süredir Dost Beykoz ailesinin içerisinde. Aynı zamanda AK Parti Beykoz İlçe Başkanlığı’nda ana kademede görevliydi. Kısa bir süre önce İlçe Yönetim Kurulu Toplantısı’nda nezaket ve terbiye dışı bir davranışa maruz kalmış. İlçe Başkanı Mustafa Gürkan’ın talimatıyla toplantıdan atılmış. AKParti tüzüğünde bir yönetim kurulu üyesinin partiden nasıl ihraç edileceği açıkça belliyken, referanduma sayılı günler kala bu nasıl bir akıl tutulmasıdır?

Mustafa Gürkan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bir neferi olduğunu unutmuş olmasının hesabını elbette parti büyüklerimiz soracaktır. Ancak bu kaba davranışından dolayı kendisini kınıyorum.

Bir de kendisine şunu sormak istiyorum; “Sayın Gürkan, gücünüz yetti mi?”

Selametle kalın…

Yazarın Yazıları