Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 01/02/2009 23:11
  • 33.095

Bizim monşerler Başbakan’a çok bozulmuş. Tabi Aydın Doğan’ın baş yazar adı altındaki tetikçileri de… Bunlar değil miydi Erbakan’ı ülkenin onurunu bir Bedevi’nin ayakları altına attı diye yerden yere vurup, darbe çığırtkanlığı yapan… Bu CHP değil miydi Erbakan’a karşı mecliste gensoru veren? Baykal değil miydi Erbakan’dan hesap sorulacağını söyleyen. Türkiye bunların her iki yüzünü de görmüş oldu.

Ulusal onurumuzu ayaklar altına alan bir Bedevi olunca ayağa kalkan Aydın Doğan medyası ve CHP’nin monşerleri konu İsrail olunca TC Başbakanı’na “İsrail Cumhurbaşkanı Sayın Perez’e sen diye hitap edemezsin” diye tepki koyuyor, çocuk katilinin yalakaları…

Görünen o ki, modern dünya için Erdoğan bitmemiş ama onuruna düşkün Türk milleti için CHP’nin monşerleri bitmiştir…

Bunların her iki yüzüne bakınca şu çıkarsamayı yapabiliriz sanırım… Aydın Doğan medyası, CHP ve onun fosilleşmiş monşerlerine göre Türk Milleti’nin onuru bir Bedevi’ye çiğnetilemez ama bir Yahudi’ye çiğnetmekte hiçbir beis yoktur.

Evet, başta Hürriyet Başyazarı Oktay Ekşi olmak üzere kartel medyası, CHP’nin çok yetkili ağızları ve monşerleri muhatap Yahudiler olunca kayıtsız şartsız teslimiyetten yana. Hatta, bir yanağına vurunca, öbürünü kendiliğinden uzatacaksın. Yoksa, Başbakan Perez’i tokat manyağı yapmış… Olur mu? Hiçbir Yahudi’nin gururuyla oynanır mı? Onlar ki tüm insanların içinde en üstünüdür… Aslında bu olay içimizdeki safraların o iğrenç yüzlerini görme fırsatı verdi hepimize…

Öte yandan, İsrail gazetesi Haaretz’e göre, Başbakan’ın Davos’taki çıkışını bir türlü sindiremeyen bir Türk Büyükelçisi (monşer) İsrailli bir meslektaşına “Erdoğan’ın bu saçmalıklarını durdurmalıyız”demiş. İşte burada akıl bitiyor değerli okurlarım… Bu monşeri size havale ediyorum..

Köseler Beykoz’a ne verebilir?

Doğan Medyasıyla parlattığı adaylarına rağmen anketlerde tepe takla giden CHP, yine  Doğan Grubu’nun kanatları altına sığınmış. Bu gruba ait gazete ve TV’ler AK Parti’yi bölmek umuduyla Saadet Partisi’ni Genel Başkanlık düzeyinde bir parlatma harekatına girişmiş. Amaç, AK Parti’nin oylarını SP ile bölerek aradan CHP’yi çıkartmak. Sonrası mı? Maazallah bizim namus timsali Kılıçdaroğlu Aydın Doğan’la birlikte İstanbul’u yönetir. Tabi Hilton’daki süitinden…

Şimdi CHP’nin namus timsali, dürüstlük örneği İBB Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu Beykoz’a gelip Alaattin Köseler ile meydanlara çıkacak ve hem kendisine, hem de Köseler’e oy isteyecek. E, Beykozlu cin gibidir, haliyle soracak: “Ey Kılıçdaroğlu, sen ki mülkiyelisin, hesap uzmanısın. Her ne kadar bu güne kadar açtığın bir tek dava yoksa da hırsızların, arsızların, talancıların, devleti zarara uğratanların korkulu rüyasısın(!). Alaattin Köseler’le ilgili dosyalar sana da gelmişken. Belediyeyi ve belediye şirketlerini büyük zararlara uğrattığı belgeleriyle ispatlanmışken. Kendi meclis üyelerinin aklamadığı böyle şaibeli bir isimle bana gelip nasıl oy istersin? Yoksa sen de mi balon çıktın?” Bize de bu soruların cevaplarını yazmak kalacak. Tabi yerseniz…

Binlerce kaçak yapı, zarara uğratılan Belediye ve Belediye Şirketleri. Kaynakların kendine yakın olan isimlere bila bedel peşkeş çekilmesi… Bütün bu soruları Kılıçdaroğlu gibi mülkiye müfettişleri, hesap uzmanları sırayla sormuşlar ve bunlarla ilgili düzinelerce sayfa tutan raporlar hazırlamışlar. Dürüstlük abidesi Kılıçdaroğlu’nun Alaattin Köseler ile ilgili dosyalar kendisine ulaşmış olmasına rağmen bu ismi veto etmemesi Kılıçdaroğlu’nun İBB’yi kazanması durumunda İstanbul’u nasıl yöneteceğine ışık tutmaya yeterli.

Geçtiğimiz günlerde değerli bir okurumla şöyle bir diyalog geçti aramızda:

            -         Abi Alaattin Köseler’in Fenerbahçe’de trilyonluk bir villada oturduğunu duydum doğru mu?

-         Ben de ona benzer bir şey duydum ama emin değilim.

-         Peki abi CHP İlçe Başkanı da Göksu Evleri’nde oturuyormuş…

-         Doğrudur

-         E, Kılıçdaroğlu Ankara’da oturuyor..

-         Bu da doğru…

-         Abi bunların vatandaşın içinde yaşayanı var mı?

-         ? ? ?

Evet, Kılıçdaroğlu’nu Göksu Evleri’ne bırakırsanız Tokatköy’ü bulabilir mi bilemem ama, Alaattin Köseler Beykoz Belediyesi’ni kazanırsa beş yıl boyunca Beykoz’un ana arterlerinde  “Burada yapılan çalışmadan belediyemiz sorumlu değildir!” pankartlarını tekrar göreceğimizden eminim.

Sonrası mı? Oturur “yahu biz yine nerede yanlış yaptık” diyerek dövünürüz. Yine işsizlik, yine tapu, yine fakirlik. Ve kaybolan yıllar...

Yazarın Yazıları