Beykoz'un En Kıdemli Sevgilileri

  • 0
  • 13955
Beykoz'un En Kıdemli Sevgilileri
Beykoz'un En Kıdemli Sevgilileri
Beykoz'un En Kıdemli Sevgilileri
Beykoz'un En Kıdemli Sevgilileri
Beykoz'un En Kıdemli Sevgilileri
Beykoz'un En Kıdemli Sevgilileri
Beykoz'un En Kıdemli Sevgilileri
Beykoz'un En Kıdemli Sevgilileri
Beykoz'un En Kıdemli Sevgilileri
Beykoz'un En Kıdemli Sevgilileri
Beykoz'un En Kıdemli Sevgilileri
Beykoz'un En Kıdemli Sevgilileri
Beykoz'un En Kıdemli Sevgilileri
Beykoz'un En Kıdemli Sevgilileri

Soğuksu'da yaşayan Şükriye-Mehmet Aydınoğlu çifti, tam 65 yıldır aynı yastığa baş koyuyor.

Evlendikleri 1950 yılından bu yana birbirlerinden bir an olsun ayrılmayan sevgililer, el ele gönül gönüle bir yaşamın keyfini sürüyor. 

Türkiye'de ortalama ömür 75 yıl iken onların evliliği tam 65 yıldır devam ediyor...

Geçen bunca zamana rağmen eşine bir kez olsun kötü davranmadığını vurgulayan Mehmet Amca, eşine şiddet gösteren erkekleri 'erkekten saymadığını' söylüyor. Şükriye Teyze ise eşinin kendisini hiç aldatmadığını anlatarak, "Şimdiki gençler bugün evlenip yarın ayrılıyor. Evlilik, büyük bir sabır ve dayanışma istiyor. Sevgi ancak emek verdiğinde devam ediyor" şeklinde konuşuyor. Pembe panjurları olmasa da pembeye çalan eflâtun renkli evlerinde büyük bir saadetle yaşayan Şükriye-Mehmet Aydınoğlu çiftini ziyaret eden Dost Beykoz ise bu saadete tanıklık etmiş olmanın heyecanını yaşıyor.

Mehmet Aydınoğlu... Giresunlu... Tam 90 yaşında... 1925 doğumlu... Gözünden sakınır gibi sakındığı eşi Şükriye Aydınoğlu'yla tam 65 yıldır bir yastığa baş koyuyor. Eşi Şükriye Aydınoğlu da Giresunlu... O da 1934 doğumlu... Şükriye Teyze kendi doğum tarihini bile şaşırırken, Mehmet Amca onunla ilgili bilgileri, geçen 65 yıla rağmen hafızasından belli ki silmemiş. Aynı zamanda Soğuksu Muhtarı olan oğul Muammer Aydınoğlu, babası Mehmet Amca'nın kulaklarının ağır işittiğini söylüyor ama ekliyor: "Annem fısıltıyla da konuşsa, babam onu duyar. Hiç kimseyi duymaz ama onu duyar..." Biz de zaten Mehmet Amca ile konuşurken daha çok Şükriye Teyze'den yardım alıyoruz. Gerçekten de Mehmet Amca bizi bağırtırken, eşi Şükriye Teyze'nin fısıldadıklarını bile rahatlıkla işitiyor. İşte bu mucizenin temelinde bile 14 Şubat Sevgililer Günü'nde kutlanan ve yaşam boyu insanın karşısına ancak bir defa çıkan o büyülü gerçek yatıyor: Sevgi...

'Ortaköy'den kalktı Kırıklı Köyü'ne geldi...'

Her ikisi de Giresunlu olsa da köyleri ayrı Şükriye-Mehmet Aydınoğlu çiftinin... Şükriye Teyze Kırıklı, Mehmet Amca ise Ortaköy'de büyüyor… Kırıklı Köyü'nün önemini ise Şükriye Teyze anlatıyor:

"Bizim orada okul olan tek yer benim köyüm Kırıklı'ydı... Çevreden çok öğrenci gelirdi. Benim annem ve babam arasında 40 yaş fark olsa da küçük olan annemi erken yaşta kaybettik. Ben okuyamadım. Ancak köyümüzdeki o 3-4 katlı okulu hep hatırlarım. Sanırım 15 yaşındaydım ki evlenip İstanbul'a geldik..."

Bu sırada Şükriye Teyze'yi dikkatle dinleyen Mehmet Amca itiraz ediyor:

“Yok, 15 değil 16'ydı! Aramızdaki 9 yaş var… 1950 yılında evlendik biz…”

‘Küçük Yücel büyüdü, Soğuksu’nun gurur oldu…’

Mehmet Amca'nın anlattıklarından, Şükriye Teyze'yi İstanbul'a kaçırdığını anlıyoruz. Kaçarak evlenmişler… O zamanlar okumak yaygın olmadığından, Mehmet Amca da okuyamadığına vurgu yapıyor. Burada Mehmet Amca'nın ve Şükriye Teyze'nin aslında okuma konusunda istekli olduklarını seziyoruz. Bu 'okuma' vurgusu Başkan Çelikbilek'ten söz edilirken de ortaya atılıyor. Şükriye Teyze anlatıyor:

"Bu eve çok gelmiştir Yücel Bey'in annesi ve babası... Mehmet Amca'n onların getirdiği hayvanı keserken, biz de annesiyle oturur laflardık. Bu sırada Yücel daha küçük çocuktu. Sonra okudu. Üniversiteye gitti ve mahallemizin gururu oldu..."

Mehmet Amca yine duyuyor Şükriye Teyze'nin dediklerini, ekleme yapıyor: "Evin tek çocuğudur o Yücel, tek çocuğu... Eğer tek çocuk olmasaydı Askeri okulda okurdu. Pek istekliydi okumaya, subay olmaya..."

 

Mehmet Amca’nın en sevdiği yemek: “Şükriye Teyze’nin tüm yemekleri…”

Biz Mehmet Amca'yla ilgili azıcık Şükriye Teyze'yi sıkıştıralım istiyoruz. "Sana hiç şiddet uyguladı mı? Başka kadınla gördün mü? En sevdiği yemek hangisi?" gibi sorular soruyoruz. Şükriye Teyze azıcık sıkılıyor bu sorulara ama yanıt da veriyor:

"Yok, Allah var, bana şiddet falan yapmamıştır. Başka kadın da olmadı. Yani olduysa da bilemem. Bizim bakkala beni bırakır, kendi mal almaya giderdi. Ama ben kendim görmedim. Yemeğe de gelince... Ben ne yaparsam onu beğenir! Öyle yemek ayırması yoktur!"

Şükriye Teyze'nin 'bakkal' dediğinin aslında 'manav' olduğunu oğul Aydınoğlu'ndan öğreniyoruz. Bu kez Muhtar Muammer Aydınoğlu anlatıyor:

"Babam burada manav işletti. Köylerden sebze getirirdi. O zamanlarda Soğuksu'da çok karalâhana vardı. Hatta tüm İstanbul'da karalâhana Soğuksu'dan gelinip alınırdı. Herkes Soğuksu Meydanı'na getirirdi tüccarlar geldiğinde, satılırdı. Toplama işinde de bir 'imece' usulü söz konusuydu. Bir araya gelinir, mahalledeki karalâhana sahiplerinin ürünleri sırayla toplanırdı."

‘Soğuksu, Mehmet Amca’yla güzelleşmiş…’

Mehmet Aydınoğlu, Soğuksu'nun en eski sakinlerinden... İlk olarak Beykoz'a geldiğinde bugünkü Görele Mahallesi'ne yerleşmiş... 1950'li yıllar... Daha sonra 1954 yılında ise bugün oturdukları yere gelmiş ve bir daha da hiç gitmemiş... Soğuksu'da Dernekçiliği ilk başlatanlardan... Soğuksu Yardımlaşma ve Yaşatma Derneği'ni kurmuş ve Merkez Cami ile okulun yaptırılması sırasında büyük emekler vermiş. Bugün Beykoz Belediye Başkanı olan ve Soğuksu'nun yerlisi Yücel Çelikbilek'in babasını tanıması, onun getirdiği hayvanları kesmesi 'tesadüf' değil. Mehmet Amca aynı zamanda usta bir kasapmış... Geçmişte Kurban Bayramları'nda Soğuksu'da aranan ilk kasap Mehmet Amca'ymış.

Soğuksu'ya daha önceleri Paşabahçe Muhtarlığı baksa da Mehmet Amca, 'mahallede muhtarlık olsun' diyerek, imza toplamış. Soğsuksu'nun makûs kaderini değiştiren adam aynı zamanda... Şükriye Teyze'yle birlikte ilk geldiklerinde, Soğuksu'da yol yokmuş, elektrik yokmuş, su yokmuş... Dernekle birlikte büyük işler başarmışlar. Mehmet Amca, kâh bağ-bahçe işlerinde çalışmış, kâh Şişecam'da kâh Halat Fabrikası'nda... Şükriye Teyze ve 5 çocuklarıyla geçinip gitmişler işte... En son İETT'ye girmiş 'itfaiye eri' olarak, oradan da emekli olmuş. Ancak Soğuksu'dan da hiç ayrılmamış. Hep el ele olmuşlar, eşi Şükriye Teyze'yle...

‘Dost Beykoz, bu büyük sevginin önünde saygıyla eğiliyor…’

Büyük bir muhabbetle karşıladıkları Dost Beykoz'u yine sevgileriyle uğurluyor Şükriye-Mehmet Aydınoğlu çifti... Bilge Rengi olan eflâtuna bulanmış sıcacık evlerinden, pencerelerinden el sallıyorlar Beykoz Halkı'na... "Sevgi emektir" diyorlar adeta gülen gözleriyle bakarken... Bu geçen 65 yılın kendilerinde bıraktığı izlerin 'acıtanlarını' gizliyorlar; güzel olanlarını ise etrafıyla paylaşıyorlar… Acılarını gizlemeyi başardıkları için de zaten tam 65 yıldır aynı yastığa baş koyuyorlar...

Sevgi emek istiyor ve Şükriye-Mehmet Aydınoğlu çifti bunu çok iyi başarıyorlar... Sabırla, birbirlerine emek vermeye de devam ediyorlar...

"Ömürleri, mutlulukları, gülüşleri bol olsun; Allah kazalardan saklasın" demek düşüyor, Dost Beykoz olarak bize de... Ağzımızın tadı, gözümüzün feriyle...  250 bin Beykozlu’yla birlikte… Nice 14 Şubatlara...

Dost Beykoz / Özel Haber

Kaynak Suları ve İşletmeler
Önceki Kaynak Suları ve İşletmeler
Alaattin Köseler Beydost etkinliğine katıldı
Sonraki Alaattin Köseler Beydost etkinliğine katıldı