Elif ÇELİK
  • 12/03/2018 Son günceleme: 12/03/2018 20:39
  • 20.863

Hayatım boyunca hiçbir mesleğe yönelik önyargı edinmedim.

Kapımın önündeki pazarcı esnafını, kapıcıyı, çöpçüyü asla aşağılamadım. Ne haddime? İnsan yeter ki işini yapsın. Hepsi benim kardeşim, ağabeyim, dostum. O nedenle başlığa bakınca beni hiç kimse dansözlerle karşı karşıya getirmeye çalışmasın. Bu başlık, meslekten ziyade 'kıvırma' konusunda nam salanlar için atıldı. Yoksa bizim Beykoz'daki bazı dansözleri gazinocular görse, eminim çalıştırdıkları dansözlere ders verdirirdi.

Siyaset hayatıma başladım başlayalı şu Beykoz'da çok şey öğrendim. Yani dışarıdan büyük saygı uyandıran koca koca adamlar, üç kuruş para için ya da 20 santimetrekarelik bir koltuk için öyle işler yaptılar ki, inanın bir kadın olarak ben utandım. Yine şu koca koca adamların mini mini minyon hanımları, sırf hava atacağım diye öyle şekillere girdiler ki, ne diyeceğimi şaşırdım. Şimdi de neye taktım biliyor musunuz? Dansözlere... Hani dediğini kendi de unutup, söylediği sözün tam tersi şekilde hareket edenlere. Beykoz'un kadın-erkek dansözlerine taktım.

Hanımefendi diyor ki, "Eğer o varsa, ben yokum". Hiç ama hiç katılmıyorum bu bakışına ama saygı da duyuyorum. Yani bir karar vermiş çünkü... E, bir bakıyorum sonraki hafta "Ben yokum" dediği yere önce kendisi gelmiş. Aklı başında abilerimiz falan şaşırıyor tabi bu duruma ve bozuntuya vermemeye çalışıyor. Ben bir kadın olarak yerin dibine giriyorum milletin içinde. Ancak Beykoz'da bir CHP Milletvekillerine bir AK Parti Milletvekillerine yaslanan, parti programlarında 'kırk yıllık partili' gibi dolaşıp, emellerini STK etiketinin arkasına gizleyen tipler, bir gram utanmıyor yahu. Ne oldu? Millet şu kış aylarında ameliyatla bademciğini aldırır; siz de 'utanma duygunuzu' mu aldırdınız kuzum? Bu ne rahatlıktır?

Arkasından başka, yüzüne başka konuşan insanlardan hiç hoşlanmıyorum. Bana zaman zaman uyarılar geliyor, "Erkek gibi davranıyorsun, dikkat et" diye. Yahu vallahi de billahi de ben kadınım; üstelik ikinci kez de anne olmaya hazırlanıyorum. Ancak Beykoz'da bazı kadınlarımız maşallah kendilerini öyle kaybetmişler ki, ben lafımı esirgemedikçe erkekleşiyor; onlar ise sövecekleri insan kapıdan dışarıya çıksın diye bekledikleri için kadın gibi görünüyorlar. Ne oldu? Kadınlık ne zamandan beridir, mert olmamak anlamına geldi? Kadın da olsanız azıcık mert olsanıza? Burası Beykoz olabilir ama yeni gelen bazı ablalar, bir türlü fark edemediler: Buranın neredeyse tamamı Karadenizlidir, hanım! Hanım, haaanım! Duydun mu? Burası Karadeniz diyorum. Bizde öyle arkadan konuşanı sevmezler. Bir gün 'pat' diye birisi yüzüne söylerse şaşırmayasın emi?

Bu yıl ilk kez 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne buruk girdim. İşte nedeni de bu. Beykoz'daki her kadının 8 Mart Kadınlar Günü'nü gerçekten de bu konularda büyük görevler üstlenmiş ve kendi çapında da başarı sağlamış bir kadın olarak, inanın coşkuyla kutlamak isterdim. Ancak bazı gözünü para ve mevki bürümüş kadınları gördükçe ve bu konuda da her türlü ahlaksızlığı meşru sayan tavırlarına tanık oldukça içime kapanıyorum.

Bu kişilere prim veren ve saygıdeğer olmaya devam etmesi gereken abilerimi gördükçe de umutsuzluğa kapılıyorum.

Allah, Beykoz'da şerefi ve namusu ile çalışıp, her türlü iklimde bile duruşunu bozmamaya gayret eden insanlara sabır versin. (Âmin)

Yazarın Yazıları