Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 12/06/2008 00:11
  • 40.496

Yerel seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte CHP’den ezber bozan açılımlar izliyoruz. Halktan iyice kopmuş olan CHP’nin başörtülü vatandaşlardan oy alabilmek için farklı bir yöntem izlemesini “doğru bir açılım” olarak değerlendirenlerin yanında, samimiyetten son derece uzak bulanlar da var. Yalnız, CHP türban açılımına öylesine bel bağlamış ki bu konudaki inandırıcılığını arttırmak için CHP’li bazı sivri isimler liderleri Deniz Baykal’ı güya yerden yere vuruyor.

Bu tartışmalar devam ederken ülkenin değişik bölgelerindeki CHP’li yetkili isimlerin söylemleri samimiyet sınavında CHP’nin sınıfta kaldığını göstermiş oldu. Şöyle ki: CHP’ye üye olabilirsin ama başörtülüysen yönetimde görev alamazsın. CHP’li belediyeden hizmet alabilirsin ama o belediyede işçi olarak dahi çalışamazsın. Anıtkabir’e giremezsin, üniversiteye gidemezsin, Belediye Meclis Üyesi olamazsın… Ama CHP’ye oy verebilirsin. Bir de Kurtuluş Savaşı’nda cephede mermi, su, yemek gibi şeyler taşıyabilirsin (zaten o sıralarda hanımefendiler Fransa veya İspanya’ya sığınmış olacakları için bu iş mecburen Şerife Bacılara kalır). Allah aşkına biri bana söylesin bu mu demokrasi, bu mu eşitlik!

Ecri Misil Siyaseti!

Yerel seçimler yaklaştıkça siyaset arenasında adeta örtülü bir savaş yaşanmaya başladı. CHP İl Başkanlığı’nın tespit ettiği İstanbul’un kırılgan ilçelerinde çok farklı bir seçim stratejisi izleyeceği kulislerde aylardır konuşulan konular arasında. CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, yönetime geldiği günlerde partisinin en zayıf olduğu bölgeleri tespit edebilmek amacıyla çeşitli anketler yaptırmıştı. İstanbul’un birçok yerinden gelen anket sonuçları, ilçelerde hatta mahallelerde CHP’ye yönelik algıyı da ortaya çıkardı. Sonuç korkutucuydu. Anket sonuçlarına göre, CHP “dinsiz” “İslamiyet’le kavgalı” “Toplumsal değerlere uzak”tı. İşte türban açılımının kaynağındaki olay budur.

Öte yandan, Beykoz gibi mülkiyet ve ecri misil konularında ciddi sıkıntıları olan ilçelerde çok farklı bir strateji izleyeceği defalarca teyit edilen CHP’nin bu konuda nasıl bir açılım yapacağı da merakla bekleniyor. Ama kulislerde konuşulan bir konu var ki hakikaten çok çarpıcı: Konu Ecri Misil.

Geçtiğimiz günlerde Beykoz Muhtarlar Derneği Başkanı Cavit Gül’e de ayaküstü bir sohbette sordum;“Cavit bey ecri misillerle ilgili artış olduğu söyleniyor var mı böyle bir durum?” diye.“Olmaz mı Sinan bey. Bu güne kadar köylere ecri misil geldiğini hiç görmemiştim. Artık köylere bile yağmur gibi ecri misil gelmeye başladı”.  Hakikaten çok şaşırdım. Şaşkınlığımı bu konularda bilgi birikimine güvendiğim birçok isimle de paylaştım. Vardığım sonuç hakikaten ürkütücü. Derin bürokrasi, ecri misilleri bilinçli olarak seçimlere kısa bir süre kala gönderiyor. Vatandaşın hassasiyetlerini kendi iğrenç politikalarına alet eden zihniyete ne denilebilir ki!

“Tekzip”in altında kalanlar!

MHP’nin yayın organı Bizim Beykoz Haber yerel seçimlerin yaklaşmasıyla yazılı olarak da çıkmaya başlamış. Beykoz’la ilgili projesi olmadığı için Dost Beykoz üzerinden siyaset üretmeye devam eden bu güdük anlayış Asker Ailelerine yapılan yardımları veto ettiklerini inkâr etmiş, bizi yalan haber yapmakla suçlamıştı. Sorumlu ve saygın bir siyasetçinin yapması gereken TEKZİP yayınlatmakken “Bizim”kiler TEKZİP’in altında kalırız korkusuyla iftira ve yalanlarında ısrar ediyor. Buradan çağrı yapıyorum; meclis tutanaklarını tekrar inceleyelim. Eğer iddialarınızda haklıysanız Dost Beykoz olarak özür dilemeye hazırız.

Biz meclis tutanaklarını inceledik, tek tek okuduk, MHP İlçe Başkanı’nın iddialarının doğru olmadığını gördük. Bütçe kalemlerinin tek tek oylandığı meclis toplantısında MHP’li meclis üyeleri Şenol Erener ve Halime Kuş’un Yardıma Muhtaç Asker Aileleri’ne yapılacak yardımları veto etmesinin yanında Belediye personelinin maaş ve özlük haklarını ilgilendiren toplu iş görüşmesi haklarını da veto ettiğini gördük. Tabi bununla beraber yalancı ve iftiracının kim olduğunu da!

Bir çağrımda CHP İlçe Başkanı Ayten Kayalıoğlu’na: Beykoz Postası adlı yayının Genel Yayın Yönetmeniyle yaptığınız röportajda inanılmaz iddialar yer alıyor. Bu ifadelerin kendinize ait olmadığını beyan etmişsiniz ve Tekzip talebinizi de adı geçen yayına iletmişsiniz. Dost Beykoz olarak bu çirkinliğin en kısa sürede düzeltilmesini bekliyoruz. Adı geçen yayının Genel Yayın Yönetmeni olan kişi iddia ettiğiniz gibi sizin ifadelerinize kendi yorumlarını ekleyerek yayınlamışsa ona da söyleyecek bir çift lafımız olacaktır elbette!

Herkesi, haddini, bulunduğu konumu ve saygınlığını korumaya davet ediyorum! Zira 1 Nisan 2009’da yarışı kim kazanırsa kazansın Beykoz’da yaşamaya ve birbirimizin yüzüne bakmaya devam edeceğiz.

Yazarın Yazıları