Kader GÜR
  • 13/06/2018 Son günceleme: 13/06/2018 00:11
  • 7.443

Son 17 yılda Türkiye’yi değerlendirdiğimiz zaman elbette ki ciddi mesafeler alındığı görülüyor, bunun tartışılacak bir tarafı yok.

Geçtiğimiz günlerde kendi özel aracımla memleketim Rize, Güneysu’ya gitmek nasip oldu. Giderken de birçok yerde konakladık; yedik, içtik; Anadolu insanıyla doyasıya sohbet ettik.

Giresun Görele’de; sabah kahvaltısı,  Merzifon’da; Menemen… Karadeniz’de yol boyunca güzelliğin her türlüsünü görmek mümkün… Türkiye’de yaşanan değişimden, sadece büyükşehirlerin değil, en ücra köşelerin bile nasiplendiğini görür ve hissedersiniz. Yıllar önce özendiğimiz, imrendiğimiz Avrupa’ya, Avrupalıya ders verecek nitelikteyiz artık. Çok şükür bu günleri nasip eden Yüce Mevla’ya…

Bu günlere kolay mı geldik? Yok, hiçte öyle değil. Millet olarak çok büyük mücadeleler verdik. Halen daha da vermeye devam ediyoruz. 46 yaşındayım Türkiye’de sorunların bittiğini ne okudum ne de yaşadığım sürece gördüm. Tam 30 yıldır Beykoz’da yaşıyorum… Burada da bir şeyin değiştiğini görmedim ama söylemlerin değiştiğine, değişime yönelik anlayışın ve beklentilerin geliştiğine tanıklık ettim.

Yaşadığım 46 yıllık zaman zarfında şunu öğrendim: Millet olarak ne kadar fedakârlık yapabiliyorsak, devletimiz ve yaşadığımız yer o kadar gelişebiliyor. Beykoz’a yerleşim yeri açısından baktığınız da Anadolu kasabası demek mümkün ama şehirleşme açısından Anadolu kasabası demek bile mümkün değil.

Mensubu olduğum AK Parti’nin belki de en çok gayret sarf edipte, bir türlü istenilen görselliğe ulaştıramadığı tek yer Beykoz’dur. Çünkü Beykoz’un siyasetçilerini; hep modern yapılaşma arayışları ve bununla birlikte hukuk engelledi.

Gelmiş olduğumuz noktada artık hukuk Beykoz’da sorun olmaktan çıkmıştır. Çünkü ülkemizin gelmiş olduğu seviye; hukukun, modern yapılaşmanın, mimari anlayışın ve nefes alacak alanlarımızın olmasının ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. Vatandaşımızın bu bilince erişmiş olması da Beykoz’un geleceği ve değişim sürecinin hızlı yürüyebilmesi açısından çok önemli bir kazanımdır. 

İşte bunun içindir ki, 24 Haziran 2018 Seçimleri Beykoz için farklı bir anlam taşımaktadır. Yani bir nevi ülkemizin geleceğini oylarken, nasıl bir Beykoz’da yaşamak istediğimize de karar vermiş olacağız.

Beykoz’u çöpe atamayacağımıza göre elimizdeki imkânlarla Beykoz’u İstanbul’un aynası yapmak zorundayız.

Bu iddialı laflar karşısında şunu söyleyebilirsiniz; Beykoz’u 15 yıldır AK Parti yönetmiyor mu? Neden şimdiye kadar olmadı?

Evet, sizin pencerenizden baktığınızda haklı olabilirisiniz ama unutmayalım ki; hiçbir şeyi yasal olmayan Beykoz bugün yasal bir statü kazanmıştır. Bu yasal zemini hazırlayıp, hayata geçirmekte sorguladığımız iktidar eliyle gerçekleşmiştir.

Bunun yanında, 30 yıl önce hayalini bile kuramayacağımız konular üzerinde müzakere edebilir durumdayız. Hepsinden daha önemlisi vatandaşının taleplerini dikkate alarak, onları incitmeden şehri geliştirmek isteyen bir muhatabımız var artık.

Hiç kimse hayatında fedakârlık yapmadan bir şeyin sahibi olamamıştır. Bir kaç örnek verecek olursak, çocuklarımızı iyi okullarda okutmak için kazancımızı harcıyoruz, rahat yaşamak için daha çok çalışıyoruz. Kendi ailemizden yola çıkarak, yaptığımız fedakârlıkların, mücadelelerin bizleri nerelere taşıdığını elbette ki görebiliriz.

Onun içindir ki, yaşanabilir bir Beykoz için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.

“Yaparsa yine AK Parti yapar”… 

Yazarın Yazıları