Av. Ferda KAZANCIBAŞI
  • 09/12/2014 Son günceleme: 12/09/2014 00:11
  • 7.525

1918 yılında Mondros mütarekesinin imzalandığı ve bütün yurdun düşman işgali altında kaldığı zulüm şartları karşısında vatanını, namusunu, şerefini kahramanca koruyan Türk Milleti arasında Beykoz Halkı’nın da onur duyulacak bir yeri vardır.

 

 

Anadoluhisarı’ndan başlayarak Beykoz’un uç noktalarına kadar birbirleri ile irtibat halindeki Beykoz halkının işgal kuvvetlerine karşı kahramanca direnişleri tarih sayfalarındaki yerini almıştır.

Özetleyerek aşağıya aktardığım tarihi bilgilerin temel kaynağı, Akbaba Köyü’nün yedi kuşak yerlisi ve Beykoz’un değerli evladı Sayın OSMAN AKBAŞAK’dır. Değerli araştırmacı yazarımızın  (Şafak Baskını) adlı kitabından bazı bölümleri aktarıyorum;

          1. Babaları savaşta şehit olmuş kimsesiz çocukların okutulduğu ve barındırıldığı (Darüleytam) adlı Beykoz Kışlası 16 Mart 1920 salı günü İngiliz Askerleri tarafından kurşun yağmuruna tutuluyor. Minicik çocuklar Tokat Bahçesi’ne doğru koşuşarak canlarını zor kurtarıyorlar. Kışla içindeki yağ tenekeleri ve sair erzak süngülenerek delik deşik edilip yenmez hale getiriliyor. Aynı gün Şehzadebaşı Karakolu Basılarak uyku halindeki mızıka bölüğündeki erler şehit ediliyor.

         2.  Akbaba’da Can Feda Hatun Camii İmamı ve Tekkenin Şeyhi Mükerrem Hoca İngiliz askerleri tarafından yolda önü kesilip yere yıkılıyor (Mani – Mani) diyerek cebindeki paraları alınıp dövülüyor.

         3.  Dereseki’li İsmail Ağa yetiştirdiği sebzelerini hale götürmek üzere Yalıköy Motor iskelesine doğru yola çıkıyor fakat akşam eve dönmüyor. Bir hafta sonra başı bedeninden ayrılmış olarak bulunuyor.  

         4. Rum çeteleri İngiliz Askerleri ile birlikte yol kesiyor evleri basıyor. Halk korku ve dehşet içinde.

         5. İş bulma ihtiyacı ile Rize’den gelen 20 civarında genç 23 Haziran 1920 Cuma günü Kaymak Donduran’da bir çay molası esnasında İngilizler tarafından kurşunlanıp şehit ediliyor.

        6.  Düşman askerleri, Akbaba, Dereseki, Fener, Ali Bahadır ve Riva köylerin gidiş geliş yolarını tutmuş, köylülere eziyet ediyor, üzerlerini arayıp paralarına ve ürünlerine el koyuyorlar.

HALK NEFSİNİ SAVUNMAK İSTİYOR AMA

         (Şeyhülislam Dürrüzade Es – Seyyaid Abdullah Efendi) tarafından gazeteler vasıtası ile halka ilan edilen (Fetva)’da İngilizlere karşı gelmenin (Kuran’a karşı gelmek) olduğunu, Karşı gelenlerin katledilmeleri ve gerekirse kitle halinde öldürülmeleri duyuruluyor. Halk ise; Kuran’a karşı gelmiş olmamak için İngiliz zulmüne karşı kendisini savunamıyor.

ANKARA MÜFTÜSÜ BÖREKÇİZADE RIFAT EFENDİ VE 153 MÜFTÜ TARAFINDAN VERİLEN FETVA

         Düşmana karşı savaşmanın Halifeye, Padişaha ve Kuran’a karşı çıkılmış olunmayacağı açıklanıyor ve milli mücadeleye katılma çağrısı yapılıyor. Bu fetva karşısında Beykoz Halkı’nın düşmana karşı nefis savunmasının yolları açılmış oluyor.

BEYKOZ’DA DİRENİŞ BAŞLIYOR

         Beykoz’da düşmana karşı direniş için bir araya gelmek isteyen halk, İngilizlere haber uçuran Rum’ların ve içerden birkaç espiyoncu hainin baskısı altında. Bu nedenle toplantılar son derecede ihtiyat altında yapılıyor. Kuvayi Milliyeci’ler ile irtibat kuruluyor. Bin bir meşakkat ve güçlükler altında Anadolu’ya silah ve cephane sevkiyatı başlıyor.

       1.  Beykozluların 20 Haziran 1920 Pazar günü Polenezköy yolu üzerinde karargâh kurmuş İngiliz askerlerine kurdukları pusu başarı ile sonuçlanıyor.

       2.  Beykozlular 25 Haziran 1920 Cuma günü stratejik önemi olan Çavuşbaşı Çiftliğini ele geçiriyorlar.    

       3.  Beykozlular; 01 Temmuz 1920 Cuma günü Sultaniye Çayırında demirli bulunan İngiliz Savaş Gemisi’ne baskın yapıp düşmana zayiat verdiriyor, silah cephane ve erzaka el koyuyor, halka dağıtıyor.

         4.  Yalıköy’de çarpışmalar ve karşılıklı ateş devam ediyordu. Beykoz Milliyetçileri beş yüz kişilik güce daha fazla direnemeyeceklerini biliyorlardı. Yarım saat sonra şiddetli bir ateş başladı. Mezarlıkta bekleyenlerde aşağıya indiler. Vuruşa vuruşa çekiliyorlardı. Nazmi bey bir yandan haber gönderip Beykoz meydanının boşaltılmasını istedi. İlgisi olmayanlar evlerine kapansın, eli silah tutanlar vapur iskelesi civarında mevzilensin dedi. On çeşmeler civarında yayılıp taciz ateşi açmaya başladılar.    

BEYKOZ HALKINDAN ÖNEMLİ BİR KESİM ANADOLUYA GEÇEREK MUSTAFA KEMAL SAFLARINA KATILIYOR

         On iki yaş çağına rağmen geceleyin Rumeli Kavağı’ndan Anadolu Kavağı’na silah ve cephane taşınmasında görev alan Mehmet Nida Kazancıbaşı’yı, Rum çetelerine karşı direnen Balıkçı Saim Urel’i, silah ve cephaneleri Küçüksu’daki kayıkhanesinde saklayan Balıkçı Ahmed’i, stratejik toplantılara Göksu deresi kıyısındaki kahvesini tahsis eden İlyas Kaptan’ı, Beykoz’daki stratejik toplantılara dükkânını tahsis eden Eczacı Nejat beyi, Beykoz halkının kutsal mücadelesinde önderlik yapanlardan Ferit beyi, Rıza beyi, Cevat Rüştü beyi, Hüseyin beyi, Avni beyi, mülazımı evvel Nazmi beyi, İpsiz Recep’i, Hasan Çavuş’u ve Mükerrem Hoca’yı ve daha nicelerini saygı ve rahmetle anıyoruz.

        Sevgili okurlarım;

        Mümkün olduğu kadar özetin de özetini çıkarttığım Beykoz halkının onurlu mücadelesi konusundaki bilgilere, Beykoz’un değerli evladı araştırmacı yazar Sayın Osman Akbaşak’ın (ŞAFAK BASKINI) adlı kitabından ulaşabilirsiniz.

         Beykoz’un şanlı tarihini özümsemek ve yeni nesillere aktarmak biz Beykozlular olarak hepimize düşen kutsal görev olmaktadır.  Hoşça kalınız…

Yazarın Yazıları