Beykoz kendi siyasetçilerinin önünü açacak mı?

Vatandaşımız Beykoz’da Recep Tayyip Erdoğan’ın hatırına bir deneme yaptı, sonuçlarını hep beraber göreceğiz…

Beykoz yerel ölçekte yönetim statüsü kazandıktan sonra 5 kişi tarafından yönetildi. Murat Aydın ise Beykoz’u yöneten 6. isim oldu.

Beykoz’da belediye başkanlığı yapmış isimleri tek tek sıraladığınızda, seçimlerde sık sık kullanılan ‘içinizden biri’ sloganına uygun insanlar olduklarını görüyorsunuz.

Ali Zengin, Beykoz’un ilk Belediye Başkanıydı ve bölge halkıyla haşır neşir olmuş, dertleriyle dertlenmiş, ‘içimizden biriydi.’

Şevket Arıkan, Beykoz’da sol menşeli ilk belediye başkanı oldu. Beykoz halkı ideolojik olarak bir değişikliğe gitmiş olsa da bir gece kondu kasabasında partisine bakmadan yine kendi içinden birini seçmişti.

Üçüncü seçimlerde Beykoz’da yine ideoloji değişikliği yaşandı ve İslam kültürünü kendine temel alan Yücel Çelikbilek seçimi kazandı. Hatta öyle bir dönemde kazandı ki Refah Partisi’ni ülkenin büyük bir çoğunluğunun öcü olarak göstermeye çalıştığı bir süreçti. Yücel Çelikbilek’i Beykoz’la içselleştirmek için arayışa girmeye gerek yok. O Beykoz’un abisi olmayı başarmıştı.

Hemen akabinde ki seçimde yine sol menşeli Alaattin Köseler seçilmişti. Köseler’de Beykoz’da çok eski olan bir ailenin çocuğuydu. Karizmasının da desteğiyle Beykoz Belediye Başkanlık koltuğuna oturmuştu.  

Bu saatten sonra Recep Tayyip Erdoğan rüzgârı esmeye başlayınca piyango Muharrem Ergül’e çıktı. Ergül eğitimci ve edebiyatçı bir insandı. Beykoz’da binlerce öğrencisi vardı. Babası kaportacı Ahmet Usta, taşra kasabası Beykoz’da herkesin arabasına bir el atmıştı. Yani demem o ki Beykoz halkı partiye çok önem vermemiş, hep kendi içinden birilerini başında yönetici olarak tercih etmişti. O dönemlerde siyasi partiler bölge dışından aday göstermeye cesaret edemez, etse bile teşkilatlar buna fırsat vermezdi. Yani teşkilatçılık öyle bir şeydi.

Yazının bu aşamasından sonra bir hatırlatma yapmakta fayda var. Yücel Çelikbilek Beykoz’da üç dönem belediye başkanlığı yapmıştır. Bu üç dönemde Beykoz’da aynı partiden üst üste iki kez seçilen ilk belediye başkanıdır. Beykoz’un mülkiyet problemini çözmesi hasebiyle de Beykoz’da simgeselleşmiş bir belediye başkanıdır.

Bugün içinde bulunduğumuz duruma fırsat veren, yani Murat Aydın’ı Zeytinburnu’ndan Beykoz Belediye Başkanı yapan Recep Tayyip Erdoğan büyük bir risk almıştır. Buda Beykoz’da ilk kez yaşanan bir durumdur. Bu durum Beykoz halkı içinde bir risk teşkil etmekteydi, denendi. Bugün itibarıyla çoğu gidip, azı kaldığı için pek ses çıkmıyor. Sadece Tokatköy’den ses geliyor. Sesin sadece Tokatköy’den gelmesini hafife almayın. Oradan gelen sesi Beykoz’la birlikte Ankara ve bütün Türkiye duyuyor. Hukuki zemini doğru olsa bile Cumhurbaşkanı bu tarz seslerden memnun olmaz. Sesi çıkaranlara değil, sesin çıkmasına fırsat verenlere, ‘bu işleri neden ses çıkartmadan çözemediniz’ diye sorar. Yapılan iş doğru olabilir, fakat insanları ikna edememek, huzursuzluğa yol açmak bir başarısızlıktır. İnşallah sonu hayırlı olur.  

Bugün Beykoz halkına, ‘Recep Tayyip Erdoğan’ın hatırına Murat Aydın’a oy verdiğinize pişman mısınız, değil misiniz’ diye sorulsa acaba ne cevap verirler?

Bu araştırmalar mutlaka yapılıyordur… Ben şuraya gelmek istiyorum. Eğer Beykoz halkı Murat Aydın’ın siyasetinden memnunsa, artık seçimlerde Beykozluluk vurgusu yapmak bir anlam taşımayacaktır.

Bu durum Beykoz’dan belediye başkan adayı olmak isteyen siyasilerin kısmen önünü kesmiş, muhalefet partilerinin ise, iktidar partisinin adayını devirmek için Beykoz dışından güçlü isimleri aday göstermelerinin yolunu açmıştır. Muhalefetin de iktidarın da Beykoz’dan aday aralamalarına gerek kalmayacaktır.   

Yok, eğer Beykoz halkı Murat Aydın’dan memnun olmayıp, ‘bir daha dışarıdan aday istemiyoruz’ diyorlarsa o zaman kendi yağıyla yoğrulmanın yollarını arayacaktır. O zaman Beykoz’da siyaset değer kazanacaktır. Yani Beykoz halkı tercihiyle bir nevi Beykozlu siyasetçilerin önünü açma veya açmama sorumluluğuyla da karşı karşıyadır.

Tabii oluşturmaya çalıştığımız bu realitenin temelinde Murat Aydın’ın Beykoz’a yönelik hizmetleri ve Beykoz halkına yönelik iletişim metotları vardır.

Vatandaş mutlaka değerlendirmesini yapıyordur. Bekleyip göreceğiz.

Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.