“Beykoz kısa sürede tarumar oldu. Nereden tutsan elinde kalıyor. Belki birçok şeyin aslı astarı yoktur, fakat doğruyu söyleyerek, halkı gerçeklerle yüzleştirecek kimse de yok.
”
Hal böyle olunca herkes kendi kurgusunu gerçek zannederek pozisyon alıyor.
Beykoz’da yıllarca süren bir mücadelenin sonucunda aslında zincir kırılmıştı. Yücel Çelikbilek dönemlerinde başlayıp, Murat Aydın döneminde zirveye çıkan değişim rüzgârı çok gerçekçi bir zemine oturmuştu. Beykoz’un geleceği konuşulabilecek bir aşamaya gelmişti. Muhammed Hanefi Dilmaç’ın da AK Parti Beykoz İlçe Başkanı olmasıyla gerçekten Beykoz kıymet açısından zirveyi görmüştü.
Ama gel gör ki, 31 Mart 2024 Yerel Seçimleri, en azından bizim öngöremediğimiz bir sonuç ortaya çıkardı. Aslında bu sonuç Beykoz’da AK Parti için çok büyük bir hezimet olsa da, zararı daha fazla Beykoz halkı gördü. Bu düşüncemi bencilce bir bakış olarak değerlendirebilirsiniz, bir şey demem. Ama görünün köyde kılavuz istemiyor.
Alaattin Köseler, daha önce de yazdığım gibi seçimi kazanır kazanmaz farklı bir insan oldu. Bir anda Beykoz’u unuttu. Köseler her ne kadar ‘Murat Aydın borç bıraktı’ dese de, aslında Köseler’e büyük bir servet bıraktı. Kurulu bir tezgâh, işleyen bir sistem nakit paradan daha değerlidir. Murat Aydın Köseler’e kurulu bir düzen ve tıkır tıkır işleyen bir sistem bıraktı. Alaattin Köseler değil bunun üzerine koymak, mevcudu korusa bile başarılı sayılacaktı. Ama maalesef Köseler bunu da beceremedi.
Beykoz’da her geçen gün Köseler’e cephe açan insanların sayısı artıyor. Çünkü Köseler bir kapalı kutu. Her şeye şüpheyle bakıyor. Murat Aydın Zeytinburnu’ndan gelmiş olmasına rağmen onun kadar bile Beykoz halkıyla özdeşleşemedi. Beykoz Belediyesi’nde Bilgehan Murat Miniç’te olmasa kimse belediyenin Beykoz’da olduğunu bilecek psikolojiye sahip olamayacak. Buna bağlı olarak Beykoz’da oluşan siyasi boşluk Köseler’in nefes almasını sağlasa da önümüzdeki günleri çok daha zor olacak.
Beykoz’da gerçekten çok ciddi ve anlamlı bir siyasi hazırlık yapılıyor. Beykoz’a yeni bir siyasi kültür geliyor. Kısa sürede kendisini fark ettirecek, Beykoz’daki susamışlığı da giderecektir. Bu siyasi hazırlık kimin işine yarar, kim aradan sıyrılır, bunu yeni siyasi kültürle tanıştığımızda daha iyi analiz edebiliriz. Ama şimdi den söylenebilecek tek gerecek, bu yeni siyaset kültürünün Alaattin Köseler’in işine hiç yaramayacağıdır.
Köseler’in Beykoz’un hiçbir dinamiğiyle bağlantısı yok, öyle ki ilk göreve başladığında ‘yapma’ dedikleri birçok şeyi yapmış olmasının pişmanlığını yaşadığını bizzat biliyorum. Beykoz Köseler’in ilk bir yıllık döneminde emin olun 5 yıl geriye gitmiştir. Düşünün ki, önümüzde 4 yıl daha var. Beykoz ne hale gelir? Bana göre Köseler’e vatandaşın verdiği avans tükenmiştir. Bir yıl içinde taşları yerine oturtup, işine başlayamaması tek başına bardağı taşırmaya yetti.
Şimdi “adamı rahat bırakmıyorlar ki” diyenler olacaktır. Bence hiçte öyle değil. Bir koltuğa oturduğunuz zaman bütün olasılıkların hesabını yapmanız gerekir. Eğer kendinizi sizi koltuğa oturtan vatandaşa hizmet etmeye değil de, başka hedeflere adarsanız yaşadığınız bu olumsuzluklar kaçınılmaz olur.
Köseler bu zamana kadar yaşanan hiçbir tartışmaya açıklama yapmadı. Açıklama yapmayarak, “önemsemiyorum… Aslı astarı yok” diye de düşünebilir. Ama öyle değil, “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diye de bir gerçek var.
Örneğin, Savcılığının Beykoz Belediyesi’nden ihale dosyalarını istediği gece, canlı yayına çıkıp, savcılıktan gelen evrakın gerçek olmadığını söyleyerek, konunun içeriğine girmemiş olması samimiyetten uzak bir yaklaşımdı. Anlaşılıyor ki, Köseler Beykoz’u ayağa kaldıramayacak. Bir çivi dahi çakamayacak.
Beykoz ile ilgili söylenecek çok şey var. Baktığınız zaman günlük yaşam devam ediyor, ama bardağın görünmeyen tarafında rezalet diz boyu. Beykoz’da bu rezaletin hakkından gelecek iyi bir siyasete ihtiyacı var. İnanıyorum ki yakında her şey yeniden başlayacak.
Beykoz’a yeni siyaset kültürü kısa zamanda zemin bulacak…
Çünkü, Murat Aydın'ın arkasında yüzde yüz (İKTİDAR) Recep Tayyip Erdoğan desteği, Alaattin Köseler ve tüm CHP'li belediye başkanlarının karşısında da yüzde yüz düşmanca pusuya yatan bir AKP iktidarı var; Sevgili Kader kardeş… Öyle olunca da olağan üstü durumlarda, olağan gelişmeler olmuyor tabi…