Beykoz tabii güzellikleriyle insanların Kanlıca’dan başlayarak akın akın geldikleri ve bu güzelliklerden yararlanmak istedikleri bir ilçedir.

Beykoz’da gastronomi dediğiniz zaman üst düzey gastronomi kuruluşlarından, esnaf restoranlarına kadar birçok farklı düzeyde restoran bulunmaktadır. Beykoz’un şu anda bence gastronomide simgesi belediyeye ait olan Gümüşsuyu Restoran’dır. Her açıdan dört dörtlük olan bu restoranın müdürü harikalar yaratmakta ve dünya gastronomi kültür birikimine de sahip olduğu için soğan çorbasından tutun, aklınıza gelebilecek birçok lezzetli ürünü sunmaktadırlar. Polenözköy, Cumhuriyet Köyü, Anadolu Feneri, Anadolu Kavağı gastronominin mihenk taşlarıdır. İstanbul’un en güzel mekanlarından olan Lacivert’te bölgeye ayrı bir renk katmaktadır.

Beykoz’da kültür alanlar nasıl işlevsellik kazanır?

Kültür konusunda da Beykoz yabana atılacak bir yer değildir. Küçüksu’daki Kültür Merkezi’nin yanında Yuşa Tepesi, Kanlıca’daki İskenderpaşa Cami ve Türbesi akla gelen ilk kültürel alanlar olarak ortaya çıkar. Şişecam Fabrikası’nda çalışmış ustalar bugün hala cam sanatını ortaya çıkarmaktadırlar. Bütün bunların yanında İstanbul, Türkiye’de kültür ekonomisinin %54’nü oluşturan bir şehirdir. Muhakkak ki kültür ekonomisinin bu %54’lük payında Beykoz’un da çok büyük bir payı vardır. Beykoz Kanlıca, Kavacık başta olmak üzere tabii bir film-dizi platosu haline gelmiştir. Her sokakta filmler çevrilmekte, bölgenin güzellikleri ortaya çıkmaktadır. Bugüne kadar kültür ve gastronomide Beykoz’un kendi değerlerini ortaya çıkarmaması Beykoz için bir kayıptır. Bu konuda vakfımız yakın bir zamanda ciddi adımlar atacaktır. Ayrıca İBB’nin tüm gastronomi kuruluşlarını yöneten Beltur’un merkezinin Hidiv Kasrı’nda yer alması ayrı bir kazançtır. 

Yazarın Yazıları