Beykoz’dan Çubuk’a uzanan sarı siyah aşkı

  • 0
  • 6827
Beykoz’dan Çubuk’a uzanan sarı siyah aşkı
Beykoz’dan Çubuk’a uzanan sarı siyah aşkı
Beykoz’dan Çubuk’a uzanan sarı siyah aşkı
Beykoz’dan Çubuk’a uzanan sarı siyah aşkı
Beykoz’dan Çubuk’a uzanan sarı siyah aşkı
Beykoz’dan Çubuk’a uzanan sarı siyah aşkı
Beykoz’dan Çubuk’a uzanan sarı siyah aşkı
Beykoz’dan Çubuk’a uzanan sarı siyah aşkı

1908 Yılında kurulan Beykoz Spor Kulübü çok farklı bir kimliği bünyesinde barındırmakta.

Beykoz Sevdalıları son yıllarda yaşadığı talihsizliklere, anlaşmazlıklara, kızgınlıklara, hayal kırıklıklarına takılsa da Sarı-Siyah renklere olan aşk, muhabbet ve sevgi ilelebet yaşayacak.

Beykoz Spor Kulübü bünyesinde değişik spor dallarında ve de özellikle futbol takımımda görev yapmış, forma giymiş bazı isimler ise yaşantılarını kendi memleketlerinde devam ettirse de İstanbul’a yolu her düştüğünde Beykozlu dostları ile buluşmalar gerçekleştirip anıları tazelemekteler.

İşte bu haberimizde bunlardan birin konuk ettik sayfalarımıza, daha doğrusu konuk olduk da denebilir. Meslek icabı haber takibi için gittiğimiz kentlerde bu güne değin bu anlamda Beykoz Spor Kulübünde sporculuk yaşantıları olan isimler ile buluşmalar gerçekleştirmekte idik. Hayati Sarıkaya da bunlardan biri oldu…

Ankara’nın dış ilçelerinden olan Çubuk’ta doğup, büyümüş, doğduğu ilçenin takımında profesyonel olmuş bir futbolcu Hayati… Onun Beykoz ile bağı ise kendisinin de gururla ifade ettiği gibi tarihe not düşülen bir kadroda yer alması ki, o kadro da Beykoz Spor kulübünün Kuruluşunun 100.Yılında yaşadığı Şampiyonluk ile de adeta tescillenmiş durumda.

472 Kilometre mesafe olsa da Çubuk ile Beykoz arasında sevgi ve muhabbet köprüsü kurmuş başarılı oyuncu… Sarı-Siyahlı renkler altında yaşadığı şampiyonluk onun için genç yaşta hayatının önemli dönemeçlerinden biri olmuş.

4 çocuklu Sarıkaya Ailesinden çıkan futbol sevdalısı Hayati Sarıkaya 2002 yılında Ankara’nın bu dış ilçesinde başladığı futbolculuk serüveninde yolunun birkaç yıl sonra Beykoz’a düşeceğini tahmin edebilir miydi?  Çok sevdiği Çubuk ilçesinden ayrılıp önce Adıyaman’a ardından Beykoz’a uzanan yolculuğunda yaşadığı deneyimler, edindiği tecrübeler onu bir Süper Lig futbolcusu yapabilirdi ancak o sakatlık yok mu o sakatlık genç yaşta futboldan ayırdı ama spordan ayıramadı.

Hayati Sarıkaya ile Çubuk’tan gelip Çankaya’nın yüksek rakımlı bir otelinin lobisinde yapmış olduğumuz sohbetten bir kez daha anladık ki Beykoz Sevgisi aradaki kilometre farkına engel değil.

“ 2002 yılında futbola başladım… Çubukspor kulübünden ilk içeri girdiğimde televizyondan izlediğim, gazete sayfalarından takip ettiğim futbolcular gibi olacağım diye de bir iddiam olmadı. Tabii ki hırslıydım enerjiktim ancak doğduğum Kasaba olan Çubukspor’un başarısı için var gücümle çalışıyordum. Başarılı da oldum ki transfer teklifleri gelmeye başladı. Kısmet ya ver elini Adıyamanspor deyip Ankara dışına ilk kez çıkışımı yaptım. Ardından Beykoz 1908’de önce Kiralık gelmek üzere iki buçuk sezonda toplam 59 resmi müsabakada forma giydim. Müthiş heyecanlı günler idi. “

Hayati Sarıkaya İstanbul’da Beykoz diye bir ilçe olduğunun bile farkında olup olmadığını hatırlayamazken nereden bilecekti Türk Sporunun Asırlık Çınarında tarihe not düşülen bir kadronun futbolcularından biri olacağını…

Beykoz’a geldiğimde burası bana ilginç geldi, Karadeniz yoğunluklu bir yer idi, yani inatçı, mücadeleci insanlardan oluşan insanların oturduğu bir yer… Yani benim doğduğum Çubuk ilçesi gibi… Çubuk’da Ankara’ya bir hayli mesafesi olan bir ilçe idi aynen Beykoz’un İstanbul’un merkezi, tanınmış yerlerine göreki konumu gibi. Sonuçta Beykozlu bizi sevdi, bizler de Beykozluları”

Yetenekli oyuncu geldiği 2006-2007 sezonunda kendi bölgesindeki başarılı futbolu ile ve de efendiliği, her hali ile kaliteli bir insan vasfı ile kısa sürede taraftarlara kendini sevdirir…

“Beykoz taraftarları da bizim Çubuk taraftarları gibi idi… Futbolcusunu teşvik eden, motive eden iç dış saha demeden her maçında yanında olan bir kitle idi. Beykozluların bizlerden beklentileri yüksek idi. Nitekim bir sezon sonra yani 2007-2008 sezonu için camiada müthiş bir beklenti vardı. 100.Yılında Şampiyonluk yaşayıp tarihe not düşülmek isteniyordu. Yönetim, taraftar, camia ve de bizler bu işe inandık. Sezonun ilk maçında oldukça zorlu bir maç yaşasak da Bursa Merinos maçından 3-2 galibiyetle ayrılmasını bildik. İlk iç saha maçımızda tribünler dolu idi, daha ısınma anlarında fazlası ile motive olmuştuk. Maalesef kötü bir başlangıç oldu ve Yalovaspor maçı ile daha ikinci maçımızda mağlubiyet yaşamıştık. Soyunma odasına giderken acaba diye merak ediyorduk tepkiler nasıl olacak diye… Ama moral verdiler, alkışladılar, üzüntümüze ortak oldular. İşte o maçta arkadaşlar ile biz bu taraftara şampiyonluk hediye edeceğiz diye söz verdik. Sonrasında genelde tek gollü galibiyetler ile sezonu şampiyon tamamladık, yani sözümüzü yerine getirmiş olduk. “

Beykoz yıllar sonra ikinci ligdedir artık, nasıl bir performans göstereceği merak konusu idi…

“ 2.Ligde gerçekten de güçlü rakiplerimiz vardı… Hatta ilk maçımızda Mersin İdmanyurdu’na mağlup olmuştuk… Ben o sezon ilk yarı maçlarında forma giydim… Sakatlığım ortaya çıktı… Bir daha da forma giymedim maçlarda…şunu söylemek isterim ki müthiş bir kadromuz vardı, bir makine düzeninde oynardık.  O makineyi harekete geçiren enerji de tribünler idi.”

Gazi Üniversitesi Besyo Mezunu olan Hayati  Sarıkaya sakatlığı nedeni ile bırakmak zorunda kaldığı futboldan sonra Çubuk’a döner, birkaç sene de öğretmenlik de yapar… Hatta tayini Doğu’dan bir kente de düşer, kadrosu gelir yani… Ancak çok sevdiği Çubuk’tan ayrılmak istemez. İleriki yıllarda spor salonu işleticiliği yapar, şimdilerde ise Emlak-Arazi  alım-satım işler ile geçirmekte günlerini. Fırsat buldukça soluğu Beykoz’da alır… Şampiyon Kadroda Genel Kaptan olan Birol Balıkçı’nın konuğu olur, hatta evinde bir odası her zaman hazırdır…

Hayati Sarıkaya Beykoz’da çok güzel anılarım, arkadaşlarım var demekte… Tabii ki o şampiyon kadroda yer alan futbolcuların tamamına yakını ihlaslı, ibadetini aksatmayan isimlerden oluşmaktadır. Hatta Hayati arkadaşları ile kıldıkları namazlarda imamlık görevi de yapar… Kelle İbrahim’in Kabrine ne zaman gidilse Kuran’ı Kerim Tilaveti ile Gazi Yunus Mezarlığında manevi bir atmosfer, hava yaratır.

Bugün 37 Yaşında futboldan kopsa da spordan kopmayan fit görünümlü bir delikanlı ve de artık evlilik vakti geldi de geçiyor diye bu yolda adımlar atan mutlu son için imzayı atmaya hazırlanan bir beyefendi var karşımızda…

Ankara’da resmi takvimlerde bahar mevsiminin ilk günlerinde soğuk havada anılar ile sıcak bir ortam yaşadık başarılı oyuncu ile…” Beykoz bu günleri atlatacak, Beykoz Büyük bir camia abi, sen tasalanma ama bugün ama yarın hak ettiği yere döneceksiniz “ diyen bir Beykoz Sevdalısı Hayati… Yalıköy Sahilinde, Onçeşmeler Meydanında, Tarihi Çayırında anıları olan bir Ankaralı o… her fırsatta Beykoz’a gelen…

Dost Beykoz – Talip Ercan / Özel Haber

 

Beykoz 1908 AŞ’de antrenmanlar başladı
Önceki Beykoz 1908 AŞ’de antrenmanlar başladı
Beykoz Riva'daki film platosunda yangın çıktı
Sonraki Beykoz Riva'daki film platosunda yangın çıktı