Kader GÜR
  • 04/10/2017 Son günceleme: 30/07/2019 21:33
  • 8.607

Beykoz'da hep beraber çalkanıyoruz. Her gün yeni bir gelişme var. Adeta vuslata beş kalayı yaşıyoruz...

Anlık şoklara alıştık. Allah'ın izniyle her şeye göğüs gerecek güçteyiz. Daha çok şey bekliyoruz...

Bu hale nasıl geldik?  

Yazılan çizilene hiç önem vermiyoruz... O yetmezmiş gibi siyasi değerlerimize de sahip çıkmaktan imtina ediyoruz... 2014 Yerel Seçimleri'nde Beykoz'da iş başına gelen yönetim siyasi temayülleri alt üst etti.

Beykoz son darbeyi de sosyal medyadan yedi... Oysa Muharrem Ergül "sosyal medya" konusunda Beykoz'u uyarmıştı.

Öyle olaylar yaşandı ki adeta tez konusu olabilecek cinsten... Paranın egemenliğini ve acımasızlığını Beykoz'da iliklerimize kadar hissettik. Fakat ne mümkün ki her geçen gün battığımızı hala fark edemedik. Yerel Yönetim tabii ki Belediye Başkanı ile şekil alır ama onun kadrosu da Belediye Başkanı'nın kamuoyundaki yüzüdür...

Beykoz'un yönetildiği yer Belediye Başkanlığı olduğu için haliyle gözler hep oraya çevrili. Ne oluyor ne bitiyor? Hep beraber takip ediyoruz... Takip ederken de, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadelerinden yola çıkarak beklenti içine giriyoruz.  Ama gel gör ki, Beykoz'daki kayıplarımızın hiç birisi Erdoğan'ın kriterlerine uyumsuzluk nedeniyle olmadı.  Onlar hala yerlerinde duruyor...

Hanefi Dilmaç Beykoz Belediye Başkan Yardımcılığından istifa etti. Bu istifaya yönelik Beykoz halkı kendi içinde çok çeşitli tartışmalar yaptı. Yolsuzluk, hukuksuzluk yada FETÖ olmadığına yönelik kesin bir kanaat oluşsa da çok net bir cevap bulunamadı.

Bana göre kamuoyunda cevapsız kalacak bir sorunun oluşmasına fırsat verilmemeliydi. Başkan Çelikbilek Dilmaç'ın istifasını kabul etmemeli, durumu toparlamalıydı...

Gelelim Muharrem Kaşıtoğlu'nun istifasına... Kaşıtoğlu, Melih Gökçek hakkında bir twit attı. Türkiye yerinden oynadı. "Vay benim ülkemin haline" derim o zaman... Kaşıtoğlu sosyal medyanın kurbanı oldu... Atmış olduğu twit parti disiplini açısından tartışılabilir, disipline sevkini gerektirebilir. Ama Beykoz'un vitrinin bozulmasına kadar gitmemeliydi. Melik Gökçek hakkında atılan bir twit Türkiye'yi ayağa kaldırıyorsa, yarın Melih Gökçek'te Kadir Topbaş gibi bir akamete uğratılırsa bizim gurumuz ne olacak sorarım size?

Bu adamları bizim karşımıza kim getirdi. Kim bunları bize İstanbul'un abisi Ankara'nın abisi diye anlattı. Biz bu adamlara niye oy verdik. Niye bu adamlara çalıştık. Niye bu adamlara yıllarca saygı duyduk, hürmet ettik... Bu adamları yıllarca bize başkanlık yaptırdıktan sonra bir kenara atabiliyorsanız ki, atıyorsunuz! Eleştirildikleri yada kinayeli bir laf söylendiği zaman neden fatura kesiyorsunuz? Yazık değil mi? Her şeyin faturasını niye biz ödüyoruz?

Başkan Çelikbilek'e bu sıralar hem kızıyorum, hem de takdir ediyorum. Takdir ediyorum, ekibinde hiç kimse yolsuzlukla suçlanıp görevden uzaklaştırılmadı. Kızıyorum 2014 Yerel Seçimleri'nden sonra ekibi sudan sebeplerle darmadağın oldu bunu önleyemedi.

Ben belediye Başkanımız Yücel Çelikbilek ile sohbetlerimde olası tehlikeler hakkında fikirlerimi söylemişimdir. Oda bana, "oğlum onlar çocuk mu ne yaptıklarını bilmiyorlar mı" derdi. Kendince haklı olabilir ama çocuk olduklarına yönelik emareler varsa Beykoz'un Başkanı olarak neden müdahale etmiyorsunuz.  Neden partinin sıkıntıya gireceği gereksiz şeylerin oluşmasına fırsat veriyorsunuz?

Bu olaya kim müdahil olursa olsun, isterse en çok sevdiğim liderim Recep Tayyip Erdoğan olsun. Beykoz'a yazık olmuştur. Çavuşbaşı'nda beş yıl belediye başkanlığı yaptıktan sonra 8 bucuk yıl Beykoz'da Başkan yardımcılığı yapan Hanefi Dilmaç'ın sudan sebeplerle istifa etmesine göz yumulması, ardından bir twit nedeniyle Beykoz halkının sevdiği Muharrem Kaşıtoğlu'nun istifaya sürüklenmesi, 2014 yılında iş başına gelen kadronun en büyük kayıpları olmuştur. Hem sevilen hem çalışan insanlar bir çırpıda harcandı.

Bu demek değildir ki, diğer başkan yardımcılarımızı daha farklı görüyoruz. Tabii ki onlarda hizmet ehli, beyefendi ve sevilen insanlar. Asla onlara karşı olumsuz bir bakış açımız yok...

Hanefi Dilmaç ve Muharrem Kaşıtoğlu'nun AK Parti tabanıyla yoğrularak gelmiş olmaları onları siyaseten farklı alanlara taşıdı. AK Parti'nin kurulduğu sıkıntılı süreçlerde onlar bu teşkilata gerçekten sahip çıktı. Bir çok çalkantılı süreçte hem maddi hem manevi destekleriyle bu partiye omuz verenlerdendi onlar...  

Ama gel gör ki Beykoz halkı siyasi arena gibi vefasız değil... Elde kalan en önemli şey, siyaseten harcanan bu insanların Beykoz halkı tarafından harcanmaması oldu. Bu dikkate değer bir o kadar da ciddiye alınması gereken bir durumdur.

Yalakalar, yalancılar, FETÖ gibi kumpas yoluyla ses kaydı alıp, Kılıçdaroğlu gibi dinletenler, Peygambere doğum günü pastası kesenler, AK Parti'yi sadece bir çıkar kapısı olarak görenler, insanların yuvasını yıkanlar dururken, böyle emeği olan çalışan, halk tarafından sevilen insanların harcanması insanın ağırına gidiyor.

Vallahi AK Parti'ye yazık oluyor... Daha yazılacak çok şey varda edebim müsaade etmiyor.

 

Yazarın Yazıları