Saadettin KILIÇ
  • 18/08/2020 Son günceleme: 18/08/2020 14:38
  • 6.315

Ülkemizin her yerinde Kaymakam ve Belediye Başkanlarından sonra bütün İlçelerin kaderini Belediye Meclis Üyeleri onaylar veya ret eder.

İlçe Belediye Başkanı aday listelerinde yer alan Belediye Meclis üyelerini ise siyasi parti ilçe örgütleri ve halk seçer…

Beykoz gibi 250 bin nüfuslu bir ilçede Belediye Meclisinde 31 kişiden biri olmak çok değerlidir ama hiç kolay değildir.

En kestirme yol, iktidar ya da ana muhalefet partilerinden birinden Belediye Meclis Üyesi adayı olmaktır. Fakat bunun için de yükselmek, kariyer edinmek ve toplumda bir karşılık bulmak yani ya dernek, ya vakıf veya başka bir sivil toplum örgütünde ekonomik gücü yerinde aktif bir insan olmak gerekir.

Hemşerilerimiz de genellikle öyledirler zaten; basamakları daha hızlı tırmanmak için geceleri, gündüzlerine katar sabır ve azimle çalışırlar.

Emsalleri, at yarışları, iddia kuponları ve okey taşları doldururken onlar idari mevzuatları okur, sosyal ve toplumsal içerikli hiçbir toplantıyı kaçırmazlar. Cenazeleri ve diğer dini günleri asla unutmazlar…

 Beğenilse de, beğenilmeseler de her biri emek ve bilek hakkıyla meclis üyeliğine gelirler. Açıkçası her yerde yaşanabilecek klasik entrikalar dışında her şey doğal akışında.

Sorun sadece bu başarılı meclis üyelerinin çok büyük bir bölümünün; ya bir, ya da en fazla iki kuşak Beykozlu olmaları ve temel sorunlarımızı yeterince bilmemeleri veya dillendirmemeleridir…

Oysa ilçemizde eski, yeni tüm temel sorunlarla ilgili çok daha birikimli üç, dört kuşak Beykozlular var ama onlar da 12 Eylül 1980’den sonra siyaset sahnesinden silindiler ya da geri çekildiler.

Meydan uzun zamandan beri genellikle sonradan Beykozlu olan, yöresel kültürlü meclis üyelerine bırakıldı…

Çünkü iktidar ve belediyenin karşılaştığı her türden sorunda yeni kuşak Yöresel Beykozluları ikna etmek gerçekten çok daha kolay, dolayısıyla eski Beykozluların siyasetten silinmelerinin gerçek nedeni de ortaya çıkmış oluyor.

Ve bu sayede Kaymakamlık, Belediye Başkanı ve yöresel nitelikli Beykoz Belediye Meclis üyeleri eski, yeni bütün Beykozluların kaderini hak ederek belirliyorlar.

Beğenenler oluyor, beğenmeyenler oluyor ama son yıllarda ilçemizde Belediye Meclis üyeleri hep böyle seçiliyor…

Görevleri nettir; “el kaldır, el kaldır-ma…”

Belediyesi Meclisi’nde önceden kendilerinin belirlediği tarihlerde hangi ihale, hangi mütaahhite verilecek, hangi imar mevzuatında hangi tarafında lehine değişiklik olacak vs. tüm bu kararları partilerinin görüşleri doğrultusunda onlar, resmen onaylar ya da resmen ret ederler.

Yineliyorum; , partilerinin görüşleri doğrultusunda olan önerileri onaylarlar, Beykozluların istekleri doğrultusunda verilen önerileri değil…

Tıpkı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ABD Başkanı Donald Trump’ı dinleyip, EYT’li vatandaşlarımızı dinlememesi gibi…

17 Ak Partili, 3 MHP’Lİ, 11 CHP’Lİ hemşerimiz bizi temsilen Beykoz Belediyesi Meclis üyesidirler ama bunca zaman ne iktidardan, ne muhalefetten bir meclis üyesinin Beykoz için çatır, çatır verdiği bir mücadeleden ünlendiğini de hiç bir zaman duymadık.

(CHP’Lİ Meclis üyesiyken Erdal Öztürk dışında)

Yani Yöresel Kültürlü Belediye Meclis üyelerimiz için Beykoz’da Turizm gelişse ne olur, gelişmese ne olur?

Onlar görevi; genellikle hangi yüksek değerde bir toplantıda el kaldıracak veya kaldırmayacak bunun takibinde olmaktır…

Muhtarlara gelince:

Yetkileri sınırlanınca itibarları ve yaptırımları da etkisizleşti, yine de gülen bir yüz, doğru bir Türkçe ve bakımlı dış görünümüyle her mahallenin en çok istediği Muhtar karakterleridir…

Özetlersek ilçemizde ne kaymakamlık, ne belediye başkanlığı, ne belediye meclis üyeleri, ne de muhtarlar isteseler bile Beykozluların isteklerini yerine ge-ti-re-mez-ler, çünkü hepsi de Ak Parti Genel Başkanı ve TC Devlet Başkanına bağlı çalışmak zorundadırlar.

Peki, ne yapmalı?

Tüm siyasi partiler özellikle ana muhalefet CHP, çok daha fazla sahici olmalı…

Sanki iktidarmışlar gibi ilçemizin tüm sorunlarını önem sırasına göre tek, tek önlerine yazmalı.

Beykoz’u küçük bir ülke kadar büyük, büyük bir ilçe olarak düşünmeli…

Mevcut Belediyeler bunca yıldır neler yaptı, neler yapmadı, kimi dinledi, kimi dinlemedi bütün bunları ifşa etmelidirler.

Şimdi yeni yollar denemeli ilçemizin sorunlarına gerçekten çare olabilecek her türlü somut proje ve önerilerini halkın da anlayacağı dillerde, sık, sık kamuoyunu da aydınlatıp, onaylattıktan sonra Beykoz Belediye Meclisine sunmalıdır.

Örneğin en müzmin sorunumuz İmar ve tapu haklarının Beykoz’un gerçek sahipleri, tüm hemşerilerimizin hakkaniyetine göre çözen somut plan ve önerileri, Beykoz Belediye Meclisine iktidardan önce sunmalıdır.

Bir dünya markası olan Paşabahçe Cam Sanayi ürünlerinin bütün çeşitlerinin satışa sunulduğu; kabul edilebilir bir projeyle ilçemizde PAŞABAHÇE CAM  (ARASTA ÇARŞILARI) açılmalı. İstanbul, Türkiye ve Dünyaya tanıtılmalı…

Bu mağazaları Beykoz Belediyesi işletmeli, plan ve öneriyi Belediye Meclisine sunmalı.

Beykoz Sahillerinin yüzülebilir hale gelmesi için uygun planlar ve öneriler hazırlayıp yine Beykoz Belediye Meclisine sunulmalı.

Beykoz Spor Kulübünün binası bitirilmeli, Boğaziçi’nin dingin sularında su sporları, kürek yarışları düzenlenmeli…

Sahillerdeki tüm yüksek oto yol direkleri söküp, yerlerine dört, beş metreyi geçmeyen estetik elektrik direkleri dikilmeli. Vs. vs…

Beykoz halkı gün ışığı gibi bir görsün bakalım; hangi partinin meclis üyeleri ilçemiz için yapılan hangi doğru projeye ret oyu veriyor, hangi partinin meclis üyeleri kabul oyu veriyor? 

Seçim günü geldiğinde de Beykozlu seçmenlerden helalinden oy istesinler…

Yazarın Yazıları