Saadettin KILIÇ
  • 15/08/2020 Son günceleme: 15/08/2020 18:20
  • 4.205

İlçe Kaymakamlarını; AK Parti ve TC Devlet Başkanı talimatlarıyla bürokratlar atar.

Belediye Başkanlarını ise halk genellikle kendi içinden seçer. (İstisnalar kaideleri bozmaz)

Doğal olarak Belediye Başkanlarına daha yakın, kaymakamlarına ise resmi mesafede olurlar.

Ancak 2019 son yerel seçimlerde bir istisna oldu; Beykoz Belediye Başkanı da tıpkı Kaymakam gibi yine Başkan’ın talimatıyla dışarıdan atandı. O da tıpkı dışarıdan atanan Kaymakamlar gibi Beykozlulara mesafeli bir belediye başkanı oldu.

Buradan apaçık şunu anlıyoruz ki; en son Alaattin Köseler’den sonra ilçemiz, Beykozlular tarafından değil, Başkan ve talimatlarını yerine getiren memurları tarafından yönetilmektedir.

Yani AK Partili Beykoz Belediye Başkanlarının, Zeytinburnulu veya Elmalı köylü olması yıllardır hiç fark etmiyor… Vitrin çalışmaları ve suya, sabuna dokunmayan kişisel yaratıcılılarıyla gerçekleştirdikleri icraatları kimseyi yanıltmasın. Beykozluların temel sorunlarında tek karar alıcı ve uygulayıcı sadece Ankara’dır…

Dolayısıyla AK Partili Beykoz Belediye Başkan veya Başkanlarını nereli olurlarsa olsunlar, onlara yöneltilecek eleştiri veya önerilerinin bir kıl kadar bile değeri yoktur.

Bunca zaman da pek olmamıştır, sonunda her zaman bildiklerini okumuşlardır…

Kendilere sunulan öneri ve eleştirilerin gerçekten bir değeri olsaydı ne 1908 Beykoz Spor kulübü hala ne bu hallerde olurdu, ne de Corona Virüs öncesi ve sonrası Beykoz; adeta bir hayaletler ilçesi gibi kalırdı.

Oysa doğasında; yeşil, mavi, orman, göl, deniz, kum, balık, iskele, sahil, tarla ve evlerdeki insanların kafalarında Beykoz’u cennet yapabilecek akılcı ve gerçekleşebilir düşler var ama Beykoz ilçemiz, dört dönemdir yönetilen AK Parti devrinde hem sporda en alt kümelerde oynuyor, hem de ekonomide.

Sosyal yaşam ise tamamen grileşti, Ağustos Ayında sahilleri, denizleri, sandalları, yalıları, yatları artık cıvıl, cıvıl değil ilçemizin. Ve tüm bunların tek sorumlusu Ankara’dan Beykoz’u yöneten AK Parti Genel Başkanıdır…

Her şey ortada değil mi? Beykozluların hangi temel sorunu kökten çözüldü?

İmar sorunu, tapu sorunu çözüldü mü?

Kozmik odaya girebilme yetkisine sahip AK Parti Genel Başkanı’na Beykozlu CHP Meclis Üyeleri mi engel oldu? Yıllardır temcit pilavı gibi halkın önüne konulan bu mazerete artık inanabilecek bir Allah kulu olabilir mi?

Olursa da o’na sağlıklı düşünebiliyor denir mi?

Önceki Belediye Yücel Çelikbilek, halka bilgi veriyor; donatı alanı olarak herkesten en az yüzde 40 belki de 50 alacağız diyor... AK Parti ağırlıklı dinleyiciler de çıt yok…

En arka sıradan söz alıyorum; “sayın başkan bu donatı alanı ile ilgili yüzde 40 çok fazla değil mi? Örneğin bu oranları arazi büyüklüğü veya küçüklüğüne göre düzenleseniz daha adil olmaz mı? Dedim…

Dinleyicilerin huzurunda mikrofondan yanıt verdi.

“Kentsel dönüşümün gerçekleşebilmesi için donatı alanlarına ihtiyaç var dedi.”

“Beykoz’un her yeri donatı alanı, ayrıca siz hangi hakla vatandaşın arsasının neredeyse yarısını elinden alıyorsunuz, siz vatandaşın ortağı mısınız?” Dedim.

“Kanun böyle yazıyor” dedi.

“Kanun hukuk değildir, kanun öyle yazıyorsa hukuka uygun değiştirilir, eğer siz değiştirmezseniz, biz sizi değiştiririz” dedim.

Aslında Yücel Çelikbilek’i aşan bir sorun bu onun asli işi Ankara’dan aldığı talimatları Beykoz halkına satmaktı ve başarıyla bunu yapmaya çalışıyordu.

Doğal olarak AK Partili Belediye Başkanları yerel halkın isteklerini değil, doğrudan doğruya AK Parti Genel Başkanının projelerini uygulamaktır. (Ankara’nın belirleyeceği Müteahhitler dâhil)

Eğer AK Partili Belediye Başkanları görevlerini amir talimatlara göre yapmaz, yerel halkın isteklerine göre yaparlarsa; Kadir Topbaş, Melih Gökçe, Bursa, Balıkesir belediye başkanları gibi her an aforoz edilebilirlerdi.

Bu yüzden bu ilçede Beykozlular olarak kim olursak olalım ne Kaymakamlık, ne de AK Partili Belediye Başkanı Murat Aydın’dan Beykoz’un gelişmesini istemek, beklemek veya ummak hiç akıllıca bir iş değildir.

Doğal olarak her ikisi de iç ve dış turizmin gelişmesini düşünme şansına bile sahip değildirler, zaten düşlese, ya da isteseydiler bunca zaman bütçelerinden harcadıkları milyonları çok daha akılcı ( rasyonalist) kullanırlardı.

Beykozlulara bedava balık dağıtmak yerine, balık tutmayı öğretirdiler…

Sahilleri ve denizleri pırıl, pırıl yapıp insanlarla deniz arasına barikatlar koymazlardı.

Boğaz’ın en tehlikeli yerlerinden biri olan “Burunbahçe akıntısı, Riva ve Polenezköy’ün azgın dalgalarında, boğulmak serbest, çarşaf gibi dingin sularda en az tehlikede yüzmek yasak” demezlerdi…

Ne ilginç değil mi?

Sanki Beykoz, asırlardır topraklarında yaşayan Beykozluların değil de, önce İBB Başkanı, sonra Başbakan, sonra Cumhurbaşkanı en sonunda da TC Başkanı olan AK Parti Genel Başkanı’nın tapulu mirasıymış gibi bütün AK Partili Beykoz Belediye Başkanları görev yapmak zorundadır…

Bu nedenle haklarında olumlu, ya da olumsuz yapılan eleştirilerin pek bir anlamı yoktur.

Hatırlarsanız; üç dönem önce AK Parti Beykoz Belediye Başkan aday adaylarından

2-B’nin isim babası olarak da bilinin eski Çavuşbaşı Belediye Başkanı Osman Şimşek; seçim öncesi vaatlerinde Beykoz’u Miami gibi dünyaca ünlü bir turistik belde yapacağını iddia etmişti.

Etmişti ama hem AK Partiden Belediye Başkan Adayı olamamış, hem de AK Parti Genel Merkezin gözünden çok hızlı düşmüştü.

Onun yerine kesin aday olan ve seçimleri de kazanan Muharrem Ergül, Gümüşhaneliler derneğinde yaptığı bir konuşmada sıra dışı bir tümce kurdu:

İlçemizdeki imar ve tapu sorunlarını çözemeyişlerinin en büyük engeli bürokrasi olduğu söyleyerek “önce bürokrasiye darbe yapılmalı” demişti.

Yapıldı mı, yapılmadı mı kararı siz verin…

AK Parti Beykoz Belediye Başkanları içinde halk nezdinde itibarı negatif olan Muharrem Ergül, daha önce de yazdığım makalelerde olduğu gibi başarılı bir süreç geçirmiş sayılmadı.

Hem partisinin genel başkanını, ne de Beykozluları mutlu eden bir başkan olamadı.

Bu nedenle Yücel Çelikbilek’e ikinci kez Beykoz Belediye Başkanı olma şansı verildi.

Çünkü Yücel Çelikbilek çok daha berrak ve sadık bir AK Partiliydi.

Genel Başkanını her fırsatta baş tacı eder ama en zıt muhalifleriyle bile sulh içinde görevini entrikasız sürdürürdü.

Devam edecek…

Yazarın Yazıları
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz