Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Kader Gür
Kader Gür

Beykoz’da Topal Ramazan

Yüce Allah hepimizin tuttuğu oruçları ve yaptığı ibadetleri kabul etsin...

Bir Ramazan ayını daha tüm İslam dünyasında olduğu gibi Beykoz'da da geride bırakıyoruz. Dost Beykoz olarak bu süreçte arkadaşlarımızla tüm iftarlara katılmaya çalışarak Beykoz’daki Ramazan atmosferini okuyucularımıza yansıtma çabası içinde olduk.

Benim de bazı davetler üzerine çeşitli sofralara oturma şansım oldu… Hemen şunu söyleyeyim: Allah, bu Ramazan ayında Beykoz'da sofra kuran, vatandaşları beklentisiz doyuran herkesten razı olsun… Yaptıkları ibadeti, yüreklerindeki iyi niyeti makbul kılsın inşallah…

Tamam, iyi güzelde… Gönüldekiyle görünen bir oluyor mu?

Belki başka yerlerde de eleştirilecek şeyler vardır, fakat ben Beykoz’da yaşayan biri olarak gördüklerim karşısında hissettiklerimi paylaşmak istedim dostlarımla…

Beykoz’da sanki biraz haksızlık yapıldı Ramazan'a…  

Bu mübarek ayda sofra kuran dernekler ve maddi durumu iyi olan vatandaşların yanı sıra siyasi partiler de vardı. Beykoz Belediyesi de her mahallede durmaksızın sofra kurmaya devam etti.

Ben iftar sofralarının 'protokol' kısmına takıldım. Siz camiye gittiğiniz zaman, ‘bulunduğunuz konum itibariyle ayrıcalık mı talep ediyorsunuz? Hayırdır…

Hepimizin sırtına geçirilen beyaz kefenle gitmiyor muyuz ebedi aleme? O zaman bu mübarek Ramazan'da kurulan iftar sofralarındaki 'protokol' ısrarı nedir?

Bütün vatandaşlar oturmuşlar yemek yiyorlar, bakıyorsunuz hemen önlerinde uzunca bir sofra… Üzerinde de hep aynı kişiler… Haydi, Kaymakamı anladık, Belediye Başkanını anladık; iktidar partisinin ilçe başkanı da anlaşılabilir… Peki, o gençlik kolları, kadın kolları, onlar, bunlar, şunlar; önüne gelen vatandaşa cephe oluşturulurcasına kurulan up uzun protokol sofrasına niye oturur,  ne oluyor? Neyin protokolü bu? Hangi kitapta onlar protokolden sayılıyor? Sofrada 70 yaşında dedem oturuyor, yıllarını, dişlerini-tırnaklarını memleket için vermiş; karşısında bacak kadar boyuyla bilmem neyin başkanıymış, teyyare misali oturmuş, "Ben ayrıcalıklıyım" diyor. Bu kadar mı bu işleri ayağa düşürdük? Yazıklar olsun…

Kaymakam, Belediye Başkanı da bir protokol olmasa ve bu anlayışı reddetse de her akşam halkın içerisinde oturup yemek yese olmaz mı? Olur… E, öyle olunca bu kadın kolları başkanları, gençlik kolları başkanları ne olur? Tek dertleri fotoğraf karelerinde yer almak.

Bir dahaki Ramazan ayında iftarlara bence; saygı, sevgi ve mütevazılık ekensinde daha bir manevi hava katılmalı… Tabii her şey Allah’ın takdiridir ama ancak bir kul olarak ben razı değilim böyle iftar sofralarına…

Rahmetli Dr. Özer Odabaşı, Üsküdar Belediyesi'nde Refah Partili Meclis Üyesi'yken… 1990'lı yıllarda… İlk kez bu 'Ramazan Çadırı' fikrini ortaya atmış ve Üsküdar'da da ilk çadırın kurulmasıyla bütün Türkiye geneline yayılmıştı… Bu vesile ile onu rahmetle anıyorum… Allah rahmet etsin…

Sokaklardaki iftar sofraları da; Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’in fikri ve uygulamasıyla şu anda Türkiye’nin her tarafında kuruluyor. Yücel Çelikbilek’in bu fikri milyonlarca insanın belki bir araya gelmesine vesile oluyor, fakat o bir araya gelen insanların karşısında bence saygıda kusur etmememiz, kendimizi o insanlardan yüksekte görmememiz lazım. Bu projeleri üreterek hayır dua alan insanlarla projeleri miras gibi cömertçe harcayanlar aynı şuuru taşımadıkça maalesef eksiklik hemen kendini gösteriyor.

Bu eksiklikler maalesef manevi şuurunda ortadan kalkmasına yol açıyor. Şöyle ki, bu manzarayı gören vatandaş yemeğini yedikten sonra üzerini sofraya silkeleyip gidiyor.

Bu yüzden de sokak iftarlarına 'protokol' masası olmasını doğru görmüyorum. Kaymakam, Belediye Başkanı, Kuvvet Komutanı, Emniyet Müdürü, İlçe Başkanları vatandaşlarla bir arada otursun ve yemek sonrası onlarla sohbet etsin ki, vatandaşta yemek sonrası hemen gitmesin…

Eski tadı kalmadı diyoruz ya… Eski ruhu da kalmamış artık Ramazan aylarının… Şaşırıyorum… Herkes bir gösteriş peşinde, herkes bir 'imaj' derdinde… Samimiyet sorunu olan insanların her geçen gün artış göstermesi bu tarz hayır işlerini ve siyaseti asıl mecrasından uzaklaştırıyor.

Bir zamanlar toplumun kabul etmediği bizlerin kurduğu toplumda kimseyi kabul etmez oldu. Allah sonumuzu hayır etsin.

Ramazan aynı Ramazan… Allah ve din hiç değişmedi… Ayetler sabit-hadisler sabit… Ancak biz kullar, bu din içerisinde bazı şeyleri hep düşüncesizce yaptık. İçini boşalttığımız ve pişkinliklerle bezediğimiz ibadetlerimizin manevi ruhu maalesef kalmadı. Bizler babalarımıza-dedelerimize bakarak öğrenirdik. Babalarımızı-dedelerimizi belli ki artık önemsememeye başladık. Geçmişimize kapıları kapattık.

Ramazan'ı biz vurduk… Biz topal yaptık… Ayağına bir kurşun sıktık… Allah'tan korkmadığımız kadar korktuğumuz kullar nedeniyle, ibadetimizi ve inancımızı 'nakde' bağladık.

Yüce Allah'ım içimizdeki bu Topal Ramazan'ı bir an önce eski sağlığına kavuştursun… Rabbim hepimizi varlığıyla ve hakkıyla terbiye etsin…

Hepinizin Ramazan Bayramı da şimdiden mübarek olsun…

Kader Gür
Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.

YORUMLAR

4 adet yorum var

  1. Sayın Kader Gür. Sizi tebrik ediyorum. Çok ilginç bir o kadarda enteresan tespitler yapıyorsunuz… herkesin yalaka olduğu beykoz’da sisteme tek başınıza kafa tutuyor, muhalefet ediyorsunuz.

  2. Kader bey güzel bir konuya değinmişsiniz. Bu protokol masalarını iftar sofralarından kaldırıp, insanları birlikte olmaya davet etmeniz gerçekten olması gerekendir. Teşekkürler…

  3. Kader doğru diyorsun bozacının şahidi şıracı olurmuş biliyorsun o purotokol masalarında hepsi değil tabiki samimi olan kardeşlerimi tenzi ederim devşirmelerin siyaset esnaflarının oturması AK PARTİ için tam bi felaket hani halk arasında bitabir vardır dinime soven bari nüslüman olsa oldum olası bu protokol masalarına karşı olan birisi olarak şöyle düşünelimBelediye başkanı emniyet müdürü Kaymakam ilçe başkanı iftara salona geldiler rasgele oradaki sıradn bir insan gibi ayrı ayrı masalara oturdular iftar masası bir ibadet yeridir edasıyla bu hareketin anlanı anadoluda mütevaziliktir Büyüdükçe küçülmeyi bilmektir nefse paranga vurmaktır ramazanın oruc ibadetinin aslıdır yapabilirsek ne mutlu bize Beykozun purotokolunu tenzih ederek söylüyorum o masalarda kurulup oturan devşirmeler kendilerini nasıl gösterecek reklamını nasıl yapacak onlar Kaymakamın bBelediye başkanının Emniyet müdürü vesairenin böyle bir reklama ihtiyaçı olduğunu kesinlikle düşünmüyorum amma diğerlerinin var hemde çok varAnadoluda bi söylem vardır Çingeneyi padişah yapmişlar tutmuş Babasını kesmiş bunlarda öyle Kader cim NE OLDUM DİYENE DEĞİL NE OLACAĞIM DİYENE BAK Sen

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER