Beykoz’da Süleymancılar ve Alaattin Köseler

AK Parti seçimi kaybedince çeşitli bahaneler sahaya sürüldü. Bunlardan bir tanesi de Alaattin Köseler’in Süleymancılar cemaati ile işbirliği yaptığıydı. Velev ki bu doğru olsa bile CHP’nin her zaman karşı çıktığı cemaatlerle işbirliği yoluna gitmesi bir Türkiye gerçeğini gördüğü anlamını da taşımaz mı?

Bu kötü bir şeymiş gibi lanse edilip, daha önce Süleymancıların Beykoz’daki kurslarına hizmet amacı ile kurulmuş derneğin başkanlığını yürüten Ahmet Karahan’a fatura edilmek istenmesi de seviyenin iyice düşürüldüğü şeklinde yorumlanabilir. Üstelik Ahmet Karahan’in hali hazırda cemaatle organik bir bağı yokken.

Başarı eğer bir strateji sonucu elde edilmiş ise tabii ki takdir edilir. Ben Beykoz’da AK Parti kurucularından birisiyim ve Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik duruşumu çevremdeki herkes bilir. Buna rağmen Alaattin Köseler’in Süleymancılarla işbirliği yaparak, o zorlu yolu aşmış, aday olmayı, hatta üstüne birde seçimi kazanmayı başarmışsa buna kılıf aramaya gerek var mı? Adam kazandı…

Fikirler üzerinde zık zak çizmek benim işim değil… AK Parti’nin adayı Muhammed Hanefi Dilmaç olsaydı, Beykoz’da muhteşem bir seçim zaferi elde edeceğimizi bölgemizde söylemeyen insan yok gibi.

Murat Aydın Beykoz’da çok profesyonel bir siyaset yaptı. Beykoz bir Anadolu kasabasıdır, profesyonelliği kaldırmaz. Beykoz’da 100 yılın planlamasını yapsanız, o planlamadan Beykoz halkının payına ne düşeceği önemlidir. O pay sizin Beykoz’daki siyasi kaderinizi belirler. Nitekim öyle de oldu… Şu anda CHP Meclis üyesi olup, Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Bilgehan Murat Miniç, 2019 seçimlerini tamamen Beykozluluk üzerine kurgulamasına rağmen seçimi kazanamamıştı. Neden? Çünkü Murat Miniç o dönemde pay tasnif edecek bir konumda değildi.

Alaattin Köseler, Beykoz için yapılan uzun vadeli planlamaların içinde Beykozluyum diyen insan sayısının çok az olduğunu gördü ve stratejisini ona göre yaptı. “Beykoz’u Beykozlularla birlikte yöneteceğim” dedi. Bu söylem vatandaş tarafından satın alındı, çünkü Köseler Türk siyasetinin 2. büyük partisinin adayıydı, kazanma ihtimali vardı ve bu gerekçelerle vatandaş tercihini daha kolay yaptı. Çünkü kendisi de Beykoz’da doğmuş, Beykoz’da büyümüş bir insandı. Murat Aydın planlamalarında vatandaşın payını daha yüksek tutsaydı, birde gönül köprüsü kurabilseydi durum daha farklı olabilirdi. Murat Aydın Beykoz halkı ile gönül köprüsü kurma görevini verdiği Fatih Sağlam’la ancak bu kadar yürüyebilirdi.

Yani yöneticiler ile vatandaş arasındaki gönül köprüsü önemli. Bu hele birde yıllara dayanıyorsa ideoloji çok da anlam ifade etmiyor. Alaattin Köseler ve Ahmet Karahan’ın dostluğu da yıllara dayanıyor. Ahmet Karahan benimde iyi tanıdığım bir insandır. Uzun yıllara dayanan bir hukukumuz vardır. Ahmet Karahan ismini yeni duyanlar bilmezler, Karahan siyaseti bilen Beykoz siyasetinde kritik zamanlarda kritik roller üstlenmiş birisidir. Örneğin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde bir hamlesiyle dengeleri alt üst ederek Anadolu insanına iktidar yolunu açan isimler arasındadır. Ahmet Karahan ANAP’tan Refah Partisi’ne geçerek meclis aritmetiğini değiştiren 7 kişiden birisidir.

Yine Beykoz Belediye Meclisi’nde de, Yücel Çelikbilek’in Belediye Başkanı seçildiği seçimlerde meclis aritmetiği muhalefete üstünlük sağlıyordu. Refah Partisi 15, ANAP 12, DSP 4 meclis üyesi ile temsil ediliyordu. Ahmet Karahan ANAP’tan Refah Partisi’ne geçerek çarkın işleyişini değiştirmiş, üstünlüğü Yücel Çelikbilek’e vermişti. Ahmet Karahan 2024 Yerel Seçimleri’nde de destekleyebileceği kendisine en yakın kişi olarak Alaattin Köseler’i görmüş olamaz mı? Bunda bir beis yoktur.

Bu denli siyasi tecrübesi olan insanlar üzerinden AK Parti bir teori yürütülemez miydi? Köseler’in Beykoz’u bilen insanlarla istişare edebileceği, CHP’nin Süleymancılarla irtibata geçebileceği ve Büyükşehir faktörü göz ardı edildi. Çünkü AK Parti’nin strateji kurgulayacak ekibi yoktu. 

Yani diyeceğim o ki, Ahmet Karahan siyasete yabancı birisi değildi. Doğrudur Süleyman Hilmi Tunahan Hazretlerinin cemaatine mensup bir insandır. Bunu kendisi zaten gizlemiyor. Dolayısıyla siyasette bu kadar tecrübe sahibi bir insandan Alaattin Köseler niye uzak dursun ki, hele birde eski dostlukları varsa. Hele birde Beykoz halkına siyaset yapma alanı açılacaksa…

İşin özü, kaybettiğimiz seçimle ilgili öküz altında buzağı aramak bir sonuç getirmez, aday belirlemede başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, diğer unsurlarda da öncelik alan herkes kendini sorgulamalıdır. Daha önce de söyledim. Yiğidi düştüğü yerden ya kaldıracağız, ya da iş bilmezliğimiz ve şımarıklığımız sonucunda sekteye uğrattığımız bağımsızlık mücadelemizin vebali altında yok olup gideceğiz.

Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.