Evet, dostlar zaman su gibi akıyor ve biz her geçen bir günün, saatin, dakikanın maalesef ki maalesef kıymetini bilmiyoruz…
Dilerseniz küçük bir hesap ile konuya dikkat çekelim… İnsan ömrü 60 yıl diyelim, uzmanların görüşü ile 8 saati uykuda geçse bir hayata orantı yapsak 20 yıl eder. Sonrasında ilk 8-10 yaşa kadar çocukluk dönemi desek etti mi otuz yıl, geriye kaldı 30 yıl. Çıkarın 25 sene işte ve yolda geçen saatleri… Yapma yahu bize yaşayacak saat kalmadı mı diyorsunuz?
Deyin demesine de şu pandemi sürecinde eve kapanmış kişiler olarak hadi emeklileri katalım uyku saatlerimizi çoğalttıkça çoğalttık… Aman doğalgazdan elektrikten tasarruf yapıyoruz nesi bunun kötü diyenlere verecek yanıtım şu ki… Zamandan tüketiminiz ne olacak?
Haa bu güne kadar yazdığım yazılarda sizi merkeze koyarken, kendimi hiç ayrı tutmadım… Hele ki ben de sabahları geç kalkan biri olarak zamanımı tüketiyorum. Kimi zaman erken kalkmak gerekmekte ki o zaman içimde, ‘Keşke bundan sonra hep erken kalksam’ diyesim geliyor.
Geriye dönüp baktığımda acaba benim ne kadar zamanı kapsayan, kaç yıla denk düşen gereksiz işlerim olmuş diye… Elbette ki pişmanlık yaşadığım anlar olmadı mı oldu ancak her anımı dolu, dolu yaşama gayretinde oldum.
Biliyorsunuz ilgi alanım medya ve spor… Hayatımda bu iki şeye ayırdığım vakitlerden dolayı varsa bir kusurum aileme ayırdığım zamandan yemem oldu. Yoksa başka da bir pişmanlık hissetmedim. İçki nedir, kahvehane nedir bilmedim… Kağıt ve taş oyunlarını bilmen.
Bu zaman diliminde çok kitap okudum, hatta kimi zaman yazmışımdır, Beykoz’da kitap okuyanlar sıralaması yapılsa ön saflarda yerim kesindir diye… Maalesef medyadaki çalışmalarım emeklilik sonrasında profesyonel bir safhaya döndüğü için kitap okumalarımı azalttıkça azalttım.
Diyeceğim o ki Beykozlular da sahip oldukları zamanın farkına varsın, bakınız etrafımıza her geçen gün bir yakın ya da tanıdığımızın selası okunuyor, hastanelerde de tedavi gören birçok Beykozlu…
Tamam, biz Dost Beykoz’da Spor Haberlerinden sorumluyuz ancak spora verilen arada bireysel anlamda spora devam eden insanları görmek beni sevindirmekte. Özellikle yeni yapılan Gümüşsuyu sahilinde şu pandemi sürecinde bile çok sayıda yürüyüş yapan insana rastlamaktayım. Bu sıkıntılar bitince yaşanacak yoğunluğu ise doğrusu düşünemiyorum.
Federasyondan beklenen açıklama yazımı yazdığım anlarda geldi… Futbol maçları için yeni sezonun ilk adımı atıldı. Ancak her maç öncesinde istenmesi muhtemel testlerin maliyeti bile takımları kararsız kılmakta. Trilyonluk bütçeye sahip Federasyon çeşitli sağlık kuruluşları ile özel anlaşmalar yapabilir diye düşünmekteyim.
Bu bilginin ulaşması ile birlikte Beykoz 1908, Kavacıkspor ve TED İstanbul Koleji SK ( Adı değişecekti bize ulaşan bir bilgi olmadı ) Bölgesel Amatör Lig maçları için çalışmalarına başlayacak. Aylardır antrenman yapmayan futbolcu kardeşlerimiz biraz zorlanacak, adapte olmak için günler, haftalar geçebilecek.
Bunun en bariz örneğini TFF 1 ve TFF 2.Lig maçlarında görmek mümkün… İlk maçlarda neredeyse durarak futbol oynanmaktaydı… Aradan haftalar, aylar geçmesine karşın 90 dakikayı bitirmekte zorlanan oyuncuları izlemekteyiz. Futbol maçları başlasa da eski zevk ve heyecanı bulmak çok ama çok zor.
Öte yandan bir konu daha var ki diyelim ve arzu edelim ki Beykoz 1908 Takımı başarılı olup TFF 3. Ligine çıktı. Önünde büyük bir borç yükü var… Bu nasıl kapatılır, alacaklılara ödemeleri yapılır ve transfer hakkı yeniden elde edilebilir şu an için muamma gibi. Başkan Zeki Aksu uzun vadeli sıkıntıların nasıl aşılacağını umarım günlerce düşünmekte.
