Beykoz’da somut adımlara ihtiyaç var…

Bunlardan en önemlisi 2B ve Beykoz'un Özel Proje Alanı ilan edilmesiydi. Ama artık yeni şeyler konuşmamız gerektiğini düşünüyorum.

2018 yılında muhtemel bir erken yerel seçimle karşı karşıya kalabiliriz… Onun içindir ki, Beykoz'da yeni projeler üretmek lazım… Kadrolaşma anlamında, seçime yönelik içten içe hazırlıklar yapılabiliyorsa, bu kadrolara görev verecek olan halkı da durumdan memnun etmek mevcut yönetimin sorumluluğundadır.

Proje konusunda AK Parti olarak çok yeterli olduğumuzu söyleyemem… Fiziksel manada Beykoz'da çok bir değişim olmadı demek yerinde olur… Elbette bunun başlıca sebepleri elimizi kolumuzu bağlayan yasalar ve bazı özel durumlar. Ancak şu bir gerçek ki Beykoz’un önümüzdeki kısa süreçte hızla atılım yapması şart… Maalesef, nasıl ki FETÖ ile mücadelede Tayyip Bey uzunca bir süre tek başına kalmış ve 15 Temmuz’dan sonra işin boyutu ve ciddiyeti anlaşılmışsa; Beykoz’da acilen hayata geçirilmesi gereken icraatların kotarılmasında da Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek yalnız bırakılmıştır. Sadece 2B’deki inanılmaz mücadelesiyle uzun yıllar sonra bile minnetle, dualarla anılacak olan Başkan Çelikbilek, elbette güçlü ve ne yaptığını bilen bir AK Parti İlçe Yönetimiyle çok daha fazla yol alır, birçok proje çoktan hayata geçmiş olurdu.

Her ortamda Beykozlu vatandaşların dile getirdiği bu eksiklerin başında Beykoz'a yakışacak bir nikâh sarayı ve düğün salonu, yıllarca maketlerini gördüğümüz ve sabırsızlıkla beklediğimiz Beykoz Arena, Karlıtepe Teleferiği ve Seyir Terası, Yat Limanı, Çubuklu Eğitim Kampusu, Şahinkaya Eğitim Kompleksi, Kanlıca Eğitim Kurumu, Kanal Riva vs gelmektedir. Başkan Çelikbilek’in en büyük vaatlerinden biri olan sosyal konut projesi zaten başlı başına binlerce insanın sabırsızlıkla beklediği en az 2B kadar önemli bir projedir. 2B ve imar konusundaki beklentileri gerçekleşen Beykozlular yeni icraatlar görmek istiyor.

Fotoğrafın bütününe baktığımızda Beykoz Belediyesi’nin şu anda tamamen sosyal projelerle varlık gösterdiğini fark edebiliyoruz… Bu hususta çok önemli ve belki de Türkiye genelinde en başarılı çalışmaları yürütüyor. Ama bu başarı sadece Beykoz’un geneline yansıyan ve nüfusun tamamını etkileyen bir çalışma değil. Kültür hizmetleri de keza aynı şekilde… Kurslara olan ilgiyi sınıfların doluluk oranlarından anlayabiliyoruz. Aynı şekilde konser, tiyatro, seminer gibi kültür hizmetlerinde arz-talep çelişkisini çok net bir şekilde görebiliyoruz. Ve tüm bu hizmetler belli ve sınırlı kesimlerin farkında olduğu, genele yayılmayan hizmetlerdir.

Belki içerde olanlar farkında değil, fakat ben farkındayım, vatandaş da farkında… Belediyemizin dev bir ekibi var…  Danışmanlar, başkan yardımcıları, müdürler, amirler, şefler belki kendi içinde çok işler yapıyorlar, fakat vatandaşa bu ekip içinden dedikodudan başka yansıyan bir şey yok…

Dedikodu demişken; bizim cenahta bu anlamda bir vurdumduymazlık olduğunu biliyorum. Birçok şey bizim camiada görmezden gelinir… Bunun nedeni de Recep Tayyip Erdoğan’ın hala güçlü ve güvenilir bir lider olmasıdır.

AK Parti’de bütün toparlanma süreci hep son aşamaya bırakılır… Tıpkı 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri’nde olduğu gibi…  Ufak tefek deniliyor, önemsenmiyor, sonra seçim sathı mahallinde araziye çıkıldığı zaman her şey önümüze seriliyor.  Beykoz halkı gerçekten İstanbul'un birçok ilçesinde olmayan sorunlarla mücadele ediyor. Beykozlular, en basitinden geleceklerine yönelik bir strateji çizemiyorlar. 2B ve Özel Proje Alanı süreci sayesinde yaşanan sıcak para akışından dolayı sesi çıkmıyor ama bu devranın döneceğini hepimiz biliyoruz.

Bizim Beykozlu vatandaşımız; kanuna, hukuka çok vakıf değildir… Hangi bölgenin imarı nedir, nerede ne yapılabilir… Bunlara pek kafa yormaz… Onun için, zenginlerin devasa binaları yaptığını, fakat fakir fukaranın bir çatısını bile tamir ettiremediği hep söyler durur… Çokta haksız sayılmaz…

Çok mecbur kalırda bir tadilat yapsa, karşısına boyundan büyük talepler çıkar… Ne o talepleri karşılayabilir, nede karşısındaki güç sarhoşlarına dermanı yeter…

Burada önemli bir ayrıntıyı hatırlatmadan geçemeyeceğim; 2B, imar ve tapu konusundaki beklentileri gerçekleşen Beykozlu vatandaşların elbette yeni ve daha kaliteli yaşamın gerekliliği olan ihtiyaçlara yöneleceği aşikârdır.

Hal böyleyken bu beklentilerin karşılanmaması ciddi siyasi sıkıntıları da beraberinde getirebilir ki, Beykozlular bu zamana kadar ne aldıysa hep seçim dönemlerinde almıştır…

Önümüzde; 2018, 2019 ve 2020’de peş peşe yaşanacak üç seçim var… Beykoz’un 2023 hedeflerine mendil sallamaması için bu üç seçimde Beykozlu kardeşlerimize ne vereceğiz?

Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.