“Toplumumuz ya da taraftarlar yeri ve zamanı gelince, ‘spora siyaset bulaştı’ şeklinde serzenişte bulunurlar. Oysaki bu yeni bir durum değildir.
”
Kâh gerçek, kâh hayal ürünü bir söylemdir. Ama sporun günümüzde, özellikle de futbolun bir menfaat temin etme aracı olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Eskiden belediye başkanları hep spor kulübü başkanı olurdu. AK Parti iktidara gelince, belediyelerin kaynaklarının profesyonel spor kulüpleri üzerinden heba edilmesinin önünü kesmek için belediye başkanlarının profesyonel kulüplerde başkan ve yönetici olmalarını kanunla engelledi.
Öte yandan, 2022 yılı nisan ayında çıkan Spor Kulüpleri Kanununda, büyükşehir belediyelerinin ve belediyelerin, aynı zamanda sermayesinin % 50’sinden fazlasına sahip oldukları iştiraklerin spor kulüplerine ve spor anonim şirketlerinin profesyonel spor dallarına ve bunların profesyonel sporcularına her ne ad altında olursa olsun kaynak aktaramayacağı ve yardımda bulunamayacağı hükme bağlandı. Bunun bir sebebi de Belediye Başkanlarını acımasız olan futbol camiasının içine sokmamaktı. Bunun yanında belediyelerin kendi bünyelerinde Gençlik ve Spor Kulübü kurmalarının önü açıldı. Beykoz Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü bir örneğidir.
Şimdi Beykoz Spor ve Siyaset dedik ya… Alaattin Köseler’de yeniden Belediye Başkanı seçilir, seçilmez hemen bu cenderenin içine düştü. Her ne kadar, ‘ben bu işlerin içinde yokum’ dese de çok inandırıcı bir durum değil tabii ki.
Ben Zeki Aksu’yu iyi tanırım… Zeki Aksu heyecanı ve aksiyonu sever de, Köseler, bir belediye başkanı olarak bu işin içinden sıyrılma ihtimalinin sıfır olduğunu hesap edemedi mi?
Köseler’in seçim öncesi, seçimi kazanmak adına kimlerle nasıl ilişkiler içine girdiği biliniyor. En azından camiayı ve isimleri tanıdığımızı ifade ederken, Köseler’in geçmişte bu uğurda yapmış olduğu mücadeleyi de anımsıyoruz. Öte yandan Zeki Aksu hiçbir zaman yaş tahtaya basmaz. Zeki Aksu Beykoz’da bir dalgalanma oluşturmak için riskli bir adım attı. Bu adımın, her ne kadar Zeki Aksu farklı açıklamalar yapsa da, içinde Beykoz Belediyesi ve Alaattin Köseler olmadan atılamayacağını Beykoz’da bu işleri bilen, camiayı tanıyan herkes bilir. 19.08 Dünya Beykozlular Günü için organize edilen program Köseler’in bu işe verdiği önemi anlamak bakımından da kayda değer bir girişimdir.
Konunun özü, iddia o ki, Tuzla Spor Kulübü 70 milyon karşılığında Beykoz Spor 1908 AŞ olmak üzere satın alındı. İlk etapta bu Beykoz Spor 1908 AŞ Futbol Takımı’nın 2. Ligde mücadele edecek olmasından kaynaklı mesafeli karşılansa da, sonraki süreçte bu değişikliğin kolay olmayacağı ortaya çıktı. Yani sıkıntılı bir süreç… Keşke planlandığı gibi yürüse ama çok zor gözüküyor. Bu kulüp bir A.Ş. gelen paralar, giden paralar nerelere gitti? Nereden geldi? Neyin karşılığında verildi? Kim ne kadar bağış yaptı? Hepsi Yönetim Kurulu Kararları ile imza altına alınır ve bütün Yönetim Kurulu üyeleri bunun sorumlusudur. Tuzla Spora kaç para ödendi? Bunlar kamuoyuna açıklanmadığı sürece hep bir zayıf nokta olarak kalacağı gibi gelecekte müthiş tartışmalara da gebedir. Beykoz İshaklı Spor Kulübü Başkanı Ali Cinel’in açıklamaları da son derece ciddi ifadelerdir.
Rahmetli Yücel Çelikbilek döneminde Beykoz Spor 1908 AŞ’nin Yılmaz’a Vural’a verilecekken son dakika Zeki Aksu’ya verilmesinin tartışmaları yıllarca konuşuldu. Bu durum Yücel Çelikbilek’e korkunç zararlar verdi.
Bu zayıf noktaların ortadan kaldırılabilmesinin birkaç yolu, Beykoz 1908 AŞ Futbol Takımın en kısa sürede “Tuzla” isminden kurtulması ve 2. Ligde başarılı olmasından öte vatandaşın tekrar statlara getirilip keyifli futbol izleyebilmesidir.
Alaattin Köseler’in koltuğa oturur oturmaz ablukaya alındığı, yoğun bir baskı altına girdiği bu satın alma hikâyesinin hızından da anlaşılması mümkündür.
Köseler bu satın alma işleriyle meşgul olurken, bir taraftan da AK Partili Beykoz Belediyesinin izlerini silmeye başladı. İsim değişiklikleri, Suavi konseri gibi tepki çeken işlere imza atar oldu. Oysaki 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde kendisine sol cenahtan ziyade muhafazakâr kesimden de ciddi oy geldi. Köseler muhafazakâr kesimi incitmemesi gerektiğini hiçbir zaman unutmamalı. Üstelik muhafazakâr kesimin çok sevdiği Bilgehan Murat Miniç yardımcısı iken.
Beykoz’da bir önceki dönemden kalan yelpaze daralmaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Beykoz’a yeni 2B alanları kazandırmasını, Köseler’in, ‘Beykoz’un arazilerini villalara peşkeş çekiyorlar’ şeklinde yorumlaması toplumun sesinden uzak kaldığını da gösterdi. Her mahalle de vatandaşlarla bir araya geliyor. Elbette ki, sorunlar konuşuluyor. O toplantıların sadece kendisi haber oluyor, toplantılarda konuşulan bir sorunun çözüldüğünü henüz haber yapamadık.
Beykoz’da önceki dönemde başlayan hizmet akışının üstüne koymak yerine küçüldüğünü ortaya koymak çokta zor olmasa gerek. Örneğin Beykoz Devlet Hastanesi önünde hasta yakınlarına çorba dağıtan aracın önce saatleri kısaltıldı, sonra yeri değiştirildi. Sonra da birkaç kişinin bana çorba arabasının yerini sorduğunu hatırlıyorum. Yine kulağıma gelen diğer bir bilgi cami tuvaletlerindeki temizlik kalitesi her geçen gün düşüyor. Yapılan asfalt ihalesi iptal edildi. Beykoz’un yolları her geçen gün daha da kötüleşiyor. Vs. Vs.
Rutin hizmetler Beykoz Belediyesi ile özdeşleştirilebilir. Ama Beykoz Spor 1908 AŞ’nin Tuzlaspor’u satına alma süreci Alaattin Köseler’in sahsıyla özdeşleştiriliyor. Bu da Köseler’i siyaset adamlığından başka bir mecraya taşıyor. Bilmem farkın damıyız?
YORUMLAR