Kader GÜR
  • 10/05/2023 Son günceleme: 10/05/2023 16:03
  • 4.579

İçinde bulunduğumuz yüzyılın etkisi bakımından en önemli seçimi diyebileceğimiz bir atmosferin içindeyiz.

Genel hatlarıyla bakıldığında şu ana kadar gayet derli toplu bir kampanya ya şahitlik ediyoruz. Oy verme günü yaklaştıkça, bazı fanatik kesimlerin haricinde seçmen bir durağanlığa girdi. Buda gösteriyor ki, vatandaşımız büyük oranda kararını verdi.

Devasa kalabalıklarla mitingler yapıldı. Bazı yorumcular mitinglerdeki kalabalıkların sonuç üzerinde etkisi olmadığını söylese de, ben bu seçimde yapılan mitinglerin bir kararlılığın göstergesi olduğunu düşünüyorum. Bu seçim Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği iki kutuplu bir seçim olduğu için, mitingleri kutupların birbirlerine karşı üstünlük kurma çabası, kararlılığını gösterme mücadelesi olarak değerlendiriyor, hatta bende bir seçmen olarak o duygularla hareket ediyorum.

İttifakların oluşum biçimlerine baktığınızda, Cumhur İttifakı daha çok Anadolu insanın değerleriyle bağdaşır bir yapılanma olarak duruyor, Millet İttifakı ise bir çok değeri hiçe sayarak oluşturulmuş izlenimi verirken, değerlere sadece seçimin gereği olarak ihtiyaç duyulduğuna yönelik örnekler sergiliyor. Ben öyle HDP, PKK, Selahattin Demirtaş meselelerine girmeden Beykoz'da yaşadığımız küçük bir örnekle bunu detaylandırmak istiyorum. 

Kızımız, kardeşimiz Beykoz'un adayı dediğimiz, ailesini de yakından tanıdığımız Avukat Sevgi Kılıç'ın başörtülü olması nedeniyle CHP Parti Meclisi'ne seçilmesi ama gel gör ki, milletvekili olarak seçilemeyeceği 14. sıraya konulması CHP'nin samimiyetsizliği olarak kayıtlara geçti. Demek ki Sevgi Kılıç'ın başörtüsü CHP'de sadece parti meclisine seçilmesine yetti, milletvekili olmasına yetmedi.

Böyle mikro ölçekli analizler yaptığınız zaman; gerek iktidar, gerek muhalefetin girmiş oldukları vaat yarışında kimin daha samimi olduğunu çözebilirsiniz.

Birde meselenin rahmet, zahmet boyutu var... Cumhur İttifakı'nın taraftarları yılların oluşturduğu iktidar yorgunluğu ve yıpranmışlığına rağmen kampanyanın zahmet boyutunda canla başla mücadele veriyor.  Millet İttifakı ise zahmet çekmeden sosyal medya üzerinden sürecin rahmetine ulaşmaya çalışıyor.

Cumhur İttifakı'nın bileşenleri küçük büyük demiyor. AK Parti ve MHP teşkilatları işin başını çekiyor. AK Parti Beykoz İlçe Başkanı Muhammed Hanefi Dilmaç'ı en önce Büyük İstanbul Mitingine yönelik başarısı nedeniyle tebrik etmek gerekiyor. Beykoz'dan 280 minibüsü kazasız belasız miting alanına gönderip geri getirdi. İktidar yorgunluğu ve yıpranmışlığına rağmen mitinge olan ilgi AK Partilileri bile şaşırttı desem yalan olmaz.

MHP Beykoz İlçe Başkanı Emre Çömlekçi'de boş durmuyor. Sokak sokak, mahalle mahalle ekibiyle birlikte dolaşıyor. Genç ve dinamik bir başkan olmasının da etkisiyle seçmenle doğal ve samimi iletişimler kurabiliyor. Ramazan'da kurmuş olduğu iftar çadırı güzel düşünülmüş bir hizmetti. Öte yandan Yeniden Refah Partisi Beykoz İlçe Başkanı Mikail Akyıldız gayret gösteriyor. BBP İlçe Başkanı Masum Ustabaşı yeni atanmasına rağmen sürece katkı vermeye çalışıyor.    

Bunun yanında, AK Parti Beykoz'da ciddi bir seçim çalışması yaptı. Beykoz'un AK Parti iktidarı döneminde çözülme sürecine giren kronikleşmiş problemleri artık gündem olmaktan çıktı diyebiliriz. Yücel Çelikbilek döneminde alt yapısı hazırlanan sorunların çözümü, Muhammed Hanefi Dilmaç'ın İlçe Başkanlığı sürecinde Belediye Başkanı Murat Aydın'ın çabaları ve Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un bizzat ilgilenmesi sonucu olağanüstü hız kazandı. Çeviklik bakımından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin nimetlerinden en iyi yararlanan ilçe Beykoz desek abartmış olmayız.

Millet İttifakı da içlerindeki muhafazakar kesimin çabalarıyla Beykoz'da seçime ortak olmaya çalışıyor. İYİ Parti, Saadet Partisi ve Deva Partisinin katkıları CHP'den daha çok öne çıkıyor. Ya da bu kesimin alışık olmadığımız söylemleri nedeniyle mi bize öyle geliyor, bilemiyorum. CHP teşkilatı sahada yok demiyorum, tabii ki var ama Millet İttifakı'nın en büyük partisi olmanın hakkını veremediğini düşünüyorum.

Kim kazanırsa kazansın, bu seçim sonucunda, Beykoz'unda nasibini alacağı değişimin Türkiye'de ve Türk siyasetinde çok büyük olacağını görüyorum...

Rabbim devletimize ve milletimize zeval vermesin...

Yazarın Yazıları