Son yerel seçimler yapılalı 3 yıl oldu olacak. Daha doğru bir ifadeyle mart ayı itibarı ile 3 yıl dolacak.
Her şey yolunda giderse yerel yöneticilerimizin son 2 yılı… 2 yıl sonra seçimler yapılacak. Başkanlar son düzlükteler yani…
Tabiri caiz ise 2019 yılına arap atları gibi hazırlandıklarının sinyallerini şimdiden bizler alıyoruz. Şahsım olarak ikamet ettiğimiz Beykoz’da, Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek'i ve ekibinin 3 yılını analiz etmek istedim…
Adaylık süreci ile başlayalım… Yücel Başkan Akademisyenlere hazırlattığını iddia ettiği, Beykoz ’u çağ atlatacak projelerini kamuoyuyla paylaşarak işe başlamıştı. Bu bağlamda da, 29 Kasım 2013 tarihinde yayımlanan Çelikbilek yeniden aday gösterilecek mi? başlıklı makalem geldi aklıma. Özetle yazımdan birkaç anekdotu paylaşayım sizlerle…
Başkan; Çelikbilek AK Parti bayrağı altında, ikinci döneminde olmasına rağmen, çok sevdiği siyaseti bir kez daha yapmak istediğinin sinyallerini verdi.
Haklı mı? Bence haklı. Peki, neden haklı diyenlere!
Kendi döneminde başlattığı projeleri tamamlamak (2009/2014 yılları arasında öngördüğü projeler)
Kısaca nelerdir bunlar?
‘‘Karlı tepe mevkiindeki mesire alanı’’ (Maketlerde kaldı)
‘‘Gümüş suyu - Karlı tepe Teleferik hizmeti’’(Büyükşehir Beykoz’a 1 tane yeter diyerek, 2 inci teleferik isteğini onaylamamış. Zira bununla ilgili sahada başlanmış bir çalışma yok.)
‘‘3.köprü civarına yapılacak, seyir terası’’(Temeli dahi atılmadı.)
‘‘Beykoz sırtlarına yapılacak olan; Beykoz Arena stadyumu (Temeli atılıp bırakıldı.)
‘‘Olimpik yüzme havuzunun ve bu aşamada yapılacak olan gösterişli alış veriş merkezlerinin, inşasının temelini atmak ve dönemi içerisinde de bitirip, Beykozluya hizmet anlamında servis etmek. ’’ (Temeli dahi atılmadı.)
Bir gazeteci olarak övülmeye şayan bu projeleri konjöktürel olarak o süreçteki atmosferin yarattığı sinerji ile yazdığımı, maalesef ki; geride bıraktığımız 3 yıl içinde Beykoz ve Beykoz yerleşkesinde yaşayanlar dahilinde, projelerin sadece birkaç yerde yapılan hizmet binası, parklar ve bazı mahallelere döşenen, parke taşları’ndan ibaret olduğunu hepimiz gözlemledik.
Zira seçimden önce yukarıda bahsi geçen projeleri unutturarak; Beykoz’da hareketliliğin zirve yapmasına neden olan tek şey 2B oldu. Yani Orman vasfını kaybetmiş hazine arazilerinin, vatandaşlara belli bir rayiç bedel karşılığında devrolması oldu.
Allah için konuşursak şayet. Çelikbilek ve ekibinin 2-B kapsamında, Ankara’nın yollarını birçok kez aşındırırken nasıl bir özveri ve gayret içinde olduklarını bizzat biliyorum… Dolayısıyla bu meyanda haklarını teslim etmek gerekir. Lakin şöyle de bir gerçek var. Vatandaş 2B ye ait mahsup tapularını aldılar almasına da, sonra adeta tapular ellerinde patladı. Bununla alakalı çok güzel bir söz vardır. "Davul bende ama tokmağı başkası çalıyor"diye.
Konuyu bu bağlamda biraz açalım; Vatandaşın artık kendisine ait, parasını yatırarak aldığı tapusu aynı zamanda da taşınmazı oldu. Bu taşınmazın üstüne çocukları ile birlikte kendisinin başını sokacağı bir ev yapmak umuduyla gittiği belediyeden, adeta kırmız kart görmüş futbolcu gibi geri dönüyor…
Nedeni ise, Beykoz’ da, artık kangren haline gelmiş imar durumu. Dolayısıyla vatandaş ta diyor ki; eski koalisyon dönemlerinde değiliz çok şükür. Hükümet, tek bir çatı altından yönetiliyor. Yani Bakanlarda, bürokratlar da hükümetin atadığı isimler. Zira İBB ve Beykoz Belediyesi de, hükümetimizi temsil eden kuruluşlar olarak hizmet veriyor.
Peki, bu önümüzdeki imar sıkıntısını, bu iktidar ve bu iktidarın belediyesi çözemeyecekte Alaaddinin Sihirli Lambası’ndan çıkan Cin’mi çözecek. O, Cin’mi bekleniyor…
Konuyu bu çerçeve içinde değerlendirecek olursak; Belediye Başkanı, Başkan yardımcılarının ve meclis üyelerinin Beykoz’un imarına yönelik çalışma ve işleyiş sürecini çok yavaş kullandıklarını şöyle örneklendirebiliriz. 2-B sürecinin üzerinden yaklaşık 3 yıl geçmesine ve vatandaşlar tapularını almalarına rağmen Belediyenin Plan ve Projeler müdürlüğünce hazırlanan 1/1000 ölçekli geri görünüm ve etkilenme bölgesine dair planların Beykoz Meclisi'ne geçtiğimiz günlerde yeni gelmiş olması İBB ve Beykoz Meclisi'nin nasıl gevşek çalıştığının göstergesidir sanırım...
Nitekim Beykoz’da öngörünüm ve sit alanları gerçeğide var. Bunlarla ilgili bir çalışmanın yapılmadığı ve belli bir tarih bile olmaması o yerleşkelerde yaşayan vatandaşımızın bu anlamda aklının karışık ve güven duygularının törpülendiklerini çok aşikâr olarak sahalara yansıdığını görmeye başladık.
Dolayısıyla halk olarak 3 dönemdir sizlere güvenilerek sandıklara gidildi. Zira 2019 yılında, 15 yılınızı doldurmuş olacaksınız. Buda demek oluyor ki; Beykoz halkı size ehliyeti 13 yıl önce verdiği gerçeği ortaya çıkıyor. Lakin siz bu ehliyetle arabayı kullanmak yerine yaya gitmeyi tercih ediyorsunuz da, Beykozlunun daha fazla bu konuda beklemeye tahammülü kalmamıştır… Bilesiniz!
Kalın sağlıcakla.
