Beykoz'da Namazın önemi vurgulandı

  • 0
  • 10351
Beykoz'da Namazın önemi vurgulandı
Beykoz'da Namazın önemi vurgulandı
Beykoz'da Namazın önemi vurgulandı
Beykoz'da Namazın önemi vurgulandı
Beykoz'da Namazın önemi vurgulandı
Beykoz'da Namazın önemi vurgulandı
Beykoz'da Namazın önemi vurgulandı
Beykoz'da Namazın önemi vurgulandı
Beykoz'da Namazın önemi vurgulandı
Beykoz'da Namazın önemi vurgulandı
Beykoz'da Namazın önemi vurgulandı
Beykoz'da Namazın önemi vurgulandı
Beykoz'da Namazın önemi vurgulandı

Camiler Haftası'nın bu yılki teması: 'Cami ve Namazla Diriliş' olarak belirlendi.



Camiler Haftası'nın bu yılki teması: 'Cami ve Namazla Diriliş' olarak belirlendi.

Her yıl Ekim ayının ilk haftası kutlanan 'Camiler Haftası' dolayısıyla bu yıl, Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Beykoz İlçe Müftülüğü, bir program hazırladı. Beykoz Yıldırım Beyazıt Cami İmam Hatibi Muhammed Polat Hoca'nın namaza dair ayetlerin de içerisinde bulunduğu Kur'an-ı Kerîm tilavetiyle başlayan programda, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Çiçek, bir konferans verdi. Güne damgasını vuran ise İlçe Müftüsü Hüseyin Demirtaş'ın gerçekleştirdiği ve altını çizdiği 'Namazın önemi' konusuydu. Kur'an-ı Kerîm'de yer alan Maûn Suresi'nden alıntı yapan Müftü Demirtaş, "Hem kendimiz, hem aile hayatımız hem de toplumsal hayatımızda namazın ikamet etmesi gerekmekte... Ancak eğer bizde merhametsizlik varsa, yetimi itip kakmak varsa, o zaman 'Fe veylun lil musallîn...' yani 'Yazıklar olsun böyle namaz kılanlara...' durumuna düşeriz. Namaz skandala dönüşür" şeklinde konuştu. Namazın önemini vurgulayan Hüseyin Demirtaş, bu sırada yalnızca 'şekle' bağlı kalmamak; onun amacıyla yoğrulmak ve bu şekilde namaz ibadetini tamamlamak gerektiğini anlattı.

Beykoz'da Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen ve Beykoz İlçe Müftülüğü tarafından organize edilen programa, Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı, Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Salim Öztürk, Beykoz Müftüsü Hüseyin Demirtaş, müftülük ve cami çalışanlarıyla birlikte kalabalık bir grup katıldı. MÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Çiçek'in program sonunda bir konferans verdiği günde, protokol konuşmaları, İlçe Müftüsü Hüseyin Demirtaş ile başladı. Diyanet İşleri tarafından 'Cami ve Namazla Diriliş' olarak belirlenen tema etrafında, İslam Dünyası'nın sıkıntılarını dile getiren Müftü Demirtaş, şunları anlattı:

‘Beykoz Müftüsü Hüseyin Demirtaş, İslam Dünyası’nda yaşananları yorumladı’

"Programımızın başında, camilerimizi maddi ve manevi imarına katkıda bulunan tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. Ölenlere Cenab-ı Allah gani gani rahmet eylesin diyorum. Minber, mihrap ve kürsü hizmetinde bulunan kardeşlerimizin de ölenlerine rahmet, yaşayanlarına da sıhhat ve afiyet diliyorum.

Değerli kardeşlerim, ülkemizde 150 bin civarında Diyanet teşkilatında çalışan insanlar var; imamı, müezzini, Kur'an Kursu Hocası ile kurum personeli... Tabi İslâm Dünyası'nda da durumları görüyoruz, biliyoruz ama... çok büyük de bir problem var. Yani şiddet, kaos ve her türlü entrikalar, fesatlar, her yerde kol geziyor. Dolayısıyla bu durum bize bir şey söylüyor: 'Bir hastalık var' diyor. Yani, 'Ölüp, gidiyorsunuz' diyor... Buna önce bir teşhis koymak, sonra da tedavi yöntemlerini belirlemek gerekiyor.

Şimdi, bu din bize önce imandan bahsediyor. İman demek, güven demektir. Allah'a güven... İnsanlara güven vermek... Bundan bahsediyor... Efendim, selamdan bahsediyor; barıştan, kardeşlikten bahsediyor ama maalesef İslam Dünyası bunların tam tersinin merkezi konumuna gelmiş... Diyanet İşleri Başkanlığı bu yıl güzel bir başlık koymuş; konunun teşhis edildiğini gösteriyor bize... Nasıl mı? Esasında bu dışarıda görülenler, bizim iç dünyamızın bir izdüşümüdür. Bunun izi bizde; içimizde... Sorun bizim içimizde; kalp dünyamızda, gönül dünyamızda... Yani bir kirlenmişlik var..."

‘Müftü Demirtaş, namaz kılanları, işin ritüeli dışında amacına da hâkim olmaya davet etti’

Beykoz İlçe Müftüsü Hüseyin Demirtaş, Tin Suresi'nin 4. Ayet'ini okuyarak, tüm bu kirlenmişliklerin aksine insanoğlunun en güzel şekilde yaratıldığının Kur'an-ı Kerîm'le müjdelendiğini söyledi. Aynı Sure'nin devamındaki 5. ayeti de hem Arapça hem Türkçe okuyan Müftü Demirtaş, konuşmasının devamında, Muhammed Polat Hoca'nın okuduğu Kur'an-ı Kerîm tilavetinden ayetlere de yer verdi.  Muhammed Polat Hoca'nın okuduğu ve toplam 7 ayetten meydana gelen Maûn Suresi'ne işaret eden Hüseyin Demirtaş, ayette geçen 'İşte o namaz kılanlara yazıklar olsun! Onlar ki, kıldıkları namazlardan habersizdirler! Onlar gösteriş yaparlar' kısmı konusunda uyarılarda bulunmaya çalıştı.

Beykoz İlçe Müftüsü Hüseyin Demirtaş, şunları söyledi:

Hüseyin Demirtaş: “Ritüel var ama amaçtan uzağız…”

“Halbuki Allah bizi en güzel kıvamda yaratmıştır: Lekad halaknel insâne fî ahseni takvîm... Cenab-ı Allah, 'Biz insanoğlunu en güzel kıvamda yarattık' diyor. İnsan kıvamlı olunca, iyi eğitilince; ondaki potansiyel güzel bir şekilde ortaya çıkartılınca, tadından geçilmez... En güzel insan odur. Ama eğer kıvamını kaybederse, o zaman aşağıların aşağısına... Summe redednâhu esfele sâfilîn... Yani 'Ondan da aşağıdadır' buyuruyor Cenab-ı Allah... İnsanın bir başlangıç ve bir de kemal noktası var. Buna Seyru Süluk derler... Yürüyüş derler... Bu yürüyüş nereye gidiyor?

Onun için kalp dünyamızı, duygu dünyamızı yeniden test etmek, yeniden şekillendirmek; özümüze dönmek gerekiyor. İşte bu anlamda da namaz ibadeti, müthiş bir gıda sağlıyor bizlere... Ama hem ritüel tarafıyla, zahiri tarafıyla; hem de içiyle, batınıyla... Ondaki amaçla birlikte kılındığı zaman ancak bu gıdayı sağlıyor. Bundan dolayı, hem kendimiz, hem aile hayatımız hem de toplumsal hayatımızda namazın ikamet etmesi gerekmekte... Eğer bizde merhametsizlik varsa, yetimi itip kakmak varsa, o zaman Hocamızın da okumuş olduğu, Fe veylun lil musallîn yani 'Yazıklar olsun böyle namaz kılanlara...' durumuna düşeriz. Namaz skandala dönüşür. Niye? Merhamet yok... Dolayısıyla, İslam Dünyası bugün namaz kılıyor mu yoksa kılmıyor mu, buna bir bakmak lazım... Ritüeli var ancak amaçtan uzağız... İmaj oluyor..."

Müftü Hüseyin Demirtaş'ın ardından bu kez Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Salim Öztürk sahneye davet edildi. Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek'in başka bir programda olması nedeniyle programa katılamadığını vurgulayan ve Başkan Çelikbilek'in selamlarını ileten Salim Öztürk, camilerde kapatılmayan telefonlarla ilgili olarak yaşanan sıkıntıları dile getirdi. Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Salim Öztürk, şöyle dedi:

Salim Öztürk: "Beykoz'daki camilerimizi Belediye olarak 15 günde 1 kez temizliyoruz"

"Şimdi bir-iki konu var ve bence bunlar burada da tartışılmalı, camilerde de tartışılmalı... Bakınız, burada telefonlar susmuyor... Aynı şekilde camilerde de... Allah aşkına ne olur, şu telefonları bir bırakalım. Yahu, bu telefon yoktu daha 10 yıl öncesine kadar... Yani normal çalması bir şey de... Burada Karadenizliler yoğunlukta... Namaz sırasında kemençe çalınıyor... Lütfen, ne olur, bizler bunlara bir öncülük edelim.

Ülkemizin geçtiği hassas dönemlerde, merhamet ve iyiliğin yayılması, kardeşliğin pekiştirilmesi; birlik ve beraberliğin tesisi noktasında, manevi dinamiklerin harekete geçmesi elzem görünüyor. Bütün bu saydığım hasletlerin kazanılması ve namazın yaygınlaştırılmasında değerli din görevlilerimize büyük görevlerin düştüğünü söylemek isterim. Bizler, Belediye olarak, Başkanımızın talimatıyla ilçemizdeki camilere gereken desteği, maksimum düzeyde veriyoruz.  Aynı şekilde bunun yanında 15 günde 1 kez olmak üzere bütün camilerimizin temizlik işlerini yapmaktayız."

Protokol konuşmalarında son olarak kürsüye gelen Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı ise daha önce Acarlar Cami'nin açılışında da dile getirdiği gibi camilerin bir ibadethane olmanın ötesine taşınması gerektiğini vurguladı. Camilerin, ibadethane olmasının yanı sıra özellikle bir toplanma ve halkın buluşma yeri özelliklerine bürünmesi gerektiğini dile getiren Kaymakam Katırcı, bu sırada camide görev yapan imamların da 'memur' zihniyetiyle çalışmaması gerektiğini vurguladı. Beykoz Kaymakamı Ahmet Katırcı, şunları anlattı:

Kaymakam Ahmet Katırcı: "İmamlar, toplumun kanaat önderleri olsun"

"Camiler yalnızca zamanı gelince ezan okunan, içerisinde namaz kılınan yerler olmasın. İmamlarımız da öğreticilerimiz de böyle olmasın... Camiler, Allah'ın Evi olmasının yanında, toplumun evi de olsun... İnsanların evi olsun... Onların buluşma noktaları olsun... İbadetlerinin öncesinde ve sonrasında muhabbet edecekleri; birlik, beraberlik ve dayanışmasını gerçekleştirecekleri; başka insanların dertlerini tartışacakları mekânlar olsun...

İmamlarım, toplumun kanaat önderleri olsun... Bu topluma en yakın olanlar; onlar... Camiler ve Kur'an Kursları vasıtasıyla, toplumun içinde olan insanlar... Bu anlamda imamlar, Kur'an öğreticileri, bizim toplumdaki elimiz, gözümüz gibi... Ben onlardan şunu beklerim: Bir mahallede hangi problem varsa, önce İmam bilecek... Ben sorduğum zamanda başta o cevap verecek durumda olacak... Ben bunu isterim imamdan... Yoksa 5 vakit namaz kıldıracak; Allah kabul etsin... Olur... Caminin kapısını açar, ezanını okur, namazını kıldırır sonra da gider evine yatar. O zaman klasik 657'ye tabi bir devlet memuru olur... Yani sabah 8'de gidip akşam 5'te dönenle, namazdan namaza camiye giden imamın bir farkı kalmaz..."

Konuşmaların ardından Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Çiçek mikrofona geldi ve 'Cami, Namaz ve Arınma' başlıklı konferansını dundu. Cami, mescit gibi terimlerin geçmişte ve günümüzde kullanımının farklarını ortaya koyarak konferansına başlayan Prof. Çiçek, bu sırada dini terimlerin Arapça ve Türkçe'de nasıl yer aldığıyla ilgili kapsamlı bir bilgi verdi.

Haber Merkezi

G20'de Kaçan Fırsatlar
Önceki G20'de Kaçan Fırsatlar
Müslüm Gürses'in duyulmamış şarkıları Beykoz'da tanıtıldı
Sonraki Müslüm Gürses'in duyulmamış şarkıları Beykoz'da tanıtıldı
Yorumlar (0 Yorum)

Bu içeriğe yorum yapılmadı, yorum yapmak ister misin?

Yorum Yaz