Kader GÜR
  • 18/09/2019 Son günceleme: 18/09/2019 09:57
  • 14.009

Bundan tam 18 yıl önceydi, “bu toplum bizi kabul etmiyorsa, biz de bizi kabul edecek toplumu kendimiz kurarız" diyerek yola çıktık.

Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ın arkasında, hep beraber ülkemizi ayağa kaldırmak için mücadeleye baş koyduk. O cezaevinde gün sayarken biz Türkiye'yi adım adım, kapı kapı  dolaştık... Yokluk ve birbirimize olan bağlılığımız en büyük sermayemizdi... Sermayemizi har vurup harman savurmuyorduk...  Kendimizden kesip partimizin güçlenmesi için gönül rahatlığıyla veriyorduk. Hatta Recep Tayyip Erdoğan gerçeğini anlatan yazılarımız nedeniyle soruşturmalar geçiriyor, müfettişlere saatlerce ifade verirken, işten atılmakla tehdit ediliyorduk.

"Esaretten Zirveye / Recep Tayyip Erdoğan" başlıklı kitabımızla dönemin kelli felli komutanlarına, satılık kalemlerine, ünlü televizyoncularına kafa tutuyorduk... Korkmuyorduk, çünkü inançlıydık, başaracaktık. Hep beraber el ele, kola kola, gönül gönüle, güven içinde yaşayacak, çocuklarımızın geleceği için yeni bir Türkiye inşa edecektik. Her şeyimiz şeffaf olacaktı, herkes her şeyi bilecekti. Kimseden gizlimiz saklımız olmayacaktı.

Hak yemeyecektik, adalet dağıtacaktık... Her birimiz terazi olacaktık. Haksızlık, yolsuzluk yapmayacaktık. Düşünce özgürlüğü olacaktı. Demokrasiyi güçlendirecektik. Sabahın beşinde ofislerimizi basıp, ağabeylerimizi gözaltına alan çetelerle mücadele edecektik.

Ama gel gör ki tarih tekerrür ediyor!...

18 yıl önce kurmuş olduğumuz AK Parti iktidar oldu ama ben ve benim gibiler hiç iktidar olamadı. Çünkü kuruluş felsefesinden hiç ayrılmadık. Hep meselelere toplumsal baktığımız için zaman zaman sesimizi çıkarmak zorunda kaldık. Söylediklerimizin, uyarılarımızın işe yaramadığını gördükçe sesimizi daha da yükselterek, AK Parti'nin ömrünü uzatma mücadelesi verdik. Sesimiz yükseldikçe, bazılarının kendi aşağılık çıkarları için kullandığı, "kol kırılır yen içinde kalır" anlayışıyla karşılaştık.

Bu süre zarfında, fiziksel manada ülkede birçok değişikliği başarabildiysek de, toplumsal manada hiç başarılı olamadık. İnsanların Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'a duyduğu güveni hep kötüye kullandık, her geçen gün tükettik!

Sonuç, artık 28 Şubat süreçlerinde kırmaya çalıştığımız zincirlerle, yıllar sonra kendi insanlarımız tarafından kuşatıldık...  İktidarda kaldığımız sürece binlerce insan zengin oldu... Ama kimseye hesap soramadık. AK Parti'de ya da AK Partili Belediyelerde yöneticilik yapan hiç kimseye tek bir yolsuzluk davası açmadık, hesap sormadık. Sormak bir yana sahiplendik, koruma altına aldık. Gerekçe olarak “dava şuurunu, Tayyip Erdoğan’a ihanet ediyorlar” klişesini öne sürdük. İhanet eden kendileri değilmiş gibi!

Ve doğruları konuşanları, “bu davaya ve Recep Tayyip Erdoğan’a asıl siz ihanet ediyorsunuz!” diyenleri tazminat davalarıyla kontrol altına alıp susturma çabasına girdik. Bunu yaparken 28 Şubat sürecini aratmayacak rezilliklerin altına imza attık!

Ne kadar güzel yönetmişiz memleketi. Sütten çıkmış ak kaşık misali. O zaman neden hala yerlerde sürünüyoruz, bu dürüstlükle evliya olup göklere çıkmamız gerekmiyor muydu?

Hırsıza hiç kabahat bulmadık, hep hırsızı yakalayanları linç etmeye çalıştık...

Bugün Beykoz'da yine aynı durumdayız...

Recep Tayyip Erdoğan'ın, özel proje alanı yapmasıyla bir devrim geçiren Beykoz'da hayaller değişmişti. İnsanımızın geleceğine yönelik umutları artmıştı. Beykoz halkı babasından, dedesinden kalan topraklarda yaşamına devam edecekti.

Yaklaşık 1 bucuk milyar 2B geliri Beykoz'un gelişimi için kullanılacak, sosyal konutlar yapılacak Beykozlunun Beykoz'da kalması için projeler geliştirilecekti.

Para nerede?

Yeni Belediye Başkanımız Murat Aydın'ın deyimiyle, Beykoz Belediyesi'nin kasasında 350 milyon civarında para kalmış... Nerede diğer para? Ne yapıldı Beykoz'a? Bu paradan Beykoz halkı nasıl yararlandı? Bunun acilen açıklanması lazım... Bu paranın hesabının Beykoz halkına verilmesi mecburidir... Tek tek, kuruş kuruş açıklanmalıdır. Ve bunu açıklayacak olan geçmiş dönemlere sahip çıkan Murat Aydın’dır.

Açıklanmaması durumunda milletin kafasında hep bir soru işareti kalacaktır?  Bugün bu açıklamayı yapma sorumluluğunu taşıyanların vebali büyüktür. Korkarım ki, beklentileri karşılanamayan Beykoz halkı hesabı ona soracaktır.

"Bina fiyatına merdiven yapmışlar" başlıklı haberimizden yola çıktığınızda aslında durumu görebilirsiniz... Ben her şeyi hayra yoruyorum... Hiç bir şeyi şer olarak görmüyorum. Başlık maksadını aşmış olabilir... Ama haberimizin sonuna kadar arkasındayım...

Kültür Merkezi tadilatı ve prekast kaplama işi için KDV hariç 7 milyon'a yakın bir paranın ödenmiş olması abartılıdır. Aynı kişiye değişik tarihlerde toplam 54 milyonluk ihale verilmesi tartışılmalıdır. Beykoz Belediyesi'nin kasasından kısa sürede çıkan ciddi bir paranın nerede harcandığını sorgulamak bizim boynumuzun borcudur.

Bunun savunulacak bir tarafı yoktur... 

Bu haberimizden sonra bizzat Murat Aydın tarafından Dost Beykoz'a, şahsıma ve Sinan Kavrak'a karşı bir linç girişimi başlatıldı. Önce habere inanılması güç bir hızla yayın durdurma kararı alındı. Ardından tarafımıza mobing operasyonuna geçildi. İnsanların çoluk çoğuna yedirdiği ekmeğe göz dikildi. Ardından Dost Beykoz'a 100 bin TL'lik tazminat davası açıldı... Onun peşinden de Dost Beykoz'u yok sayma uygulamasına geçildi.

Anlıyoruz ki Başkan Murat Aydın 'devlette devamlılık esastır' anlayışıyla hareket ederek bizi susturmaya çalışırken, geçmişle ilgili hesap verme sorumluluğunu da üstlenmiş oluyor... Bu güzel bir gelişme ama bizim susmayacağımızı da bilmesi gerekiyor!

Bizi zaten yıllarca, "yazmayın, etmeyin AK Parti'ye zarar verir... Recep Tayyip Erdoğan'a zarar verir" diyerek kandırıp, oyalarken öbür taraftan köşeyi döndüler.

Olsun, en azından geç de olsa hesap sorma yolu açılıyor! Bedel ödemeye değer...

Ayrıca Murat Aydın'ın bizim üzerimizden AK Parti camiasına ve basına aba altından sopa göstermesine gerek yok. Çıksın siyasetini açık oynasın... Beykoz halkının menfaatine işler yapsın biz de alkışlayalım. Ama bizi susturmaya çalışmasın, başaramaz...

Çünkü biz Beykoz halkının parasını heba edenlerden ve hesabı vermekten kaçınanlardan daha yürekli ve cesaretli olmak zorundayız!

En azından mevcudun doğru kullanılmasına katkı sağlarız. Onu da başaramazsak dört buçuk yıl sonra hep birlikte batarız!

Yazarın Yazıları
Yorumlar (6 Yorum)

Abdulkadir GÜR (5 yıl önce)

Adaletin en kötüsü geç tecelli edenidir. Sonunda hüküm isabetli olsa da, geciken adalet zulümdür. -Orhan Gazi'nin, Oğlu Murat Gazi'ye son vasiyeti

Abdullah Akar (5 yıl önce)

Kocaman Beykoz’da kadro kuracak adam yokmuş gibi, tüm başkan yardımcıları dışarıdan getiriliyorsa Beykoz halkı ile iletişim kurulamaz.

Tulay (5 yıl önce)

Beykozu yucel celıkbılek yedı yıllrdr sukur gıttı

NigneKaco (5 yıl önce)

Sayin kader gur gecmisin hesabini sormak yerine (keske arkalarindan konusacaginiza o denem bunun hesabini sorsaydiniz veya sorabilme cesaretini gosterebilseydiniz) daha yeni simdi olanin hesabini sorunuz. Mesela ibb tarafindan Beykoz beld. Devredilen ve 29 Haziranda Acilisini Murat baskanin yaptigi Karlitepe Mesire Alanini sorun murat baskana; Mesela o mesire alanina gereksiz, fazladan tabiri caiz ise İSRAF edilen Paralarin kime, kimlere ve beykoz disindan gelen firmalara nasil kontrolsuz harcandigini sorabilirsiniz. Elektirik Altyapisindan, Peyzaj ve Cevre Duzenlemesinden, Restaurant ve Bufelerine alinan mutfak malzemelerine ve nihayet tesisi yonetecek yoneticilerinin (beykoz disindan) ve calisanlarinin (beykoz'da adammi kalmamista Umraniye-Kocaeli-Kartal-Çengelkoy-Sariyer den aliniyor) ve tesis icinde is calistirilan firmalar neden BAGCILAR'DAN getirtilmistir. Beykoz da bu firmalar ve calisak personelmi kalmamistir. Scimine kadar ve bu surecte (arka planda) kararlari kimin aldigini ve sureci kimlerin yonettigini sorun bakalim aciklayabilecekmi? Onceki yonetimler beykoz sinirlari icinde yapilacak eleman alimini once ak parti ilce uzerinden ve beykoz da oturan vatandaslara oncelik verilerek yaparlardi.Beykoz halki murat baskani reis gonderdigi icin oy verdi ve destekledi, ama murat baskan kendisini beykoz halkina sevdiren ve kabul ettiren basta hanifi baskan ve yonetimini, Ak partili meclis baskanlarini, Mah. Baskanlarini ve dahi secim surecinde daima yaninda kapi kapi dolasan Teskilat mensubu arkadaslarimizi hep disladi hep kacti, telf. Dahi cikmaz oldular baskan ve yardimcilari geldigimiz bu surecte ve farkli bir yonetim sekli ile ve anlasilmaz bir iletisim kanaliyla beld. Yonetmek istemektedir. Beykoz, beykoz sinirlari icinde yasayan vatandaslarin bilgisi ve onayi olmadan yapilacak hicbir icraati ve yonetim seklini kabul etmez. Beykoz halki ve sayin murat aydin'a reis aşki ile oy vermis olan Ak parti uyeleri ve Teskilat mensubu arkadaslarimiz bu durumu asla kabul edemez, etmiyor ve bu sefer "Kol Kirilip Yen İçinde Kalmayacaktir" bu da boyle biline. Eski bir teskatci olarak son gunlerin fotografi bende boyle hasil olmustu, artik bendeki bardagi tasirdilar son gelismeler ile...

Abuuzeeya (5 yıl önce)

Her zaman Beykoz’un Beykoz’dan yönetilmediğini ve belediye başkanlarının çok küçük sınırlı bir oyun alanları olduğunu gördük. resmin tamamını bir Türlü göremedik ama bazı emareler nispeten gözükmeye başladı ve bunu hızla devam ettirecek bir taneside dost Beykoz’un farklı perdelerden sesini duyurmaya çalışması umarım böyle devam eder

M.Talat KARASAKALOĞLU (5 yıl önce)

Sayın Arkadaşım.. Yıllarca feryadımızı duymadınız..duymazdan geldiniz.. Partizanlık var dedik...duymadınız.. Adam kayırma var dedi... duymadınız.. Yolsuzluk usulsüzlük var dedik..duymadınız.. Beykozun 15 yılı heba oldu dedik...duymadınız.. Bizim çocuklarımız işsizken..Danışman olan çocuklara ses çıkarmadınız.. Bizim evimiz arabamız icradan satılırken..Audileri jeepleri görmediniz.. Biz kiramızı ödeyemezken..7 katlı inşaatları görmediniz.. Biz evimiz satarken...Kısa zamanda daireler sahibi olanları görmediniz.. YILLARCA DIŞLANDIK..ADAM SAYILMADIK.. VERGİ DAİRELERİNİN HIŞMINA UĞRADIK..HİÇ GÖRMEDİNİZ.. MOBİNG VAR DEMEDİK... OLSUN... YİNEDE BİZ SİZİN YANINIZDAYIZ..SİZİNLE BİRLİKTEYİZ.. HAKSIZLIĞA ACIMASILIĞA SESSİZ KALAMAYIZ... ÇÜNKÜ TÜM BEYKOZLULAR HAKSIZLIĞA KARŞI ÇIKMAK ZORUNDADIR..

Yorum Yaz