Metin AYDIN
  • 11/06/2021 Son günceleme: 11/06/2021 09:17
  • 4.059

Girişte kendimden bahis etmemin nedeni futbolun az çok bir tarafında bulunduğumu izah etmek içindir.

Yıl tahminen 1970 veya 71 yılıydı, Beykoz genç takımının hazırlık kadrosuyla antrenmanlarına çıkıyordum. Hocamız helvacı Hasan Beykoz’un eski futbolcularından biriydi. Kadroda çok iyi oyuncular vardı o takımda kadroya girmem çok zordu. Sonra Beylerbeyi genç takımında seçme maçına çıktım ve beğenilerek antrenmanlara çağrıldım. Bir iki ay devam ettim ama okulum ve futbol beraber çok zordu. O dönemde, tiyatro, folklor da okulda bayağı zorlamıştı. Arada bir rahmetli baba Seyfi birkaç kere çağırmış onun kurduğu sezonluk takımlarda oynamıştım. Daha sonra Almanya’ya gitmiş orada Türk çocukları için yaş gurubumla F.C. Anadol Wesseling adında bir takım kurduk. O takımın ikinci takımında oynadım. Aynı zamanda kulübün genç takımını çalıştırdım. Takımın ilk yılında gençlere futbolu öğretmeye çalıştım. Önce Köln sporthochsculenin (spor Akademisi) futbolla ilgili kitaplarını okudum.  Spor akademisinden mezun Alman arkadaşın çalıştırdığı S.C Bürühl  genç takımının antrenmanlarını seyrederek notlar aldım. Ve bu antrenmanlardan aldığım notlar ve okuduğum kitaplardan edindiğim bilgiler ile bizim çocuklara antrenman verdim. Bu konuda bayağı da başarılı olduk. O takım kalecisiz diyebileceğim bir takımdı devamlı mağlubiyetler alıyordu. Sonra bir kaleci bulduk ilk maçımızda 2-0 geriden gelip 3-2 maçı aldık ve başarı devam etti. Ben Türkiye’ye döndüm sonra o takım A takım pozisyonuna gelip Almanya kupasında dört tur atlama başarısını gösterdi. Bayer Leverkusen kulübünün ikinci takımına elendi. Biraz da hakemin taraf tutmasıyla.

Çalıştırdığım o takımdan Küçük Ali, Orduspor’da oynadı, Ordu sporun ikinci ligde kaptanlığını yaptı ve gol kralı oldu. Kemal de İstanbulspor’da oynadı.

Daha sonra spora sadece izleyici olarak katıldım. Ve yine içimdeki sevgi Beykoz ilçesinde ki genç Esnaf arkadaşlarla birlikte Gümüşsuyu futbol kulübünün yönetimini, yapılan kongrede bize verdiler.

Başkanlığını Nevzat Mermer’in yaptığı yönetimde as başkanlığa da beni layık gördüler. Takımı o yıl birinci amatör kümeye çıkardık. Yine Beykozlu futbola gönül vermiş genç kızlarımız bize Kaptan seçtikleri Alev’in liderliğinde geldiler. Futbol oynamak istediklerini söyleyip Gümüşsuyu kulübü altında oynamak istediklerini belirttiler. Yönetim kurulu toplantıda bu isteklerini onayladı. Ve kurulan ilk deplasmanlı kadınlar birinci liginde yerlerini aldılar. Ve Türk futbol tarihinde, kızlarımızın sayesinde Gümüşsuyu futbol kulübü yerini aldı. İnanıyorum ki Türk ve Beykoz spor camiası Gümüşsuyu kadın futbol takımına da müteşekkirdir.

Yıl 1994 Refah partisi Beykoz belediye başkanlığını kazandı. Beykoz kulübünün kongresinde Yücel beyin işaret ettiği gurup seçimi kazandı. Daha sonra bu siyasi gurubun çok iyi becerdiği liyakat mi sadakat mi seçme oyununu seyretmeğe başladık. Beykoz çayırında ki top sahasında seçmeler yapılmağa başlandı. Ve görüldü ki kendilerine yakın kişilerin top oynayan çocukları seçmelerde beğenildi. En çok üzüldüğüm hoca Mustafa lakaplı futbolcu ağabeyimizin iyi niyetli uğraşmaları da heba oldu. Ve o dönemde lay lay lom geçti.

1995-1996 sezonunda son yedi haftaya girildiğinde Beykoz sondan ikinci sıradaydı. Belediye başkanı Yücel Çelikbilek Beykoz Kulübü başkanlığı yapmakta ve kulüp sondan ikinci sıradayken ve bu durumda kongre kararı aldı. Av. Aziz Özcan kongreye yücel beyin hazırladığı veya hazırlattığı listeyi kongreye sundu.  Zeki Aksu’da kendi listesiyle kongreye girdi, bu durumda başka liste varsa biz listemizi çekiyoruz deyip kongreden yücel beyin vekili durumundaki Av Aziz bey listeyi divandan geri alıp kongreden çekildiler. Ama kamuoyunun bir kesimi bunu Yücel Bey kaybedeceğini anlayıp kongreden çekildi olarak algıladı. Bir gurupta düşen bir takımın başkanı olmak siyasette oy kaybeder düşüncesiyle kongreden ayrıldı diye düşündü.  Beykoz üçüncü ligde küme düşme hattında sondan ikinci sıradayken, kongrede seçile Zeki Aksu Beykoz’un eski futbolcusu ve kaptanı Erdoğan Albayrak’ı antrenörlüğe getirdi.  Erdoğan Albayrak takımı düşme potasından kurtarıp üst sıralara taşıdı. Erdoğan Albayrak’ın takımın başında kalacağını düşünürken yeni antrenör arandığını duyup başkan Zeki Aksu’ya gidip yanlış yapıyorsun dedim, ama ben dedim ben işittim. Zeki başkan her zaman ki gibi kendi doğrultusunda devam etti.

1999 yılında DSP Beykoz belediye seçimini kazandı daha sonra başkan kendi arkadaşlarının da bulunduğu bir gurubu Zeki Aksuya karşı kongrede seçime soktu ve kaybeden gurup oldu sonra Zeki Aksu ile araları düzeldi. 

Muharrem Ergül’ün başkanlığı döneminde Beykoz da dönemsel bir başarıyla üçüncü ligde oynadı. Bana göre günü kurtarma siyasette puan kazanma. 5 yıl bitti ve yeni başkan Yücel Bey.

Yücel bey Beykoz futbol takımının yönetimine karışılmayacağını söyleyip futbol takımını Zekiye bıraktım deyip, karışmayacağım söylemesine rağmen hiç karışmam azlık yapamadı.  Politika icabı bazı yardımlar yaptı. Beykoz kulübüne yardım yapmadı demesinler diye. Ama Beykoz kulübünün kullanımında olan deniz kenarındaki binasının kullanım hakkını iptal ettirdi. Yeniden inşa edilmeye başlayan kulüp binasın yapılan onca masrafa karşın kulüp bırakılmak zorunda kalındı. Hangi şartlarda Yücel Bey bu binada ki kulübün kullanım hakkını iptal ettirdi bu bilgim dışındadır. Ama Beykoz kulübüne iyilik olmadığı aşikârdır. Beykoz futbol takımı Muharrem Ergül’e yakın çalışanlar tarafından hacizler vesaire.

Ve gene Zeki Aksu Dönemi. Bana göre gene günü kurtarma dönemi. Bu dönemde Zeki Aksu’ya bağlı bir kulüp. Mutlaka birilerinden yardım toplama ve onunla yürüyebilme dönemi. Alt yapı yok sorarsan genç takım var ya der. O dönemde bir teklif götürmüştüm; Beykoz’daki mahalli takımların göstereceği kişiler yönetime girsin. Ve o takımların yönetimleri ile protokol yap. Kulüplerin Beykoz’da oynayabilecek futbolcularından gerekli olanları al ve oynama başarısını gösterebilen ve kendini ispat eden futbolcu başka bir kulübe transfer olursa Beykoz’un aldığı ücretin makul bir kısmını futbolcuyu aldığın kulübe ver. Ve o kulüplere malzeme yardımı da yap. Yine hiç kaale alınmadı. Ben bunları söylerken Altınordu’nun bu günkü kurumlaşmış durumu yoktu. Veya varsa da benim haberim yoktu.

Beykoz’un devamlı küme düşen bir takım olmasında Zeki Aksu’yu tek başına suçlamak da insafsızlıktır. Bizzat kulaklarımla hem Çelikbilek’ten hem de soyadı Ergün olan kaymakamdan duyduğum ‘Beykoz kulübü olmazsa da olur. İlçemizde yeteri kadar futbol kulübü var. Zaten onlara yardım ediyoruz, Lafı yöneticilerin ne kadar spordan uzak oldukları ve politikalarının ne kadar yüzeysel olduğu kanaati bende uyandı. Yukarda söylenen cümleler üzülerek tanık olduğum söylemler olmuştur.

Bence geçici başarılardan ziyade, bir futbol kurultayı toplanılarak bir yol haritası çizilmeli. Bir kere daha, son defa belediye bizzat alt yapı yatırımını kendi yapıp Beykoz’u kişilere bağlı olmaktan kurtarmalı. Yani kendi başını kendi kaşıyacak hale getirmeli. Beykoz 1908 komisyon tarafından yönetilmeli. Bunun için de Beykoz da ki futbol ve diğer branş kulüpleri yönetimde birer kişiyle temsil edilmelidir. Bunu da, Beykoz’da belediye başkanının siyaset bulaştırmadan kontrol etmesi gerekir.

Şimdi uzaktan izlediğim kadarı ile bu yıl Beykoz futbol takımının üçüncü lige çıkma ümidi görünüyor. Bir taraftan gelecek için çalışmalar yapılırken; bir taraftan da üçüncü lige çıkma konusunda birlik içinde çalışılmalıdır.

Not: Zeki Aksu Döneminde Beykoz basketbolu birinci basketbol liginde (bu günkü süper ligde)3 yıl oynama başarısını, ttnet in sponsorluğun da gösterdi. Birçok basketbol takımını Beykoz seyircisi izleme fırsatını buldu.

Yazarın Yazıları