Melih PERÇİN
  • 09/08/2014 Son günceleme: 06/01/2013 23:11
  • 14.372

​Dinimizde namaz vakitlerini bildirmek üzere, ezan okunması sünnettir.

Ezan, bütün insanların imana, namaza, ezeli ve ebedi kurtuluşa kısaca İslam’a davet edilişidir. Ezan’da davet ve tebliğ bir arada bulunduğundan insanın, yine insan sesi ile namaza ve tevhide davet edilmesidir. Bu yüzden ezan, namaz vakitleri gelince güzel sesli müezzinler ve imamlar tarafından okunması tercih edilmektedir. Hz. Mevlana;” Güzel sesi dinlemede kalp huzuru ve Allah’a yaklaşma vardır” buyurmaktadır. Ezan okunurken Müslümanlarda mümkün olduğunca dinlemeye ve dudaklarını kımıldatarak da tekrarlamaya çalışırlar…

Türk Milletinin ezana bakış açısını tespit etmek için yapılan bir bilimsel çalışmada ( bkz. M.A.Kirman- M.Günaydın – H.Apaydın; İbadete çağrı olarak Ezan, Rağbet Yayınları, İstanbul, 2007.) bazı çarpıcı sonuçlar ortaya çıkmıştır. Tabii ki bu araştırmanın sonuçlarına göre, genelde her yerde de böyledir sonucunu çıkartmamız elbette ki doğru olmayacaktır. Ancak bilimselliği ve objektifliği ile bilgi vermesi açısından önemlidir. Mesela, din görevlilerinin ezanla ilgili ders ve kurs alma ile görev unvanlarına göre dağılımında imam ve müezzinlerin, Evet, kurs aldım diyenler % 24,2 iken, Hayır, almadım diyenler % 75,8’dir… Herhangi bir kurs almayanların içerisinde %51,8’lik bir kısım ise, ezanla ilgili bir kursun düzenlenmesinin faydalı olacağını ifade etmişler… (sh:103)

Ezan okunurken duygulanma ile ilgili soruya verilen cevaplarda ise;

- Evet, her zaman % 27,1

- Evet, bazen % 24,9

Güzel sesle okunursa % 40,1 şeklindedir. Bu araştırmada göstermiştir ki güzel sesininsanların ezanla duygulanmasında önemli bir yeri bulunmaktadır. (sh:75)

Yurt dışında çalışan insanlarımıza “ yabancı ellerde en çok neyin özlemini duyarsınız “ diye sorulduğunda pek çok insandan ilk sırada “ ezan sesi duyamamanın üzüntüsünü çektiklerini “ belirtmişlerdir… (s:78)

Ezan, tatlı ve hoş bir sesle güzel bir şekilde okunması ve insanların bunu işitmesi sadece psikolojik yönden değil, aynı zamanda sosyolojik açıdan da büyük önem arz etmektedir. (sh: 80)

İnsanları yine insan sesiyle ibadete davet eden İslam’ın hassasiyetinden uzak olarak ezan okunmaktadır. Ezanın güzel okunulmadığı devamlı gündemdedir. Ne yazık ki bu durum Beykoz İlçemiz için de geçerlidir…

İyi niyetlerinden asla şüphe etmediğim imam ve müezzinlerin;istisnaları hariçdetone sesli, makam – usul bilmeyen, kulakları tırmalayan daha da ilerisini söyleyeyim bet sesli, elektronik cihazların volüm ayarını limitine kadar zorlayarak etrafa neşrettikleri akustik dalgaların ( ki bu keyfiyet sabah namazlarında dayanılamaz bir safhadadır… ) bir biçarenin imdat dileyen bir feryadı mı yoksa Ümmet-i Muhammed’i ibadete davet eden ezanolduğunu belirsizleştirmektedir.

Tasavvuf Müziğine katkılarıyla da ünlü sanatçı Ahmet Özhan’da camilerde ezanın arabesk şeklinde okunmasından rahatsız olduğunu, her vakit ezanının farklı makamda okunması gerektiğini, ezan okuyanların mutlaka eğitime tabi tutulmalarını ifade etmişlerdir. Gerçekten de Türk insanı yüzyıllardır Ezanı çeşitli makamlarda okumuşlardır. Sabah Ezanını, Sabâ, makamında, Öğle Ezanını, Uşşak makamında, İkindi ezanını, Rast makamında, Akşam Ezanını, Segâh makamında, Yatsı Ezanını, Hicaz, bayatî makamında okumuşlardır. Yine sabah namazından önce verilen salâ da Hüseyni makamından okunmuştur.

Yazımı yukarıda kaynağını belirttiğim kitaptan bir alıntı ile bitirmek istiyorum…

“ Puslu akşamüstleri mahalleye yayılan ezan sesi çocukluğumun büyülü görüntülerinden birisini oluştururdu. O ezanın, günlük yaşamın temposuyla ve rengiyle bütünleştiğini hissederdim. Şimdi o ezanlarda kalmadı, o toplumda. Şimdi ki ezanlar, aşırı kentleşmiş, mekanikleşmiş, bireyselleşmiş, yabancılaşmış, zevksizleşmiş bir yaşam biçimine denk düşüyor. Ve hiç de uhrevi bir hava yansıtmıyor. Alabildiğine dünyevi, betonarme. Oysa bunun böyle olmamasını sağlamak, din görevlilerinin işi değil midir? ”   (sh: 80 )

Selam ve dua ile…

Yazarın Yazıları