Beykoz’da erken esen değişim rüzgarı

Alaattin Köseler Beykoz Belediye Başkanı seçileli şurada 9 ay gibi bir süre oldu. Bazı tartışmalar çok erken başladı. Alaattin Köseler’i yıpratma kampanyasına hızlı bir şekilde yol verildi.

Bunda Alaattin Köseler’in elbette ki katkısı var, fakat öyle bir politika yürütüldü ki, Köseler’in görevden alınacağına CHP’liler bile inanmış gibi. Dursun Çavuşoğlu abimizin örgüt toplantısında yaptığı konuşmayı dinledim. İsim vermeden Alaattin Köseler’e verdi veriştirdi.   

Köseler’i üstü kapalı örgüte sırtını dönmekle suçladı. Dursun Abi üstelik, “burada biz bize konuşuyoruz” diyerek sonra da konuşmasının videosunu sosyal medya hesabından yayınladı. Kayyum atamaları üzerinden CHP örgütünü birlik beraberliğe davet eden Dursun Çavuşoğlu abimiz, Köseler’e de örgüte sahip çıkmazsan sende böyle olursun mesajı verdi. Dursun abi, “ben CHP’li değilim Cumhuriyet Halk Partiliyim” diyerek nereye varmaya çalıştı onu da anlayamadım.

Burada bir parantezde CHP içinde oldukça sevilen ve işinde uzman olduğu bilinen Cemal Sataloğlu’nun, Alaattin Köseler’e vermiş olduğu finans danışmanlığını bitirmiş olmasına açmak lazım. Bu iyiye işaret bir durum değildir gibi geliyor bana.  Daha önce de söyledim. Köseler’in işi oldukça zor olduğu gibi Beykoz Belediye Başkanı olarak henüz kritik eşiği aşabilmiş değil.

Şöyle sesli bir fikir teatisinde bulunacak olursak, Köseler neden görevden alınabilir sorusuna cevap arayalım. Ancak ve ancak Beykoz Belediyesi’nin resmi kaynaklarını hukuksuz bir şekilde, hukuk dışı yapılara aktarması ya da kendisinin hukuk dışı yapılanmalarla özel münasebetlerinin yasal delillere dayanması durumunda bu mümkündür. Başka türlü Köseler neden görevden alınsın. Velev ki görevden alındı. Sebebi terör bağlantısı olmadığı sürece Beykoz’a kayyum atanması hukuken mümkün değildir. Bu durum 2029 Yerel Seçimlerinden önce hiçbir siyasiye fayda sağlamaz.

Köseler, Beykoz Belediyesinin geçirmiş olduğu soruşturmalardan kaynaklı hukuki bir prangaya dolanmazsa, çok avantajlı bir sürecin içine girebilir.

AK Parti Özkan Ayduğan ile devem etme kararı aldı. Ben belki bu yaklaşımla konuyu bir adım daha ileri taşıyorum ama Beykoz’da keşmekeşlik kimseyi mutu etmiyor.

4 Ocak 2025 günü yapılacak kongrede Özkan Ayduğan İlçe Başkanı seçilirse, Beykoz tamamen AK Parti açısından bir belirsizliğin içine girebilir. Buda Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler için çok büyük bir avantaj oluşturabilir.  Dilerim ki, Özkan Ayduğan Beykoz’da yerel muhalefet olarak etkili çıkışlar yapabilir.

AK Parti İstanbul İl Başkanlığında çok önemli bir değişikliğe gidildi. Abdullah Özdemir il başkan adayı olarak açıklandı. Abdullah Özdemir’in ismini yerel seçimlerde İstanbul adayı olarak duyuyordum. AK Parti Teşkilatları içinde beğenilen, takdir edilen bir isim olarak ön plana çıkıyor. AK Parti İstanbul İl Başkan Adayı Abdullah Özdemir’ın, ismi açıklanan ilçe başkan adaylarıyla ilgili nasıl bir politika izleyeceği merak ediliyor. Hatta açıklanan isimler üzerinde değişikliğe gidilebileceği de dillendiriliyor.

AK Parti kadrolarının Abdullah Özdemir’in isminin açıklanmasıyla beklenti içine girmesi ayağa kalkma taleplerinin ciddiyetini anlamak bakımından dikkate alınması gereken bir durumdur. Özdemir’in il başkan adayı olarak açıklanması da AK Parti kadrolarını anlamak bakımından da çok kıymetlidir.

AK Parti’nin Beykoz’da Özkan Ayduğan ile devam etmesi konusunda ısrarcı olması, diğer yandan Özkan Ayduğan’ın bütün kesimleri kucaklayamaması durumunda kongrenin iki adaylı olasılığı muhtemeldir.

Bir insan belediye başkanı iken neden il başkanı yapılır? Artık teşkilatlar bu saat itibari ile AK Parti için son derece önemlidir.

Tabii ki, delegenin iradesine kimse ipotek koyamaz fakat Recep Tayyip Erdoğan’ın, kırmadan dökmeden kongrelerin iki adaylı yapılmasının önünü açtığı da bilinmektedir.

Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.