Kader GÜR
  • 27/07/2016 Son günceleme: 27/07/2016 23:49
  • 9.687

15 Temmuz’u değerlendirebilmek için Türk Siyaset tarihini iyi bilmek gerekir…

28 Şubat’ı yaşayan ve onun öncesinde cunta saldırılarını da okuyarak anlamaya çalışan birisi olarak 15 Temmuz gecesinde yaşadıklarımızın okuduklarımızdan çok farklı olduğunu gördüm.

Hani diyorduk ya Reise; Ölümüne seninleyiz… 

Adnan Menderes’in tek başına idam sehpasına gittiği toplumumuzda sıklıkla tartışma konusu olagelmiştir. Türk Milleti’nin darbelerle, baskılarla sindirilerek ürkek bir hale getirildiği söylenir. Bu ifadeler her zaman benim dikkatimi çekerdi…

Bu ifadeleri duyarak büyüyen insanlar olarak, Recep Tayyip Erdoğan’a da aynı operasyonun yapılabileceğini hep düşündük, bu tarz girişimlerin olabileceğini hep varsaydık.

İşte onun için dedik; Reis ölümüne seninleyiz

Tarihi zaferlerle, kahramanlıklarla dolu bir millet, nasıl olurda korkak olur? Nasıl yüzde elliden fazla oy verdiği bir siyasiyi idam sehpasına tek başına gönderir?

İşte 15 Temmuz’da, korkmadan ürkmeden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bir kelimesi ile sokaklara dökülüşümüzle; asla korkak millet olmadığımızı, bir daha asla o günleri bizlere yaşatamayacaklarını adeta haykırdık.

Siyasilerimizi, bazı dış güçlerin uşaklığını yapan kahpe vatan hainlerine teslim etmeyeceğimizi; devletimize, demokrasimize, dinimize, ezanımıza ve hepsinden önemlisi vatan toprağımıza bundan önce olduğu gibi bundan sonra da ne pahasına olursa olsun sahip çıkacağımızı adeta tüm dünyaya ilan ettik.

Bunu millet olarak başardık.

Çok şükür…

Ülkemizi teslim almaya çalışan Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ), PKK ve diğer terör örgütlerine, gerektiğinde nasıl kenetlendiğimizi, vatanımız için gerektiğinde tereddütsüz can verdiğimizi ve özümüzdeki kardeşliği bizzat yaşayarak gösterdik.

Detaylara girmeye gerek yok… Ucuz kahramanlık yapmaya da… Çünkü 15 Temmuz’da hiç kimse tek başına değildi, birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için mücadele ettik. Türk Milleti olarak Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde ve ülkemizin dört bir yanında hep birlikteydik…

Şehitlerimiz oldu.

Tank gibi yürekleriyle vatana ve demokrasiye sahip çıkarken kahpe kurşunların hedefi oldu kardeşlerimiz… Yüce Rabbim onlara rahmetiyle muamele etsin… Allah onları doğuran anaların ayağına taş değdirmesin…

Gerçekten tarihi bir döneme tanıklık ettik…

Bu tehlike karşısında; AK Parti, CHP, MHP, Saadet Partisi, BBP ve Vatan Partisi hiçbir ayrım gözetmeden demokrasiye sahip çıkarken, gençlerimizin darbeyi, kahpeliği ve hainliği görmüş olmaları da gelecek günler için inanıyorum ki bir kazanım olmuştur. Bundan sonra kıymet bilme konusunda daha hassas olacaklardır!

15 Temmuz gecesini bu kadarla kapatırken, 15 Temmuz sonrasına da bakmak gerektiğini düşünüyorum. Siyasi partilerimizin darbe karşısında bir araya gelmiş olmalarını Türk demokrasisi açısından oldukça önemli bir gelişme olarak değerlendiriyorum. 15 Temmuz öncesi zaten oldukça gergin olan toplumumuzun 15 Temmuz’la bu gerginliğinin zirve yaptığını meydanlardaki demokrasi nöbetlerinde açıkça gözlemleyebiliyorum.

Onun içindir ki, halk hala sokaklarda olası muhtemel tehlikeyi bertaraf etmek için beklerken,  Beykoz’da bazı darbe fırsatçılarının yeni mağduriyetler yaratmaya çalıştığının utanç verici bir girişim olduğunu hassasiyetle belirtiyorum.

15 yıldır iktidarda olan AK Parti’nin birçok badireler atlattığını hepimiz biliyoruz… Bu sonuncusu olur inşallah ta, normal bir düzene geçeriz.

Bundan sonra AK Partiden beklentilerimiz olacaktır…

Nedir onlar?

Tam bağımsız Türkiye…

Hukukun üstünlüğü…

Adalet…

Demokrasinin tam manasıyla egemen olduğu bir Türkiye…

Oturduğu koltukları kendi egemenliğini korumak için kullanan sahtekâr ikiyüzlü rantiyeci insanlar istemiyoruz artık. Yaşadığımız şu tarihi olayı bile fırsat olarak gören cahil cühela takımının yaptığı sahte FETÖ’cü listeleriyle suçsuz, günahsız insanların mağdur edilmeye çalışılması, resmen ve aleni iftira atılması yeni haksızlıklara kapı açar ki, bu konuda AK Parti’nin vebali çoktan da öte çok büyüktür.

Şimdi diyeceksiniz ki, bunun sırası mı? Belki değil ama bu alçaklar, bunu kimsenin tartışma konusu yapmayacağını, arada kaynayacağını düşünerek bu şerefsizlikleri yapıyorlar. Diyorum ya, zaten gergin olan ortamı bu tarz girişimlerle gererek hem AK Parti’ye zarar veriyor, hem de ne kadar aptal olduklarını ortaya koyuyorlar.

Var mı örneği?

Var.

Belki küçük bir örnek ama... Bunun tekrarlanmayacağı veya başka yerlerde olmayacağı ne malum?

Beykoz’da birileri liste hazırlamış…

Bilmem neredeki FETÖ’cuların listesi…

İnsanın canı sıkılıyor, kafası bozuluyor… Daha millet evlerine girmeden müptezeller kendine görev edinmiş…

Fethullah’la uzaktan yakından alakası olmayan insanların isimlerini; yağcılık, yardakçılık amacıyla, sırf karalamak için yazıp bir yerlere servis etmişler. Bu kahpelere bu görevi hangi kahpe vermiş? Listeye yazdıkları kişinin kim olduğunu kendileri de bilmiyor… Kim olduğunu bilseler baltayı taşa vurmazlardı…

Bu listeleri hazırlayanları, hazırlayın deyip de sonra inkâr edenleri ve o listeyi günü geldiğinde tartışmaya açacağız elbette ki…

Önümüzdeki sürecin daha demokratik olacağını düşünüyor ve bekliyorsak, olağan sürece girdiğimiz an itibarıyla; içinden çıkmaya çalıştığımız kumpas dönemini bu kez farklı bir şekilde başlatmaya çalışan istismarcıları AK Parti tez elden defetmelidir.

Tam demokrasinin olduğu yerde bu ikiyüzlülerin barınması zaten mümkün değilse de AK Parti bu konuda aceleci olmalıdır.

Benden söylemesi

Yazarın Yazıları