Beykoz’da dalyan kuracak

  • 1
  • 10913
Beykoz’da dalyan kuracak

Balığın kapana kısıldığı ağlardır dalyanlar. Marmara kıyılarında sıra sıra uzanan dalyanlar artık yok. 60 dalyan yerinden topu topu üçü kaldı.

Mustafa Kılınç da artık Boğaz’ın son dalyancısı. Balıkçılar âleminde Dalyancı Mustafa olarak biliniyor. Dalyancı Mustafa, “Herhalde ben sonuncuyum. Şu iş gençler öğrensin diye hiç olmazsa müzelik niyetine sürsün diye uğraşıyorum” diyor...

İSTANBUL Boğazı eskiden böyle değildi. Balık deposuydu Karadeniz’in Marmara ile kucaklaştığı sular. Sıcak yaz günlerinin sona ermesiyle her ay bir başka balığın akını görülürdü Boğaz’da. Kent halkı balık akınlarıyla mevsimleri anardı. Önce palamut gelir, arkasından lüfer akını başlardı. Kolyoz yağlanır, uskumru olurdu. Boğaz kıyılarında iplere uskumrular dizilir, yaz aylarının gıdası uskumru çirozu, bakkallarda bile satılırdı. Hey gidi günler hey! Masal gibiydi o günler. İstanbul balıkçılarının o dönemler son sistem teknolojiyle donatılmış okyanus tipi tekneleri yoktu. Küçük teknelerle 10 metreyi bulmayan ağları ya da paraket ve çaparilerle balık avlarlardı. Balıkçıların avladıkları yerlere ‘voli’ denirdi bir de sabit duran dalyan ağları vardı. 

Balık gitti, dalyan bitti 

Dalyan denizi adeta saran sabit ağlardı. Bu ağlar bir avlanma mevsimi denizde kalır buraya giren balık canlı canlı toplanırdı. Dalyan balık için bilmece gibiydi. Ağların labirentine kapılan balık bir türlü işin içinden çıkamaz, dalyan kulesindeki nöbetçinin haber vermesiyle kayığa alınırdı. Beykoz Dalyanı’nda kılıçbalığı ve ‘ton’ balık olarak bildiğimiz orkinos bile bol miktarda avlanırdı. Dalyan’a takılan balık türlerinden biri de kalkan balığıydı. Karadeniz’de kumul alanlarda yuvalayan bu balık geçmiş yıllarda küçük balıkların peşine düşer boğazın akıntılı sularına kapılırdı. Mevsiminde Beykoz Dalyanında yüzlerce kalkan çıkardı. Ünlü Beykoz Kalkanı da albümlerde kaldı. 

Boğaz’ın son dalyancısı zamana direniyor.

Eskiden Marmara ve Boğaz’da çok dalyan yeri vardı. Günümüzde sadece üç dalyan yeri kaldı. Boğaz’da yavaş yavaş son bulmaya başlayan ‘dalyancılık’ yöntemiyle balık avlamanın son temsilcilerinden Mustafa Kılınç, balıkçılar âleminde Dalyancı Mustafa olarak bilinir. Dalyancı demezseniz kimseler tanımaz. Dalyancı Mustafa, İstanbul balıkçılığının gelmişi geçmişi için de kafa patlatıyor. Son dalyancı olarak zamana direniyor. Şimdi Büyükada’nın arkası denilen bölümde küçük bir dalyan kurdu. Önümüzdeki ay Beykoz’da kuracak. Ama artık zamana karşı yarış var. Dalyancı Mustafa, “Eskiden dalyanlar altı aylıktı şimdi ise 2 aya indi. Sebebi de balığın azalması. Eski dalyanlar nasılsa şimdiki dalyanlar da aynı. Hatta yerini 5 metre oynattığımız zaman dalyana balık girmiyor” diye anlatıyor. 

Orkinos bile olurdu, artık yok 

Mustafa Reis dalyanların balıkların göç yolu üzerine kurulduğunu belirtiyor. Nedenini şöyle açıklıyor: “Dalyanları değişik yerlere kurarsanız az balık avlarsınız. O yüzden yüzyıllardır bilinen yerlere kurulması lazım. Dalyana her çeşit balık gelir. Kısmet meselesi. En son Beykoz dalyanında 1978 yılında orkinos ve kılıç balıkları tutulmuş, artık yok. Dalyancılık emek isteyen bir iştir. Balık az, işler eskisi gibi değil. Sabahın erken saatinde beklemeye başlarsın. Günde üç kez ağlara takılanları alırsın. Bu böyle 2 veya 3 ay devam eder.”

İstanbul’da 60 dalyandan sadece üçü kaldı

DALYANCILIK, binlerce yıllık geçmişe sahip bir yöntem. İstanbul Boğazı’nda yavaş yavaş son buluyor. Deniz içinde labirent olarak adlandıracağımız ağlarla yapılan bu balık avcılığı artık tarihe karışıyor. Boğazın son dalyancısı Mustafa Kılınç’a göre bu işi hiç olmazsa gençler görsün diye müzelik de olsa yaşatmak lazım. 

Dalyanlar eskiden boğazda 50- 60 yere kurulurdu değil mi? 

- Ülkemizin çok eski yıllardan beri ağ dalyanları özellikle İstanbul Boğazı’nda, Karadeniz batı kısmında 1924 yılında 53 tane idi. 1960 senesinde 18’e inmiş, 2000’de İstanbul genelinde 8 yerde Dalyan vardı. Şu anda İstanbul Boğazı’nda 3 tane ağ dalyanı var. 

Nerede bunlar? 

- Beykoz, Filburnu, Bağlaraltı dalyanı. 

Mustafa Reis bu sene ilk nerede kurdunuz? 

- Bu yıl Büyükada’da da kurdum ama asıl Beykoz’da eski yerimizde kuracağız. 

Dalyancılık dededen geliyor herhalde? 

- Evet dedem de babam da dalyancı. Şunu söyleyeyim. Her yere dalyan atılmaz. Ayrıca bu iş için kira ödüyoruz devlete. Yani denizi kiralıyoruz. Bedava değil bu işler. 

Dalyan mevsimi ne zaman başlar, ne zaman biter Boğaz’da? 

- Beykoz dalyanı, Mart’ın 20’sinde başlardı, Ekim’e kadar devam ederdi. Şimdi Mayıs’ın 1’iyle Temmuz’un 1’i arası. 4-5 aylık dalyancılık 2 aya indi şuan. 2 ay böyle devam ettiriyoruz ki sırf bu dalyanları yaşatalım diye. 

Neden indi bu süre? 

- Kirlilik. Balık göç yollarını daha geç yapmaya başlıyor o yüzden erken kurduğun zaman bir şey tutamıyorsun, kazanç yapamıyorsun. Bu yüzden 2 aya indi. Beykoz dalyanı bilhassa orkinos dalyanıydı. Beykoz dalyanı. Marmara’da da eskiden çok eskiden orkinos vardı. Şimdi kalmadı. Japonlardan çok talep geldi, büyük teknelerle aşırı avlandı kalmadı.

İSTANBUL’UN BALIKÇILIK TARİHİ

KAREKİN Deveciyan Türkiye’de balık ve balıkçılık üzerine ilk araştırma kitabını kaleme alan bir Osmanlı bürokratı. Deveciyan 1910’dan 1927’ye kadar İstanbul Balıkhanesi Müdürlüğü yaptı. Karekin Deveciyan, 1964’te öldü. Ölümüne kadar Ortaköy’ü mekân bildi. Zaman zaman küçük sandalıyla denize açılıp çaparisiyle balık avladı. Yani Deveciyan büyük katliamları göremedi. 

İstanbul Boğazı’nda, belki de bu yüzden mutlu gitti bu dünyadan. Ünlü tarihçi Reşat Ekrem Koçu, Karekin Deveciyan’dan şöyle söz ediyor: “Balık ve balıkçılık adlı kitap İstanbul Balıkhanesi eski merkez müdürlerinden Karakin Bey tarafından telif edilmiş milli kütüphanemizin ölmez büyük eserlerinden biridir. Balıkların mesela mevkilerini, hudutlarını, devam müddetleri ile her mevsim ne zaman kurulduklarını, ne cins balık tutulduğunu ve kadimden beri devam ede gelen teamüllerini yazarak, İstanbul sularında 42 dalyan adı veriyor ve Boğaziçi’nde eskiden beri devam ede gelen teamül ve adetleriyle 59 voli yerini tespit ediyor…” Balığın sürüler halinde girdiği yer olarak tanımlanan voli ve dalyan yerleri, Osmanlı döneminde de Cumhuriyet’in ilk yıllarından kiraya verilirdi.

Şimdinin gençlerine denizin kiralanması herhalde şaka gibi gelir ama öyleydi. Bereket ve bolluk yıllarıydı o yıllar. Boğazdaki önemli voli yerlerinden bazıları şöyle idi: Büyük Liman, Sazlıdere, Küçüksemer Kaya, Büyüksemer Kaya, Çamur, Kalender, Ağaçaltı, Kireçburnu, Tarabya, Yeniköy Tabyası… İstanbul Boğazı’ndaki dalyan ve voli yerleri bilinçsiz avlanma nedeniyle yok oldu.

Cengiz Erdil / Yeni Yüzyıl Gazetesi

Beykoz, Bahçeşehir'i 7 farkla geçti
Önceki Beykoz, Bahçeşehir'i 7 farkla geçti
Tebrik Edi-yorum
Sonraki Tebrik Edi-yorum
Yorumlar (1 Yorum)

Süleyman Arat (8 yıl önce)

Dalyancılık cinayettir. Balıkçının kendi ifadelerini okuyunca bana hak vereceksinz. Sanki marifet bir nostalji gibi bunu anımsamak, 'eskiden altı dalyan vardı sadece bir tane kaldı' diyerek ah vah etmek anlaşılır gibi değil. Ağlarla balığın yolunu kesip tek çıkışa yönlendirip katliam yapmanın neresi güzel bir nostalji. Hangi modern ülkede bu tür avcılık var? Derhal yasaklanmalı yapanlar doğa katili ilan edilmeli

Yorum Yaz