Beykoz’da bir sihirli el

'Yolsuzluk yapanı kenara koyarız.'

‘Vatandaş bana ulaşıyor, belediye başkanlarına ulaşamıyor.'

'Şehre hükmeden değil, şehre hizmet eden belediyecilik anlayışı…

'Böylesine kritik bir yol ayrımında hiç birimizin hesabi düşünmeye, nefsimizin peşine takılmaya hakkımız bulunmuyor.'

'Dava kalıcı, isimler ise fanidir… Biz kalıcı olana bakacak sadakatimizi davamıza göstereceğiz…'

'Bu yolda küsmek, darılmak, hele hele mücadeleye zarar verecek davranışlar içine girmek hiçbir arkadaşıma kesinlikle yakışmaz çünkü biz sıradan bir parti değiliz. Bu parti, bir davanın sembolüdür. Bunu böyle bilmemiz lazım. Bir davanın eri olmak başkadır, bir siyasi partinin bireyi, elemanı olmak başkadır.'

…dedi Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan…

Erdoğan 2019 Mart ayında yapılacak yerel seçimleri, yine 2019 yılının Kasım ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Seçimleri'nin bir provası olarak nitelendirirken, esas hedefin 2019 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri olduğunu işaret etti.

Ama bunca söyleme rağmen, Beykoz'da bir sihirli el faaliyetlerini sürdürüyor… AK Parti Beykoz’da sanki bir daha seçime girmeyecek gibi provoke ediliyor. Maalesef kamuoyundaki algı bu!

Genel Başkanın sözleri bir gram ciddiye alınmıyor…

Kimsenin kimseye güvenmediği, suskun; fakat el altından birçok fırıldaklığın yapıldığı bir ortam… Adam kayırma, adam kotarma, ayak kaydırma tüm hızıyla devam ediyor. Peygambere doğum günü yapanlar, mütevazılıği ve saygınlığından asla şüphe duymadığımız hanımefendilerin yanında hala caka satacak arlanmazlığı gösterebiliyor.

FETÖ gibi kumpas kurup, Kılıçdaroğlu gibi siyaset yapmayı iyi bir haltmış gibi gören zavallılar kendi elleriyle büktükleri bellerini, sihirli ellerden destek alarak dik göstermeye çalışıyorlar. Kendi hesapları için AK Parti’yi Beykoz’da heder etmenin peşindeler hala.

Vay anasını be! Hala hesap kitap… Tayyip Erdoğan'ın, 'Böylesine kritik bir yol ayrımında hiç birimizin hesabi düşünmeye, nefsimizin peşine takılmaya hakkımız bulunmuyor.' demesi ne anlam ifade ediyor ki?

Tayyip Erdoğan bunları Beykoz'u yönetenlere değil de, sanki bana söylüyor gibi benden başka kimse ciddiye almıyor. Erdoğan söylüyor, ben bir AK Partili olarak kendimi sorguluyorum. Acaba nefsimi hareket ediyorum diye… Vallahi değil, billahi değil.

Tayyip Erdoğan'ın sözlerine Beykoz'da bir muhatap bulunamadığı için vatandaşımızda bundan sonra ne olacağını merak ediyor? En azından vatandaş bunca fısıltıya, bunca serzenişe rağmen, ‘her şey nasıl güllük gülistanlık oluyor?' diye düşünüyor!

Beykoz'da kimin ne yaptığına bir türlü akıl sır ermiyor.

Genel Başkanın bunca söylemine rağmen, ne partiyi toparlamak için bir hamle var. Ne bir vefa göstergesi, ne de bizzat partinin kurucuları tarafından yapılan eleştirilere bir düzeltme…

Her şeye rağmen rant paylaşımı devam ediyor. Kimisine taşıdığı rozetin olanaklarını ardına kadar kullanacak zemin oluşturuluyor. Kimisi İlçe Yönetim Kurulu üyesi olmanın nimetlerini ticarete entegre etmiş, ihale kılıfıyla masum rolü oynuyor… Tüm bunlar bir tarafta olurken, diğer cephede sudan ihtiraslarla insanların ocakları söndürülüyor…

Bu durum karşısında, Kamu kurumlarından ihale alanların partide aktif görev alamayacağına yönelik MKYK'nin görüş beyan etmesi de maalesef lafı güzaftan öteye gidemiyor.

Erdoğan, şehre hükmeden değil, şehre hizmet eden anlayıştan bahsediyor. Acaba bana mı söylüyor? Ya da bendemi metal yorgunluğuna muhatabım…

Eleştirince, derdimizi anlatacak muhatap bulamayıp, yazıp çizince, ‘davaya zarar veriyorsun’ diyorlar. Kılıf bu! Yukarıda saydığım rezillikleri yapanların oluşturduğu statükoyu görmezden gelip, devam etmesini arzulayanlar Beykoz'da ‘dava’yı el üstünde tutuyor öyle mi?

İçinde bulunduğumuz dönemde ortaya çıkan, her gün her ortamda tartışılarak klişeleşen sorunları zamana yayarak unutturmak artık mümkün değildir… Statükonun devamını istemek AK Parti’ye ihanetle eşdeğerdir.

Tüm hesaplar Beykoz halkına iyi hizmet etmek ve Erdoğan’ın sözlerinin gereği olan 2019 Seçimlerinden zaferle çıkmak üzerine yapılmalıdır.

Aksi durumunda Recep Tayyip Erdoğan’ın hesabının devreye gireceğine Beykoz halkı yürekten inanmaktadır.

Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.