Nasıl başlamak lazım bilemiyorum.
Her seçim Türkiye için büyük önem arz etmiştir. Her seçimin kendine özgü hassasiyetleri, ülkenin durumuna göre kırılma noktaları olmuştur. Bu seçiminde kendine göre seçmeni olumlu veya olumsuz şekilde etki altına bırakacak etkileşimleri var.
AK Parti'nin kurulmasından sonra girilen her seçimin ana gündemi millilik, bağımsızlık yada hizmet anlayışı olurdu. Ama 31 Mart 2019 Seçimleri'nin gündemi daha farklı olacak gibi görünüyor.
AK Parti ilk kez halkın gündeminde ekonomi ve enflasyonun olduğu bir seçim yarışına girecek. Üstelik bu seçimde yerel bazlı olacak. Yerel seçimin matematiksel olarak Parlamento seçimlerini etkileyecek bir etkisi olmasa da, parti psikolojisini ciddi manada etkileyen unsurları var.
Özellikle yerel bazda da oldukça güçlü olan AK Parti içinde yaşanan yerel tartışmalarda, belediyelerdeki israf, saltanat, adam kayırma, gider ayak eşin dostun geleceğini garantiye alma çabaları, bugün içinde bulunduğu ekonomik çıkmazın nedenleri arasında gösterilirken, aynı vurdum duymazlığın devam ediyor olması, ülkemizi ekonomik çıkmazdan kurtarmak ve enflasyonu düşürmek adına ortaya konulan çabaları inandırıcılıktan uzaklaştırıyor. Bu realite ile yerel bazda yaşanan olumsuzlukların, merkezi politikalarınıza duyulan güveni azalttığını açıkça görebilirsiniz.
Ülke genelinde üst seviye tartışma konuları olarak bunları sayarken, Beykoz'da bu maddelere, belediye yönetiminin yetersizliğiyle bağlantılı olarak, halkla entegrasyon problemi, imar planları ve sosyal manada hissedilen hizmet eksikliğini de ekleyebilirsiniz.
Yani demem o ki, yerel seçimlerin ülkenin geleceğini etkileyecek unsurları oldukça fazladır. AK Parti, 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri'nin etki alanının oldukça geniş olacağını tespit etmiş olacak ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, TBMM 27. Dönemin ilk grup konuşmasındaki; "Kimse 'bu benim yakınım, buyum, şuyum' diye bize aday teklifi ile gelmesin. Bunu özellikle ifade ediyorum. Burada ehliyet ve liyakat esastır ve buna göre adımlarımızı atmakta kararlıyız" şeklindeki ifadelerinden de anlaşılacağı üzere adaylar, vatandaşın talepleri ve şikâyetleri ekseninde belirlenecek.
Siyasi tecrübemi, sokaktaki şikâyetleri ve Tayyip Erdoğan'ın bu sözlerini yan yana koyduğum zaman, anlıyorum ki, Beykoz Belediyesi'nin üst düzey siyasi kadrosu top yekûn değişecek...
Peki, Beykoz Belediye Başkan adayı demiyorum. Beykoz Belediye Başkanı kim olacak?
Bunu sorarken, Ana Muhalefet Partisi CHP'yi yok saydığımı düşünmeyin. Tabii ki, AK Parti'nin göstereceği adaya göre CHP'nin seçimler üzerinde payının oranı değişecektir. Ama yapmış olduğum analizler ve elimizde olan saha çalışmaları, adaya göre AK Parti'nin alacağı oy oranın değişeceğini göstermekle birlikte, Beykoz'da parti değişikliği olmayacağı yönündedir.
Beykoz'da Hanefi Dilmaç'ın İlçe Başkanı olmasıyla bir derlenip toparlanma görülmektedir. Parti toplantıları ve ilçe binasındaki dolaşım bir önceki döneme oranla oldukça dikkat çekicidir. 11 Ekim 2018'de İBB Beykoz Koru Tesisleri'ndeki AK Parti vefa yemeği, hem derlenip toparlanma açısından bir gösterge olduğu gibi 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri'nde AK Parti aday adaylarının sayısının oldukça fazla olacağına yönelikte ciddi bir mesaj vermiştir.
Önümüzdeki günlerde, Dr. Ahmet Batu, Osman Şimşek, Muharrem Ergül, Mustafa Tahmaz, Adem Sefer, Av Kemal Kaya ve Mustafa Gürkan gibi isimlerin aday adayı olacağını kesin söyleyebileceğimiz gibi, Muharrem Kaşıtoğlu, Nevin Çalışkan ve Ali Bilir gibi isimleri de muhtemel aday adayları olarak değerlendirmek mümkün.
Siyasi kulisleri, gizli kapaklı yapılan görüşmeleri harmanladığınız ve Beykoz Belediye Yönetimi'nin top yekûn değişeceğini göz önüne aldığınız zaman aday adaylarının sayısının çok daha fazla olacağı ihtimali kuvvetlenmektedir.
Meclis üyesi aday adaylarını da hesaba kattığınızda, AK Parti'de yerel seçim süreci oldukça hareketli geçecektir.
İnanıyorum ki, İlçe Başkanımız Hanefi Dilmaç iyi ve disiplinli bir şekilde yöneteceği bu süreçten AK Parti'yi eskisinden çok daha güçlü bir şekilde çıkaracaktır.
