Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Kader Gür
Kader Gür

Beykoz’da AK Partiyi kaybettirenler

Niye bu kadar vurdumduymaz bir toplum olduk bilemiyorum. Bu işin üzerinde ciddi kafa yoruyorum.

Bu işe kafa yorarken de acaba toplum olarak bu vurdumduymazlığımız siyasi yapıdan mı kaynaklanıyor diye de düşünmüyor değilim.

Siyasi yapı derken, tabii ki iktidardan bahsediyorum. Çünkü şu anda yaşanan olumsuzlukların muhatabı AK Partidir. Bu sorumluluk sadece kurumsal kimliğin omuzlarında değil, aynı zamanda o kimlik altında siyaset yapan tüm bireylerin vicdanındadır.

Şimdi AK Parti içinde tamamen bir yaşam tarzı haline geldiğini düşündüğüm vurdumduymazlığın boyutunu somut bir örnekle ortaya koyarak, ilgilere bu işin ciddiyetini daha yakından göstermeye çalışacağım.

Bunu anlatmaktaki amacımın asla bağçı dövmek değil, üzüm yemek olduğunu da bilmenizi isterim.

“Beykoz Kızılay’da Saadet zinciri kurmuşlar” başlıklı bir haber yayınlamıştık… Haberin detayına tekrar girmek istemiyorum, fakat haberi takip edenler muhatabının Kızılay Beykoz Şube Başkanı ve aynı zamanda Küçüksu’daki kaçak Qadraj Kafe’nin sahibi Sadettin Çay olduğunu hatırlayacaklardır.

Haberde özetle; Sadettin Çay’ın pandemi döneminde Beykoz’da 65 yaş üstü vatandaşlara dağıtılan yemeklerin sahibi olduğu kafede pişirildiğine, oradan başka bir firmaya fatura edildikten sonra yine Sadettin Çay’ın başkanı olduğu Beykoz Kızılay Şubesi tarafından satın alınarak, vatandaşlara dağıtıldığına yer verilmişti.

Bu bilginin ardından, bu iş ile AK Parti arasında nasıl bir bağ olduğunu merak edenlerde çıkabilir elbette. Şöyle ki, Sadettin Çay denilen vatandaş o kaçak kafeyi yapmaya başladığında AK Parti İstanbul İl Yönetim kurulu üyesiydi.

O kaçak kafe, kırkayak takımı olarak tabir edilenler tarafından el ele verilerek yapılmış ve AK Partiye verilen zararın bir abidesi olarak Beykoz tarihinde yerini almıştır. Bugün Sadettin Çay’dan bunca tartışmaya rağmen hesap sorulmamasının nedenleri kamuoyu tarafından sorgulanmaktadır. Hal böyle olunca, Qadraj Kafenin gündemden düşmemesinin, mevcut sistemin inisiyatifinin bir tezahürü olarak yorumlanması da AK Parti adına üzüntü vericidir.

O kadar ki, Sadettin Çay denilen vatandaş yapmış olduğumuz habere ilişkin bize bir tekzip göndermiş. Gönderdiği tekzipte, haber kanalıyla ortaya koymuş olduğumuz etik dışı menfaat teminine yönelik tek bir kelime etmezken, bizimle sinir harbi yapabilmek için ciddi bir çaba göstermiş. Örneğin ortaya koymuş olduğumuz gerçekleri, ‘sözde haber’ diye tanımlayarak ruhuyla yapmış olduğu savaşı itiraf ederken, haberin her hangi somut bir bilgi ve belgeye dayanmadığını söyleyerek, itibarsızlaştırma operasyonu çekmiş. Haberin kaynağına ilişkin hiçbir açıklama yapılmamış olması da ifadelerin asılsız olduğunu gösteriyormuş. Sadettin Çay bir şey daha yapmış, bize Kızılay’ın faaliyetlerini anlatmış.

Yapmış olduğu yasa dışı kafeteryasından hiç söz etmezken, Kızılay üzerinden para kazanmadım da, kazandırmadım da dememiş. Ortaya koyduğumuz gerçeklere ilişkin tek kelime etmemiş…  

Eyvallah tabii ki bir yanlışlık, biz zan varsa muhatabı kendini savunma ve tekzip yayınlatma hakkına sahiptir. Ama tekzip hakkı, algı operasyonu yapmak değildir. Sadettin Çay bence tekzip hakkını israf ettiği gibi haberimizi bir nevi doğrulamıştır. Çünkü haberde konu ettiğimiz, Beykoz Kızılay Şubesi üzerinden yürüttüğü ticari faaliyetlerine ilişkin hiçbir yalanlama yapmamış. Adet yerini bulsun diye tekzip göndermiş. Ayrıca bizim ona karşı husumetimiz olduğu iddiasında bulunmuş…

Niye ki, Sadettin Çay, sen bize ne yaptın ki, seninle niye husumetimiz olsun? Sen bizim şahsımıza değil, AK Partiye ve Beykoz halkına büyük kötülük ettin…

Benim Sadettin Çay ile hiçbir husumetim yok. Benim husumetim Sadettin Çay’ın menfaate dönüştürmeyi çok iyi becerdiği sistemle. Benim husumetim, AK Partiyi rant partisi haline getirenlerle… 

Bu benim en yakın dostumda olsa böyle, Sadettin Çay’da olsa böyle… Biz AK Partiyi kurarken, çok umutlanmıştık. Elbette ki, umutlarımızı çalanlardan, umutlarımızı çalanları görmezlikten gelenlerden hesap sorabilmeliyiz.

Aksi takdirde her şey anlamını yitirir! Öyle değil mi?

Kader Gür
Kader Gür HAKKINDA

1972 yılında Rize’nin Güneysu ilçesinde doğdu… Eğitim hayatını orada tamamladı… Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine yapmış olduğu birçok seyahatinde çeşitli araştırmalar yaptı. Libya, Cezayir, Tunus, Fas, Beyrut, Suriye, İtalya, İspanya, Rusya, Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan gibi ülkelerde seyahatleri sırasında Türkiye ile ticari ilişkiler üzerinde çalışmalar yürüttü. Kader Gür, Refah Partisi Gençlik Kollarında siyaset yaptı. 1997 yılında Sağlık Bakanlığı bünyesinde kamuda çalışmaya başladı. 1997 yılında Akit Gazetesinde, Recep Tayyip Erdoğan’ı konu alan bir makalesi nedeniyle 28 Şubat aktörleri tarafından soruşturmaya tabi tutuldu. Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde başlatmış olduğu parti çalışmalarına Beykoz’da destek verdi. Partinin kuruluş aşmasında aktif rol oynadı. AK Parti Kurucu Beykoz İlçe Başkanı Dr. Ahmet Hulusi Batu, Salim Kararmaz ve Adem Sefer’in basın danışmanlığını uzun yıllar yürüttü… 1998 yılında yazmaya başladığı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatını konu alan, “Esaretten Zirveye” isimli kitabı 2002 yılında yayınlandı. Kader Gür'ün yine kendi yazılarından oluşan 2 kitabı bir de Yayın Yönetmenliğini yaptığı toplamda 4 kitabı raflardadır. Beykoz Rizeliler Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Gür, halen Beykoz Polis Hizmetlerini Koruma Derneği Yöneticisidir. Kader Gür, Anadolu Yakası Gazeteciler Derneği ve Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği üyesidir. 2024 yılında kamu çalışma hayatını sonlandıran Gür, evli ve 3 çocuk babasıdır… Kader Gür, yine 2002 yılında bir araya geldiği arkadaşlarıyla Dost Beykoz’u kurdu.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER