Metin AYDIN
  • 20/09/2021 Son günceleme: 20/09/2021 08:58
  • 4.193

Beykoz nasıl marka oldu, önce onu işleyelim.

Beykoz’u Evliya Çelebi şöyle anlatmıştır: Selvi burnunun üç bin adım güneyinde büyük bir liman, kenarında sekiz yüz haneli bağ ve bahçeli güzel bir kasabadır. Çarşı ve pazarı bakımlı ve düzenlidir.

Bir rivayete göre derler ki önü deniz arkası orman olan Beykoz’dan, ya balıkçı ya da oduncu çıkar. Lakin tarım alanları da olduğundan bahçıvanın da hatırı sayılır. Beykoz’un Dalyan’ını söylemeden geçmemek lazım.  

Beykoz’un önemli simgelerinden biri de On Çeşmeler ismiyle anılan Ishak Ağa çeşmesidir.

Beykoz’u marka haline getirmiş kurumları ve eserleri inceleyelim.

On çeşmeler; İshak Ağa çeşmesi, Beykoz merkezde bulunur. Derler ki bu çeşmeden su içen Beykoz’dan ayrılamaz. 500 yıldır ayakta dimdik duran, bu günkü durumunu İshak Ağa’nın uğraşmasıyla alan, tunçtan on adet lülesinden ismini almış Beykoz’u marka yapan değerlerden biridir.

Beykoz Spor Kulübü: 28 Eylül 1908 yılında Ahmet Mithat Efendi tarafından kurulmuştur. Futbol, jimnastik, basketbol, voleybol, boks, kürek branşlarında faaliyet göstermiş, bu branşların her birinde çok önemli sporcular yetiştirmiş ve çok önemli başarılar elde etmiştir. Beykoz 1957 de bir metre yetmiş bir cm boyundaki ATATÜRK kupasını müzesine getirmiştir.

Beykoz futbol takımı 1923 yılında İstanbul ligine katılmış, 1959 yılında da 1. ligde müsabakalara başlayarak birinci lige katılan ilk takımlar arasında Türk futbol tarihinde yerini almıştır.

Yine ilk kurulan kadınlar birinci liginde semt takımlarından Gümüşsuyu kulübü de kadın futbol branşıyla bu ligde müsabakalara çıkarak Türk futbol tarihinde yerini almıştır.

Beykoz Çayırı: Bütün İstanbul halkı tarafından bilinen mesire yeri olan bu meşhur çayır, Nurullah Atac’ın bir yazısında Londra’daki Hyde Parktan dahi üstün tutulmuştur.

Küçüksu Mesire Alanı (Çayırı): İnsanların tatil ve bayram günlerinde akın ettiği mesire yeri idi.

Göksu Deresi: Şarkılara konu olmuş, Osmanlı döneminin en bilinen mesire alanı idi.

Beykoz kalkanı: Beykoz koyu, İstanbul’da en lezzetli kalkan balığının yakalandığı koy olarak bilinir, Beykoz’un kalkan balığı.  Her ne kadar kalkan balığı Beykoz koyunda tarih olmuş ise de bu olguyu kimsenin silmeye gücü yetmemiştir.

Beykoz cevizi: İnce kabuklu, zarı kolay soyulan ve yemesi çok lezzetli olan bu meyve tüm İstanbul’da çok meşhurdu.

Paşabahçe Şişe Cam Fabrikası: 1935 yılında resmen açılan fabrika, Beykoz’un simgelerinden olan çeşm-i bülbülü tüm dünyaya tanıtmıştır. Kristal ve soğuk kesme ürünleri ve dekorlu cam eşyalarıyla dünya markası olmuş, Beykoz sınırları içindeki muazzam sanayi kuruluşudur.

Beykoz Deri Kundura Fabrikası: Kuruluşu 1800 lü yılların başında tabakhane olarak kurulan işletme Osmanlı ordusuna ayakkabı imal etmiştir. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra daha da büyüyerek faaliyetini sürdürmüştür.

Paşabahçe Tekel İspirto Fabrikası: !937 yılında mimar Ahsen Yapanar tarafından mimari projesi çizilmiş, tarihi boyunca zarar etmeyen fabrika, Türkiye’nin ispirto ve alkol ihtiyacının çoğunu karşılamıştır.

Üstte bahsettiğimiz eser ve kuruluşlar Beykoz’u marka yapmışlardır.1999 yılından başlayarak ve 2000 li yılların başlarında fabrikalar Turgut Özal ve Kenan Evren’in gayri sıhhi sanayi kuruluşların İstanbul Boğaz’ı dışına çıkarılması ile ilgili kararları doğrultusunda kapatılmıştır. Bu kuruluşlar Beykoz’u marka yapan kuruluşlardır.

Şimdi bir bakın bakalım etrafınıza bu marka kuruluş, eser ve tabiatın bize bahsettiği nimetlerden kaçı ayakta?

Kalkan Balığını kaçınız bilir veya etinin lezzetini hatırlarsınız?

Kaçınızın bahçesinde Beykoz cevizi var?

Kundura fabrikasının ayakkabılarından kaçınız giydiniz?

Nerde o güzeli Paşabahçe Fabrikası’nda üretilen çeşm-i bülbüller? Hiç sevdiklerinize hediye çeşm-i bülbül vazo götürebilir misiniz, nerede dekor atölyeleri?

Siz Beykoz Çayır’ı deyince Ortaçeşme’ye yakın bir ufacık çayırlığı biliyorsunuz.

Kaç yıldır anason kokusunu, (rakı içmiyorsanız eğer) rakının dışında tanırsınız?

SAHİ BEYKOZ FUTBOL TAKIMI HANGİ KÜMEDE?

SİZCE KELLE İBRAHİM’İN, GERDANIN KEMİKLERİ SIZLIYOR MUDUR?

EĞER ÜLKE DEĞERLERİNİ KORUYABİLİYORSA YAŞAR.

KÜLTÜRÜNÜ YOK EDEN MİLLETLER TARİHTEN SİLİNİRLER.

Kala kala elimizde bir ON Çeşmeler kaldı.

SİYASİLER ESERLERİNİZLE ÖVÜNÜYOR MUSUNUZ?

Yazarın Yazıları