Sinan KAVRAKOĞLU
  • 02/10/2019 Son günceleme: 02/10/2019 10:06
  • 11.843

Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın yirmi yıl yönettiği Zeytinburnu’da uyguladığı ve başarılı bulunan projeleriyle övünmeyi çok seviyor.

“Yine mi bisiklet?” dediğinizi duyar gibiyim ama şimdilik bu konuyu bir kenara bırakıyorum. Sadece şu kadarını söyleyeyim; bisikletin hayatımıza renk kattığını kimse inkar edemez. E sağlık açısından da son derece faydalı aslında. Sadece bizim bisiklet ihalesiyle ilgili yayınladığımız haberden sonra yapılan şu zorlama “şunlardan, şunlardan tasarruf yapıyoruz. Bisiklete binmeyelim de A8’e mi binelim (sanki 7-24 bisiklette)” açıklamalar bence çok gereksizdi.

Yahu hakikaten çok merak ettim, bizim yayınladığımız “Murat Aydın’dan bisiklet eğitimine 250 bin ₺” haberinden sonra belediyeden servis edilen bisikletle gelen tasarruf(!) haberine gülmeyeniniz oldu mu?

Ayrıca o haberle biz bisikleti değil, 250 bin ₺ gibi son derece yüksek bir rakamın, eğitim adı altında da olsa belediye kasasından ödenmesini eleştirmiştik. Malum, belediyenin kasasında artık bir buçuk milyar ₺ yok, hepi topu üç yüz kırk milyon ₺ kaldı!

Belediye başkanı bisikletle 727 araba ve 102 milyar ₺ (102 bin ₺ demek istiyor) tasarruf ettiklerini söylüyor. Allah aşkına bunu nasıl ve hangi bilimsel verilerle hesapladılar hakikaten çok merak ediyorum? Hele hele 727 araba nedir? Artık herkes işe bisikletle mi gidiyor? Zaten bildiğim kadarıyla A8 ve tasarruf matematiğini kimse de yemedi!

Neyse, geçelim... Dedim ya konumuz şimdilik bisiklet değil!

Benim bahsedeceğim konu şu meşhur, “Çözüm masası”.

Hani Zeytinburnu’da uyguladığı ve kendisinin medya önünde telefonla arayıp bizzat test ettiği önemli proje.

Başkan belli ki Beykoz’da bu testi henüz gerçekleştirmemiş. En azından basın mensuplarının olmadığı bir ortamda...

Ben tesadüfen kendimi olayların göbeğinde buldum... Ve maalesef tam bir komedi-dram!

Anlatayım efendim...

Yanılmıyorsam önceki aydı. Beykoz Merkez Camii’nin kürsüsüne, anne kedi yeni doğurduğu yavrularını taşımış, kürsüyü yuva yapmıştı. -Kedi olsam ben de en güvenli yer olarak orayı tercih ederdim herhalde.-

Lakin Hocaefendi sık sık ders yaptığı için kedi ve yavrularının oradan alınması ve güvenli bir yere konması gerektiğini düşünerek benden belediyeyi aramamı rica etti. Ben de “derhal hocam” dedim ve belediye çözüm merkezini aramış bulundum.

 

  • Alo iyi günler.
  • İyi günler efendim buyurun burası Çözüm Merkezi.
  • Ben sizi Beykoz Merkez Camii’nden arıyorum. Burada bir kedi yavrulamış ve kürsüye yuva yapmış. Biz kedileri bir koliye koyup Onçeşmeler’in arkasındaki bölüme koyduk (Onçeşmeler’in arka üst kısmında etrafı yüksekçe duvarla örülü korunaklı bir bölüm vardır). Ama bir an önce almanız lazım ki yavrular zarar görmesin.
  • Tabi efendim. Adres neresi?
  • Dedim ya, Onçeşmeler?
  • Beyefendi Onçeşmeler’in yerini tarif eder misiniz? Açık adres verseniz mesela.
  • ???????
  • Yani siz bir çözüm masası yetkilisi olarak bana Beykoz Merkez Camii ve Onçeşmeler’in yerini bilmediğinizi mi söylüyorsunuz?
  • Yani Ortaçeşmeler’i biliyorum ama Onçeşmeler’i ilk defa duydum.
  • ?????

 

Konuşma aynen bu şekilde gerçekleşti. Eğer uzayda yaşıyorsanız Onçeşmeler’in yerini bilemeyebilirsiniz. Kimse sizi ayıplamaz. Ama Murat Aydın gibi, Reisimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın adeta kılıcı(!) olmuş bir yerel yöneticinin, üstelik her ortamda iddialı bir şekilde övündüğü Çözüm Masası gibi bir biriminde görev yapıyorsanız Onçeşmeleri de bileceksiniz, Serbostani Mustafa Ağa Camii’ni de bileceksiniz! Ya da o telefona çıkmayacaksınız!

Yahu Onçeşmeler’in adresi bir belediye yetkilisine tarif edilmez ki!

Neyse, devam edelim, zira drama henüz bitmedi.

Yetkili uzun tariflerimden sonra, (Belediyenin 500 metre kuzeyindeyiz dedim. Vallahi dedim!) “tamam efendim. Hemen ilgili birime konuyu aktarıyorum” dedi.

Günler günleri kovaladı ve iki hafta sonra birisi aradı, “şöyle bir konuda talebiniz olmuş hayvanlar duruyor mu” diye!

“gidip kendilerine bir sorayım!” diyesim geldi ama serde terbiyeli olmak var ya!

“Sanmıyorum. Bu kadar zaman o hayvancıklar kim bilir ne olmuştur” dedim. Sinirlendim kapattım. Sonra bir ay kadar sonra bir yetkili daha aradı. Bu da her şey çözülmüş de görevini layıkıyla yerine getirmiş bir belediye edasıyla, olayı kısaca özetleyerek, gerekli çalışma yapılıp sorun çözüldü mü diye teyit etmek için aradı.

Ben de “çözüldü kardeşim. Hem de harika bir şekilde çözüldü. Süpersiniz!” diyerek telefonumu kapattım.

Anlayacağınız, gerçekler Zeytinburnu’da kalmış. Hayaller ise Beykoz’un ta kendisi!

Son olarak...

Beykoz’u sosyal medyada paylaştığınız sevgi pıtırcığı fotoğraflarıyla biraz zor yönetirsiniz. Samimi olmaya çalışmayın, samimi olun!

“Beş yılda on beş yıllık hizmet” sloganıyla insanlardan oy istediniz.

Yedi ayınız bitti bile!

Yazarın Yazıları
Yorumlar (2 Yorum)

Filiz (5 yıl önce)

Alt tarafı kedi ya gidip kendin alsaydın belediyeyi bu gibi basit konularla neden meşgul ediyorsun ki bide olay mis gibi abartarak anlatıyorsun asıl sana pes

Yiğit (5 yıl önce)

Bizim derdimiz geçim işsizlik binalar devrem başkanın derdi bisiklet vallahi tebrik ederim başkanı gelen gideni aratmıyor yucel çelikbilek 'te boş işlerle uğraştı yattığı yerden maaş aldı gitti şimdiki başkanda aynı izinde mahalle sorunları çözümü düşünen yok alt yapı deprem mücadele eğitim sosyal yerler secim döneminde neler neler yapacaktı basımıza bisiklet cıktı

Yorum Yaz