Talip ERCAN
  • 31/07/2021 Son günceleme: 31/07/2021 19:28
  • 5.027

Beykoz’da zaman daraldıkça daralmakta gibi… Zaten elden uçup giden bir nesil vardı. Şimdi yüz yüze eğitim ile geçen ayların ardından sayısal anlamda bir katlanma söz konusu gibi.

Beykoz’un kronikleşmiş sorunları elbette var ancak insan kaynaklı yaşanan sıkıntılar geleceğe umutsuz bakmaya bizleri sevk etmekte. Bu sebeple ki 250 binlik nüfus eşiğini bir türlü geçemiyoruz, geçilirse de mehter yürüyüşü yapan mehteran takımı gibi iki ileri bir geri bir durumdan bahsedilebilir.

Birileri Beykozlunun inadını kırabilmek için sabırsızlıkla beklemekte. Siz bakmayın şu bu bahanelerine Beykoz’un 2 eski fabrika arazisinde yaprak kımıldamıyor. Üçüncüsü ise dizi, film, reklam sektörü dolayısı ile kullanıma elverişli alanlı ile darphane gibi para basmakta.

Aydın Tansel’in bir şarkısında olduğu gibi… “Günler, aylar gelip geçer, bitmez kabus nice günler…” Ha bu arada yeni nesil Aydın Tansel’de kim yahu diye Google yazacaktır o da kesin… Hadi size iş bırakmayım da şarkının sözlerini de yazayım…

Günler aylar gelip geçer

Bitmez kâbus nice günler

Her yer her şey güzel huzur arıyorum

Kurtar beni demiyorum

Allah’ım ne olur sabır ver

Her yer her şey güzel huzur yok içimde

Yaşanmaz oldu bu yerde

Ne olur Allah’ım kuvvet ver

Günler aylar gelip geçer

Bitmez kâbus nice günler

Her yer her şey güzel huzur arıyorum

Kurtar beni demiyorum

Allah’ım ne olur sabır ver

Her yer her şey güzel kötü olan insanlar

Tüm kötülüklere karşı

Ne olur Allah’ım kuvvet ver

 

Vallahi itiraf edeyim sözlerini bir kez daha okuyunca ne kadar da Beykozlular için anlamlı bir parça halinde olduğunu görebiliyorum… Günler, aylar boş boş geçiyor… Beykoz’un geleceği için bir şeyler yapılmıyor, ara sıra kamuoyuna servis edilen imar gibi başlıklı haberlere de kimsenin inanası gelmiyor.

Haliylele Edebiyat bölümü mezunu bir kişi olarak yaşananları ifade etmekte edebi sanatlardan hangisi uyar diye de fazlaca yorulmuyorum… Beykoz’da yaşananları izah edecek en anlamlı sanat “ Tecahülüarif sanatı “ olsa gerek. Yani bildiği halde bilmezden gelme sanatı…

Ben bu sanatı ne zaman örnek göstersem birileri muziplik yapıp “ Tecavüzcü Arif mi dedin abi” dese de bunu kullanmaktan vaz geçmeyeceğim. Çünkü Beykozluların hakkına tecavüz etmek isteyen bir kitle hazır kıta beklemekte.

Her şey biliniyor ancak diğer yandan da bilinmezden geliniyor… Hele 3 ya da 2 kuşak önceki nesil bir ebedi âleme uğurlansın yeni nesli ikna etmek çok kolay olacak mantığını güdüyor birileri.

2B paraları suyunu çekti gibi… Beykozlunun faydasına olacak işler, onun geleceğine etki edecek adımlar atılmıyor…2B’den gelen paralar ile Beykoz’da dönüşüm sağlanacaktı, hatta uygun yerlerde yeni binalar imal edilip yerinde dönüşüm sağlanacaktı…

Birilerinin yıllar içinde vermiş olduğu sözler, yaptıkları açıklamalar güme gitti resmen… Günü kurtaran projeler ile geçip gitmekte günler aylar… Aynı şarkıda olduğu gibi… Günler aylar gelip geçer, bitmez kâbus nice günler…

Kimi zaman Beykozlulara psikolog edası ile öneride bulunurdum…” Yahu 1 paket çekirdek ile mutlu olunur burada, dert etmeyin her şeyi” diye… O zamanlar 1 lira olan bir paket çekirdek şimdilerde fahiş fiyata ulaştı 10 lira oldu… Üstelik çekirdeğin ardından su içilirdi ucuz diye şimdilerde televizyon ekranlarının beyinlere işlediği onlarca çeşit içecek… İçine tüküreyim böyle serbest piyasa ekonomisinin.

Pandemi sürecinde en çok hücum edilen ürün olan tuvalet kağıdı bile 1 senede ikiye üçe katladı… Ne doymaz iştahlı şu çok şubeli marketler… Merak etmeyin …ümüzü 70’li yıllarda sona eren bezle silme günleri yakındır.

Yazarın Yazıları