Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 06/02/2014 23:11
  • 11.056

Yanlış hatırlamıyorsam 2006’da kaleme aldığım bir makalemde Beykoz’a bir proje de ben önermiştim. “Beykoz Çayırı’ndan Yuşa Tepesi’ne oradan da Anadolu Kavağı ve Yoros Kalesi’ne uzanacak bir teleferik hattı Beykoz turizmine büyük bir ivme kazandırır”demiştim. En azından Yuşa Tepesi’ne kadar olan bölümünün hayata geçeceğini öğrenince çok sevindim.  

Bu tür çalışmalar vizyon işidir elbette ama en önemlisi “para” işidir. Yani paranız olacak. Paranız ve geliriniz olursa proje üretmek çok kolay. Kaldı ki Beykoz gibi yatırıma aç bir bölgede proje üretmek dünyanın en kolay şeyi. Sen paradan haber ver.

Bu güne kadar bütçe gerçekleşme oranları % 60’larda seyretti Beykoz’un. Neden?

Olmayan parayla bütçe yapmak zorundaydı siyasiler.

Ve olan para kadarlık kısmı gerçekleşiyordu.

Kabaca açıklaması bu ve bu konkuda suçlu aramak haksızlıktır.

Zira gelirleri en düşük belediyelerin başındaydı hep Beykoz. Üstelik hizmet üretilmesi gereken inanılmaz bir alan olduğunu düşünürsek 100 milyon TL borç hiç bir şey değil. En azından özel sektör borçları yok.

Bu pencereden bakınca, Şili Belediyesiyle kıyaslama bile yapılamaz.

Düşünün ki Türkiye’nin gelirleri en yüksek İlçe Belediyesi olan Şişli yine Türkiye’nin en borçlu kamu kuruluşu. Dile kolay 380 trilyon borcu var. Sağ olsun bunu da bir CHP Milletvekili sayesinde öğrendik. İBB’ye niyet, Şişli’ye kısmet!

Mustafa Sarıgül’ün bu borcu nasıl yaptığını anlamak için Şişli Belediyesi’nin sadece ağaçlandırma ve peysaj ihalelerine bakmak yeterli olacaktır. Yıllık neredeyse 30 trilyonlukbütçe ayrılan ve ihale edilen bu çalışmaların karşılığında Şişli’nin botanik bahçesi olması gerekirken, ortada hiçbir şey olmaması belediye kaynaklarının nasıl kullanıldığını açıkça gösteriyor.

380 trilyonluk bu borçta Sarıgül’le ilgili iddialar da yenilir yutulur cinsten değil. Şişli Belediyesi’nin içinin boşaltıldığı, yapılan ihalelerin hep belli kişilere gittiği, ihaleleri alan firmaların çanta firmalar olduğu gibi onlarca ağır iddia var. İnanması çok güç!

CHP’nin Beykoz’daki yapılanmasıyla ilgili de vahim iddialar atılıyor ortaya.

İlk ve en önemli iddia Alaattin Köseler’e yakın bir sosyal paylaşım sitesinden geldi.

Bu sitede üstü kapalı olarak; CHP’de bazı bölge milletvekilleri ve Sarıgül’ün 2-B ile meydana gelen astronomik rantın başlarını döndürdüğü iddia edilirken, Hızır Yılmaz’ın adaylığının da bunun bir parçası olduğu iddia edilmiş. Köseler’in “bu oyunu bozacağım. Ne olursa olsun 30 Mart’ta ben de adayım” demecinin arkasında da bu komplo teorisinin olduğu iddia edilmişti.

Köseler’e yakınlığıyla bilinen başka bir sosyal medya hesabında bu oyunun içinde olan isimler açık bir şekilde karikaürize edilerek; Akif Hamzaçebi, Gürsel Tekin, Beykoz Belediye Meclis Üyesi Adayı olan kardeşi Tuncer Tekin ve Hızır Yılmaz bu karikatürün baş aktörleri olarak çizilmiş. Karikatürde dikkat çeken üç ayrıntı var; Hızır Yılmaz’ın aday gösterilmesi içinanket sonuçlarının manipüle edildiğivillalar ve içi para dolu çanta (Karikatür ve yayınlandığı site arşivlerimde mevcuttur).

Köseler’in “bozacağım” dediği oyunun içindeki diğer aktörleri ise yine sosyal medyadan öğreniyoruz. TMSF’nin Sarıgül’e ve dokuz ortağına kredi borcundan dolayı uyguladığı haczi biliyorsunuz. İşte bu dokuz ortaktan biri olan Şişli Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Nahit Hayal’in kardeşi, CHP Beykoz Belediye Başkan Aday Adayı Necmi Hayal de bu oyunun aktörlerinden.

Ve asıl bomba; iddia o ki Cumhuriyet Halk Partisi Beykoz Belediyesi’ni kazanmak için bütün imkân ve kaynaklarını seferber etmiş durumda. Mustafa Sarıgül’ün Şişli Belediyesi’nde yıllardır uyguladığı modeli Beykoz Belediyesi’nde de uygulayacağı ve bunun baş aktörlerinin Şişli Belediyesi’nden danışmanı olan Necmi Hayal, Gürsel Tekin’in kardeşiTuncer Tekin ve Hızır Yılmaz olacağı söyleniyor. Aydın Düzgün’e verilen ikinci adamlık sözünün arkasında da Alaattin Köseler’in partiden ayrılmasıyla kaybedilen enerjiyi telafi etmenin yattığı iddia ediliyor.

2-B satışlarından Beykoz Belediyesi’nin kasasına asgari 2,5 katrilyon lira gireceğini düşünürsek Şişli Modeli’nin Beykoz Belediyesi’nde uygulanmak istenmesinin arkasındaki sebepleri sanırım daha iyi görürsünüz.

O zaman Mustafa Sarıgül’ün çare mi yoksa çaresizlik mi olduğunu daha iyi anlarsınız!

Hızır Yılmaz mı?

Ümraniye’den Beykoz’a pompalanmış bir müteahittir ve görevi de bellidir!

Vesselam!

Not: “Hızır Yılmaz’ın aday gösterilmesi durumunda sabah ilk işim notere gitmek olacak” diyen sevgili dosta; “Noterin yolunu bulamadın mı abi?”

Yazarın Yazıları