A. Raif ÖZTÜRK
  • 01/08/2021 Son günceleme: 01/08/2021 13:47
  • 5.517

Bu tehdit, azar, hakaret ve ÎKAZ içeren sözler kime ait, biliyor musunuz?

 

Güngörmüş, yaşı kemâle ermiş ve Fethiye’de yaşayan kelli felli bir İngiliz asıllı Mick Scarsbrook’a ait. Belli ki; Türkçemizi bayağı iyi öğrenmiş bir ‘ehl-vicdan’ bir kişiliğe sahip.

Niçin “ehl-vicdan” diyorum?

Çünkü ülkemizde vicdanını sızlatan çok çirkin manzaralar görmüş ve bizlere iyilik etme maksadıyla böyle saydırıp duruyordu. Elbette izleyenler olmuştur.

Fethiye’de mesire yerlerinden biri olan bir ormanlık alanda çekmiş bu videoyu.

Peki daha neler saydırıyor bu vicdanlı ve hassas düşünceli İngiliz Mick Scarsbrook amca?..

-“Türkiye bir Cennet ülke, nereye gitseniz inanılmaz güzellikler var. Siz Türk’sünüz ve çok şanslısınız. Fakat sizin bir sorununuz var! Şu ormanlardaki ve mesire yerlerindeki bu çöp yığınları ve bu pislikler, bu güzel ülkeye ve size hiç yakışıyor mu? Çok mu zor bunları toplamak? Var sayalım ki siz çöp atmadınız, fakat siz gördünüz. Çok mu zor bunları toplayıp buraları temizlemek?..”

Derken; videoda 15-20 kişilik bir gurubunun piknik sonrası manzarasını (!) da görüntülüyor ve devam ediyor:

-“Yahu arkadaşlar, bunlardan ben utanıyorum, SİZ UTANMIYOR MUSUNUZ? (bu cümleyi tekrar tekrar söyledi) ..Elinize böyle bir çöp poşeti alarak, şu pislikleri toplamak çok mu zor? Bakın burada et ve tavuk getirilmiş bir sürü köpük tabaklar var. (derken onları alıp büyük siyah çöp poşetine koyuyor.) Bakın yüz tane sigara paketi, 20 tane şarap şişeleri var. Bakın burada kocaman pet su şişeleri, gazete kâğıtları ve peçeteler var. Temizlik herkesin sorunu, Türkiye temiz kalsın!” Vs. diye sayarak çöpleri topluyor, Mick Scarsbrook. “Yurtdışından insanlar buraya geliyor. Tatil için geliyorlar. Onlar bu kadar çöp görürlerse, ayıp değil mi? Ben utanıyorum, SİZ UTANMIYOR MUSUNUZ? ..diye saydırmaya devam ediyor..

10 dakika sonra ise “bak, gördünüz, ben dökmediğim halde, ben tek başıma 10 dakikada toplayıverdim.” diyor.

İşte o videonun linki: TIKLA İZLE  

Sâhi, saygı değer dostlarım, bu yabancı kişi yerden göğe kadar haklı değil mi?

Bizim yüce dinimiz temizlik dini değil mi? Dinimiz; “Temizlik imandan gelir” demiyor mu?

Bizler, böyle sorumsuz yaşamaktan niçin utanmıyoruz? Acaba bizler, niçin böyle olduk?..

Asrımıza ışık tutan en büyük İslâm Âlimi; “Nasıl ki yoğurt bozulursa, ayran yapılabilir, yani yine işe yarayabilir. Fakat çok değerli olan tereyağı bozulursa, zehir olur, daha hiçbir işe yaramaz. İşte aynen bunun gibi; yoğurt mesabesindeki gayri Müslüm bozulursa, işe yarayan bazı seciyeleri (karakter ve güzel huyları) kalabilir. Fakat Müslüman ise tereyağı mesabesinde ve çok değerli olduğundan, bozulması halinde ZEHİR olur ve hiçbir işe yaramaz” buyuruyor.

Mick Scarsbrook; “sizin bir sorununuz var!” derken, bizi dejenere eden ‘ÎMAN ZÂAFI sorunumuzu’ deşifre etmiş olmuyor mu?

Yani, Îmanın altı şartına (Allah’a, Meleklere, Kur’âna, Peygamberlik müessesesine, ebedî Âhiret hayâtına, Kadere) inanan bir kimse, bitkilerin, hayvanların ve diğer insanların haklarına tecavüz olan, bu pislikleri bırakabilir mi? Asla bırakamaz, değil mi?..

Peki, bir asra yakın zamandan beri, seküler Milli eğitim eliyle, Medya, TV dizileri, internet, kötü arkadaş, sokak vs. erozyonları sebebiyle zaafa uğratılan ÎMANIMIZI en kolay ve hızlı bir şekilde tamir ederek, sağlığına kavuşturma çaresi var mı?

Elbette var! Şu Fitne asrımızın bu hallere düşeceğini ezelî ilmiyle bilen Yüce Rabbimiz, bu asra mahsus (Bediüzzaman Hz., Mehmed Zâhit Kotku, Süleyman Hilmi Tuna, Mahmud Efendi Hz. Esad Coşan, vb.) birçok Îman müceddidi göndermiş.

EKOL olarak da Îman, Kur’ân ve pedagojik formasyon adına, Kur’an’dan süzülen Risale-i Nur külliyatı gibi hazineleri, bizlere ikram eylemiş.

TIPTA, bir hastalık hangi vitamin veya mineral kaybedildiğinde nüksettiyse, o vitaminin veya mineral takviyesiyle sağlığa kavuşulduğu gibi, bu tür sosyolojik hastalıklarda da kaybedilenler veya ihmal edilenler takviye edilince, sosyal krizler de önlenecektir.

Bu itibarla; bir asra yakın zamandan beri, seküler Milli eğitim eliyle, Medya, TV dizileri, internet, kötü arkadaş, sokak vs. erozyonları sebebiyle zaafa uğratılan ÎMANIMIZI takviye ettiğimiz zaman da sosyal arızalarımızın tümüne FORMAT ATILACAKTIR, inşaallah.

NOT: Ayrıca ORMAN YANGINLARI hakkında da insan kaynaklı ihmâller veya muhtemel sabotajlar da güncel bir konudur ve yukarıdaki kıstaslar ile değerlendirilebilir. Köşe yazı sınırlarımızı zorlamamak için, başka bir zamanda ele almak üzere, hepinize saygılarımı sunuyorum.

 

Yazarın Yazıları