Sinan KAVRAKOĞLU
  • 01/01/1970 Son günceleme: 29/09/2009 00:11
  • 13.419

Acaristanbul, Cüppeli Ahmet Hoca, gibi konularda ülke gündemine gelmesine alışmıştık Beykoz’un. İlk defa başörtüsü ve içki yasağı gibi konularda tartışılıyoruz.

Başörtüsü konusunda tavrımı açıkça belirttiğimi düşünüyorum. Bireysel bir tercih olan bu son derece hassas konuda; “kişisel tercihtir. Ancak hiç kimsenin mensubu olduğu partiyi, görev yaptığı arkadaşlarını bu denli zor durumlara düşürmeye hakkı yoktur. Kaldı ki ihlâsla, samimiyetle kapanan bir hanımefendinin siyasette işi olmamalıdır bu yüzden derhal istifa etmelidir”demiştim.

Tabi benim bu söylemlerimi ve uyarılarımı tersten okuyanlar olduğu gibi, bana bir takım yaftalar takmaya çalışanlar da oldu. Ne diyelim Hakan Şükür’ün geçtiğimiz günlerde Adnan Polat ve dönemin GS yönetimine ithafen bir açıklaması olmuştu, “Ahiretteki rövanşı bekliyorum” diye. İşte büyük bir tevazuyla biz de kıran kırana geçeceğini düşündüğümüz o rövanşı bekliyoruz.

Öte yandan Neslihan hanıma tüm teşkilatı ve meclis üyesi arkadaşları kerhen de olsa destek vermiş ve sahip çıkmışken bu hanımefendinin kerameti kendinde meçhul bazı gazetelerin sür manşetinden röportajlar vererek gündemde kalma gayreti, Sayın Başkan’ın bu konudaki tavrıyla da çelişiyor. Acaba bu hanımefendi kendisine yeterince sahip çıkılmadığını mı düşünüyor? Yoksa CHP’li üyelerden böyle bir tepki beklemediği safsatasını yememiz mi lazım?

Beytaş’tan içkinin kalkmasını alkışlıyorum…

Beytaş’tan içkinin kaldırılması konusundaki tavrım bireysel bir tercih olan başörtüsü konusundaki tavrım kadar net. Kesinlikle bu kararı destekliyorum.

Amacı vatandaşlara yasaların belirlediği çerçevelerde hizmet götürmek olan Belediyelerin içki satmasını hiçbir zaman doğru bulmamışımdır.

Mukaddes dinimiz açısından da haram kılınmış olan içki, toplum sağlığını, aile birliğini, toplum düzenini ve güvenliğini direkt ilgilendiren, yol açtığı zararlar, felaketler uzun yıllar hatta kuşaklar boyunca devam edebilen son derece zararlı oldukça girift bir konu.

Dinimiz bu konuda sorumluluğu sadece içtikten sonra kaza yapana, eşini-çoluk çocuğunu dövene, komşusunu kesene, yoldan geçen vatandaşı ezip öldürdükten sonra “alkollüydüm hatırlamıyorum” diyene değil, taşıyana, satana ve üretene de yüklemiştir. Netice itibariyle Belediyeye bağlı bir kuruluşun içki satmasını kesinlikle doğru bulmuyorum.

Dolayısıyla Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’in bu konudaki tavrını destekliyorum, ancak Başkan çıkıp “kardeşim ben Belediye Başkanıyım. Burası Belediyenin sosyal tesisi. Bu tesislerde içki gibi kötü alışkanlıkların satılmaması değil satılması abes. Ben böyle bir vebali taşıyamam” deseydi bence daha çok destek alırdı. “Ben yaptım oldu” tavrı, yapılan ne kadar doğru da olsa insanların tepkisini çeker. Zira belli bazı istisnalar ve “padişahım çok yaşacılar” hariç hiç kimse koyun değildir.

Vesselam…

Yazarın Yazıları