A. Raif ÖZTÜRK
  • 09/06/2018 Son günceleme: 09/06/2018 15:37
  • 5.109

Bu hassas konuda hem çok temkinliyim, hem de çok müsterihim.

Çünkü bu konuda çok ciddi araştırmalar yaptım ve ‘Sempozyum Tebliği’ hazırlayarak, Kastamonu Üniversitesinde Rektörler, Başkanlar, Valiler ve akademisyenlerin huzurunda da o tebliğimi sundum. Sizler de müsterih olunuz…

Bediüzzaman Hz. R. Nur talebelerini, “İman ve Kur’an hizmetlerini aksatmama adına” siyasetten men ediyor. Evet, bu doğru ancak, seçimden seçime ‘bir nebzecik ilgilenmekle bile doğru karar verebilmemiz için’, bizlere mihenk ve ŞABLON hükmünde prensipler veriyor. İşte bunlardan birisi; Münazarat eseri, 51 ve 52. Sayfalardan:

“Muhâli taleb etmek, (olmayacak bir şeyi istemek) kendine fenalık (kötülük) etmektir. Zerratı günahkârlardan mürekkeb bir hükûmet, (her bir ferdi çeşitli günahlarla karışık bir hükümet,) tamamıyla masum (günahsız-kusursuz) olamaz. Demek, nokta-i nazar, (bakış açımız) hükûmetin hasenatı seyyiatına tereccuhudur. (..yani tercih sebebiniz, hükümetin iyi işlerinin ve icraatlarının, kötü işlerinden fazla olmasıdır.) Yoksa seyyiesiz (günahsız-kusursuz) hükûmet, muhal-i âdidir(Az düşünenlerin de bile bileceği, asla mümkün olmayan bir hükümettir.). Ben öyle (düşünen) adamlara, ANARŞİST nazarıyla bakıyorum.

Zira onlardan birisi -Allah etmesin- bin sene yaşayacak olsa, âdeta mümkün hükûmetin hangi suretini görse, (1000 senede her türlü hükümeti de denese) hülya (tatlı düş, hayal, kuruntu) ile yine (hiçbirinden) razı olmayacak. Şu hülyanın neticesi olan meyl-üt tahrib (kırıp, döküp, tahrip etmek eğilimi) ile o sureti (mevcut gidişatı) bozmağa çalışacaktır…” (Bediüzzaman Hz.)

Şimdi şu paragrafın mesaj, yani şablon yönünü, günümüz Türkçesiyle özetleyelim:

“1000 Senede de kusursuz bir hükümet bulmak imkânsızdır. Oy vermedeki bakış açımız; mevcut hükümetlerin iyi işlerinin ve icraatlarının, var olan kusur ve günahlarından daha fazla olduğuna bakmak olmalıdır. Eğer iyi işleri, günah ve kusurlarından fazla ise o hükümete zarar vermeye çalışmak, bir nevi ANARŞİSTLİKTİR, bozgunculuktur.
+Artısı -eksisinden fazla olan hükumetleri beğenmeyenlere, ANARŞİST nazarıyla bakılabilir. Çünkü her fert kusurlarla dolu olduğu için, fertlerden müteşekkil hükümetin kusursuz olmasını beklemek, tatlı bir hayaldir ve tamamen imkânsızdır. Böyle davrananlar ise bozgunculuklarıyla, öncelikle kendilerine, sonra da vatana ve millete kötülük etmiş olurlar.”

  • Bediüzzaman Hz.’nin bu haklı haykırışına dayanarak, Prof. Dr. Niyazi Beki hocam da bir yazısında şöyle devam ediyor:

“..Öyle adamlar da var ki, şöhret-perestlik yolunda, dinini, vicdanını feda etmekten çekinmezler. Hatta bu uğurda İslâm ümmetinin en nâdide değerlerini tahkir etmeye yeltenirler. Kendilerine bir şöhret kazandıracaksa “İmam-ı Azam da kimmiş! İmam-ı Şafii de kimmiş! İmam Gazali, İmam Rabbani de kimmiş!” şeklindeki patavatsızlığı yapmaktan asla yüzleri kızarmaz. Ben öyle adamlara anarşist nazarıyla bakıyorum...

Öyle adamlar var ki, bir garaz uğruna fitne, fesat çıkarmaktan asla çekinmezler. Adeta bir pire yüzünden yorganı yakar, bir kaşın hatırı için pek çok gözü çıkarırlar. Özellikle siyası arenada siyasi düşüncesine muhalif olan meleği, şeytan görür ve lânet okur. Şayet siyasi fikrine uygun ise şeytanı melek sayar ve omuz omuza yürümekten zevk alır. Ben öyle adamlara anarşist nazarıyla bakıyorum.

Öyle adamlar var ki, İslâm ümmetinin bin yıldan beri kabul ettiği Hz. Peygamberin sünnetini ve onu bize ulaştıran sahih hadis külliyatını ellerinin tersiyle reddetmekte ve “Kur’an bize yeter” derler. Ve sahabeden beri gelen milyonlarca İslâm âlimlerinin bu konudaki müspet söz, tavır ve davranışlarını, yazılan milyonlarca İslâmî eserleri yok hükmünde saymaktan hiç te hayâ etmezler. Ben öyle adamlara anarşist nazarıyla bakıyorum.

Öyle adamlar var ki, milletin kutsallarını istismar etmekle maddi –manevi rant elde etmeye çalışırlar. Din veya dünya büyüklerini hasis menfaatlerine alet ederler. İstismarın her türlüsü çirkin ve aşağılıktır. Fakat dini istismar etmek, istismarların en alçağıdır. (Normal zamanda dinin ve dindarların aleyhine AYM’YE koşanlar, seçim öncesi dindar keslirler.) Dîni istismar ederek kendilerine maddi veya manevi menfaat elde etmeye çalışanlar, insanlığın en aşağılık mahlûklarıdır. Ben öyle adamlara anarşist nazarıyla bakıyorum.”

Evet, böylesine sağlam belgelere göre hareket eden kişiler yanılmaz. Yanlış yapmaz ve yapamaz. Neticeden de mes’ul ve sorumlu olmazlar. Çünkü bu tespitler, çok önemli şahsiyetlerin ve çok ciddi istişarelerin neticesidir. Siz de MÜSTERİH OLUNUZ…

NOT: Benim bazen bu konuda yazı yazmamın sebebini merak ederlere, Bediüzzaman Hz.’den bir hatıra ile cevap vermek istiyorum. M. Fırıncı Ağabey anlatıyor:

-Bediüzzaman’ın o günkü Adnan Menderes’in Demokrat Partisi LEHİNDE açıkça tavır almasını, muhalif basın diline dolayınca, talebelerinden birisi bundan tedirgin olmuştu. Üstad da ona şu cevabı vermişti: “Ne var bunda? Demokratlar Dîne yardım etti, Din de Demokratlara yardım ediyor.”...

  • Bizler de Yüce dinimize, vatanımıza, milletimize böylesine imkânlar sunan ve sosyolojik ve ekonomik yönden böylesine başarılı bir iktidarı takdir ediyoruz. Kâhir ekseriyette olan hayırlı icraatlarına dualar ve teşekkürler ediyor, Vatanın selâmeti adına, güç birliği ve Allah cc rızası için var gücümüzle destekliyoruz…

Bu konuda yapılacak hatalar ve yanlış yere oy vermeler; PKK, FETÖ, HDP, CHP vs. zihniyete, davul-zurnalarla bayram yaptıracak, ABD, İsrail, vd. “bizimkiler kazandı” diye kutlamalar yapacaklar. İllet ittifakının seçim vaatleri “dev yatırımlar durdurulacağı” için, milyonlar işsiz kalacak, güzel ülkemiz KAOSA sürüklenecek ve 2023 zenginliklerinden mahrum kalınacak.

Hatta halkımız da Suriye halkı gibi perişaniyete sürüklenecektir. Allah cc muhafaza eylesin.

  • İşte bu seçimler bu kadar çok önemli ve riskli olduğu için, VAHDÂNÎ ve tefekkürî yazılarıma ara vererek, böylesine çok ciddi tehlikelere dikkat çekmeye çalışıyorum.

Hiçbir siyasi kurum ve kuruluş ile tek bir bağlantım yok.

Aynen askerlik görevi gibi; güzel ülkemizin gümbür gümbür sokulmaya çalışılan ciddi tehlikelerden koruma ve kollama adına, ben de vatanî görevimi yapmaya çalışıyorum. Vesselâm...

Yazarın Yazıları