Bilgehan Murat MİNİÇ
  • 12/08/2015 Son günceleme: 12/08/2015 15:20
  • 19.574

9 Kasım Pazar Günü, Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonunda gerçekleştirilen Büyük Birlik Partisi 7. Olağan Büyük Kurultayındaydık.

İlk defa Genel Merkez Delegesi olarak bir kurultaya katılmanın heyecanıyla gittiğim Ankara’da ilk durağımız her zaman olduğu gibi Anadolu Alperenlerinin büyüklerinden olan Şeyh Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerinin türbesi oldu.

Ankara’ya girer girmez bilbordlarda ve otobüs duraklarında gördüğümüz Kurultay afişleri ve Ulus civarının BBP bayraklarıyla süslenmiş olması, bu kurultayın daha öncekilerden farklı olacağının habercisiydi.

Gerçekten de salona girer girmez hissedilen bu farklılık, kurultayın başından sonuna çok güzel bir atmosferin oluşmasını sağladı. Genel Başkanın salona girişiyle başlayan ve bir parti kongresinde ilk def yapılan ışık ve ses gösterileri salonda ki heyecana heyecan kattı. Salon içi süslemeler, kürsü ve divanın görünümü ve katılan sanatçılarda kurultaya ne kadar ciddi hazırlanıldığının göstergesiydi.

Ülkücü camianın sevilen ismi Osman ÖZTUNÇ’un da Kurultaya katılan sanatçılar arasında olması ve bundan sonra Alperen Ocakları Genel Merkezi Sanatçısı olarak faaliyetlerine devam edeceği haberi de, özellikle gençleri oldukça memnun eden haberler arasındaydı.

Söz gençlere gelmişken bahsetmeden geçemeyeceğim bir diğer hususta salondaki gençlerin sayısının çokluğuydu. Kendilerine çile, meşakkat ve yorulmaktan başka bir vaadi olmayan bir hareketin bu devirde böyle hareketli bir gençliğe sahip olması herhalde Yazıcıoğlu’na Allah’ın bir lutfudur.

Edirne’den Adana’ya, Muş’tan Yalova’ya, Antalya’dan Erzurum’a Anadolu’nun dört bir yanından gelen Alperen Ocaklı gençler, gerçekten salondakilerin gözlerini kamaştırdılar. Hele Bingöl Alperen Ocakları mensubu gençlerin “Bingöl PKK ‘ya mezar olacak” sloganlarıyla salonu inletmeleri görülmeye değerdi.

BBP Genel Başkanı Sayın Muhsin YAZICIOĞLU; iktidara ve muhalefete eleştiriler de bulunduğu konuşmasında, kamuoyunun ve milliyetçi mukaddesatçı çevrelerin ilgisini çekecek söylemlerinden bazı başlıklar şöyleydi;

"Gelenekçi değil yenilikçi akla muhtaç olduğumuzu bilin. Ne ulusalcı ne küreselci olmak zorunda değilsiniz. Üçüncü bir yol olarak bizim yolumuz antiemperyalist, milliyetçi, maneviyatçı, yenilikçi çizgidir."

"Diyarbakır ne kadar Kürt'se Edirne o kadar Kürt'tür. Trabzon ne kadar Türk'se Diyarbakır o kadar Türk'tür”

"Rüşvet kasalarından, yolsuzluk keselerinden, birtakım güç odaklarından elde edilmiş kolay kazançlar, rüzgarla gelenler rüzgarla giderler. Bize düşen, karanlıktan şikayet etmek değil karanlığa mum yakmaktır.

AKP iktidarının dış politikada ABD ye, iç politikada AB’ye bağımlı olduğunu söyleyen Muhsin Yazıcıoğlu, CHP’yi de statükocu olmakla ve özgürlüklerin önünü tıkamakla suçladı.

BBP’nin Türkiye’nin sorunlarına çözüm için geliştirdiği “G-Ö-R” (Güvenlik-Özgürlük-Refah) 3 ana başlık altında 8’er maddeden oluşan projenin tanıtımı yapıldı. 3 x 8 = 24 saat çalışan Türkiye, Zengin Millet Altın Devlet şeklinde formüle edilen projeden sonra, BBP’nin yerel yönetimler projesi olan Şeffaf Yönetim Süreci, Büyük Aile Projesi’nin tanıtımı da yapıldı.

Belediye ihalelerinin meydanlarda kurulacak ekranlarla bütün halkın görmesinin sağlanması, halkın sadece sonuçtan haberdar edilmesi değil bütün yönetim sürecine dahil olması, mahallelerde kurulacak ve mahallelinin ortak olabileceği işletmelerle işsizliğin önlenmesi, gençlere meslek bilgisi yanında istihdam olanakları oluşturma amacı taşıyan Şehir Akademisi gibi başlıklardan oluşan proje BBP’li belediyeler tarafından hayata geçirilecek.

Siyasetin AKP ile CHP arasına sıkıştırıldığı bir dönemde böyle iddialı bir kurultay gerçekleştiren BBP Genel Merkezi’ni tebrik ediyorum. Siyasetin lobilerden, localardan, holdinglerden destek almadan da yapılabileceğini, Amerika ve İsrail e gitmeden de bu milletin kendini yönetecek kadroları olduğunu dosta düşmana gösterdiler.

Birilerinin yıllardır bitmesini merakla beklediği bir hareketin böyle gösterişli ve mükemmel organize edilmiş bir kurultayla yerel seçim startını vermesi dostları sevindirdiği gibi, Türk Milletinin düşmanlarını da ürkütmüştür muhakkak.

Hele birde Yazıcıoğlu’nun "Benimle gerekirse en çetin şartlarda birlikte yürümeye, milletimiz için fedakarlığa değil, gerekirse feda olmaya var mısınız?” sorusuna hiç düşünmeden ‘Evet’ diyen binlerce Alpereni görenlerin herhalde dudakları uçuklamıştır.

Biz sana emanetiz. Tarihimiz, milletimiz her şeyden önemlisi davamız sana emanet. Sesini yükselt, elini kaldır. Sık yumruğunu vur masaya.

Allah aşkına…

Ve haykır zalimlere inat, büyüklenenlere inat…

Allah’tan başka büyük ve Allah’tan başka galip yoktur diye!

Mazlumlar seni bekliyor Yiğit Adam…

Yazarın Yazıları